ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Ülkemiz için biz neyiz?

01.09.2020

Sevgili okurlar, 

Ülkemiz Yunanistan ve anavatanımız Türkiye arasındaki gerilim ne  yazık ki artarak devam ediyor. 

Doğu Akdeniz’deki gerilim nedeniyle iki ülke arasında oldukça hareketli günler yaşanıyor.

Geçmişte kriz dönemleri haricinde görüş ayrılıklarına rağmen iki ülke arasında istikşafi görüşmeler devam ettiriliyordu, yani iki ülke arasındaki diplomatik diyalog sürüyordu. 

Ancak ülkemizde hükümet değişikliğinin ardından ikili ilişkilerde gerilim günden güne arttı, bugüne gelindi. 

Ne yazık ki bizler de Yunan vatandaşı Türkler olarak iki ülke ilişkilerinin kötüleşmesinden payımızı aldık, ülkemiz bizim üzerimizdeki baskıyı arttırıp sahip olduğumuz hak  ve özgürlükleri biraz daha kısıtladı.

Aslında Yeni Demokrasi Partisi(NEA) hükümeti göreve gelir gelmez Batı Trakya Türkleri olarak daha kötü günlere uyandık!

NEA’nın yol haritası sanki çekmecede hazır duruyordu, göreve gelir gelmez yol haritasını çekmecesinden çıkardı ve uygulamaya koydu! 

Son bir yılda hükümetimizin bizi yok sayarak uygulamaya soktuğu pek çok şey yaşandı.

Geçen yıl Eylül ayında İskeçe’deki Türk Azınlık Ortaokulu ve Lisesi’nde iki yıl aradan sonra yeniden vardiyalı eğitim uygulamasına geçilmesine tepki gösteren velier büyük bir yürüyüş eylemi gerçekleştirdiler, derslik ve okul binası sorunun çözülmesi için talepte bulundular. Ancak bugüne dek  bu konuda bir çözüm üretilmedi. 

Rodop Seçilmiş Müftümüz İbrahim Şerif, 2016’da Musaköy’de Cuma namazı kıldırdığı için “müftülük makamını gasp” suçlamasıyla yargılandığı davada 80 gün hapis cezasına çarptırıldı.

İskeçe Seçilmiş Müftümüz Ahmet Mete de 2016’da Gökçepınar’da vefat eden askerin cenaze töreninde namaz kıldırdığı için “makam gaspı” suçlamasıyla yargılandığı davanın istinaftaki duruşmasında 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.

2020 yılının ilk günlerinde Yunanistan Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı’nın özerk olmasına karşın Türk okullarında Hristiyan Ortodoks dini inancına ait “Üç Azizler Günü” bayramının kutlanması kararı aldığını öğrendik. 

Mart ayında Koronavirüs salgınının ülkemizde etkisini göstermesiyle ülkece olağanüstü günler yaşadık. 

Bu dönemde de hükümetin Batı Trakya Türklerine olan tutumu değişmedi.  

Atanmış Rodop Müftü Naibi Gümülcine’nin Harmanlık mahallesindeki cami ile Şapçı’daki Hamidiye Camii’ne insanlarımızın karşı çıkmalarına rağmen yeni imamlar atadı.

Öte yandan Yunan devleti tarafından atanan Gümülcine Vakıflar İdaresi’nin görev süresi uzatıldı, dini özerkliğimize rağmen sahip olduğumuz vakıflarımızın idaresi yine devlet elinde kaldı. 

Koranavirüs salgını hakkında vatandaşları bilgilendirme kampanyası kapsamında NEA hükümeti ülke genelinde medya kuruluşlarına yaklaşık 20 milyon avro destek verdi, ama Türkçe yayın yapan Batı Trakya Türk basınına hiçbir ödeme yapılmadı.  

Batı Trakya Türk toplumuna karşı ayrımcılık ve inkar politikası devam etti. 

Temmuz’da dini özerkliğimize bir darbe  daha vuruldu! Meclis’te kabul edilen yeni yasa ile Gümülcine ve İskeçe’deki medreselerimizin encümen heyeti başkanlığına tayinli müftü naipleri getirildi. Medreselerde görev yapan öğretmenlerimizin işlerine de son verildi. 

Bitmedi!

Yeni eğitim-öğretim yılında hükümet, sekiz ilkokulumuzun daha kapatılmasına karar verdi.

Son olarak Ağustos’ta büyük bir skandal yaşadık.

Nüfusu tamamıyla Türk olan Gökçepınar’da İskeçe’deki 4. Kolordu’ya bağlı askeri birlikteki komandolar ellerinde silah ve teçhizatla köy içinde sokak ortasında eğitim yaptılar!

Sabah evlerinden çıkıp silahlı askerlerle karşılaşan çocuklarımız, insanlarımız büyük bir korku yaşadılar.  Çünkü tatbikat ve askeri eğitim hakkında herhangi bir bilgi verilmemişti. 

Kaldı ki askeri eğitim yapmak için sivil vatandaşların  yaşadığı köyden başka hiç yer yok muydu? 

Hangi çağda, nerede yaşıyoruz? Hangi ülkede asker elinde silahıyla eğitim yapmak için sokağa iniyor?

Tabii söz konusu ülkemiz ve bizler olunca her şey mümkün görünüyor!

Çünkü yüzyıllardır sevgi, sadakat ve bağlılıkla yaşadığımız bu topraklarda sadece Türk olduğumuz ve sahip olduğumuz haklarımızı alarak hak ettiğimiz bir yaşama kavuşmak istediğimiz için ötekiyiz! 

Ne yapsak, ne desek tehdit olarak görülüyoruz! 

İki ülke ilişkilerinin gerildiği dönemde ise fatura önce bize kesiliyor! 

Sonbahar da bir hayli hareketli geçecek gibi görünüyor!

Ne olursa olsun biz buradayız, haklarımız için mücadele etmeye devam edeceğiz!


Sağlıcakla kalın, 


Halit Habip Oğlu
ABTTF Başkanı

GALERİ