Batı Trakya'da Azınlık Eğitimi
Yunanistan'ın Trakya bölgesinde Azınlık Eğitimi, yıllardan beri birikmiş, çok sayıda ve çesitli sorunların baskısı altında bulunmaktadır. Azınlık eğitiminin statüsü ve ekonomik şartların ve sorunların zaman içerisindeki bir uzantısı olan müdahaleler sonucu önemli degişikliklere uğramıştır. Bunun sonucunda, kendi içinde çelişkili ve anlaşmalarla kurulan hassas dengelere uymayan, son derece karmaşık bir mevzuat yumağı ortaya çıkmıştır. Azınlık eğitiminin bugünkü çarpık yapısı, Yunanistan'ın olduğu kadar Avrupa Birliğinin de vatandaşı olan azınlık çocuklarını yetersiz ve uyumsuz ikinci sınıf vatandaşlara dönüştürmektedir.
Bugünkü haliyle azınlık eğitim sistemi, azınlıkla devlet arasındaki bağları güçlendiren değil, aksine gerginleştiren ve güven bunalımı doğuran bir mahiyet taşımaktadır. Bu durum sadece Yunanistan'ın anlaşmalarla üstlenmiş olduğu yükümlülüklerle çelişmekte kalmamakta, aynı zamanda Avrupa Birliği'nin yerleşik mevzuat, direktif ve kriterleriyle de bagdaşmamaktadır.
Azınlık eğitiminin günden güne derinleşen problemlerinin çözümünün gecikmelere ve ertelemelere tahammülü yoktur.
Azınlığın bu alandaki sorunlarına geçmişin acı tecrübelerinin dikenli pertavsızı yerine, mevcut anlaşmalar ile Avrupa'da geçerli yüksek hukuki ve insani standartların önyargısız, adil,güvenli ve aydınlık perspektifinden bakılması mümkün olabildiği takdirde, geleceğe dönük çözüm arayışlarının daha makul bir zemine oturtulabileceği ümit edilmektedir.
Böyle bir süreçte yöntem olarak, ''hukukun üstünlügüne saygılı, samimi diyalog'' kıstaslarının tercih edilmesinin, kabul edilebilir ve uygulanabilirliği olan çözüm yollarının bulunmasına yardımcı olacağı şüphesizdir.
Yunanistan'da Azınlık Eğitiminin Hukuki Temeli
Trakya'da yerlesik gayrimubadil Müslüman Türk azinlığının eğitiminin statüsünü belirleyen aşağıda kayıtlı temel belgeleri peşinen vurgulamak gerekmektedir.
a) Azınlığın genel olarak statüsünü beliryen ve müttefik devletlerle Türkiye arasında (aynı zamanda Türkiye ile Yunanistan arasında) 1923 yılında imzalanan Lozan Anlaşması:
b) Türkiye ile Yunanistan arasinda 20 Nisan 1951 tarihinde imzalanan Kültür Protokolü ve 1952 yılında gerçekleştirilen azınlık okullarında görevlendirilecek kontenjan öğretmenlerine dair Nota Teatisi:
c) 1968 tarihi Türkiye - Yunanistan Kültür Komisyonu Ankara ve Atina toplantıları Protokolü:
Lozan Anlaşması'nın 45. Maddesine bağlı olarak 40. Maddesine su hususlar bilirtilmistir. ''Azinlik mesuplari, diger bütün vatandaslarin faydalandiklari devlet teminetindan ve himayesinde hukuken ve fiilen faydalanacaklardir'.
Azinlik mensuplari, masraflari kendilerine ait olamak üzere her türlü hayir kurumlari, dini ve sosyal kuruluslari, okul ve benzeri egitim kurumlari açmak, bunlari idare etmek ve denetleme, bu kurumlarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dini görevlerini serbestçe yerine getirmek hususlarinda esit hakka sahip olacaklardir.
Sözkonusu Antlasmanin 37. Maddesine göre, Türkiye ve Yunanaistan, bu anlasmanin 38'den 44'de kadar olan maddelerinde belirtilen hükümlerin, esas kanun seklinde taninmalarini ve hiçbir kanun, hiçbir nizamve ve hiçbir resmi muamelenin bu hükümlere ters düsmemesini veya bu hükümlerle çelismemesini ve hiçbir kanun, hiçbir nizam ve hiçbir resmi muamelenin, zikredilen hükümlerin üstüne çikamamasiini kabul ve taahhüt etmis bulunmaktadirlar.
Yürürlükte olan 1975 tarihli Yunanistan Anayasanin 28. Maddesine de su hükme yer verilmektedir:
"Uluslararasi niteligi olan her anlasma, Yunan Meclisi tarafindan onaylandiktan sonra devletin dahili kanunu olur, onun üstüne artik hiçbir kanun yürürlüge konamaz"
Genel Durum
Lozan Antlasmasi ile mütemmin ahdi ve hukuki düzenlemeler çerçevesinde bölgede Yunanca ve Türkçe olmak üzere, iki dilde müfredat uygulayan azinlik ilkokullarinin sayisi 2002 yili itibariyla 231'dir. Bir okullara devam eden azinlik mebsubu ögrencilerin sayisinin 8000'in üzerinde oldugu tahmin edilmektedir. Iskece ve Gümülcine iki azinlik ortaokul ve lisesine devam edenlerin birlilkte azinlik mensubu ögrencilerin toplam sayisinin 9000'e yaklastigini söylamak mübalaga olmayacaktir.
6 yillik azinlik ilkokullarindan her yil 1000 civarinda ögrenci mezun olmakta, bunlarin 200'ü biraz asan bölümü azinlik ortaokul ve liselerine devam etmekte, okul sayisinin yetersizligi ve egitim düzeyinin düsüklügü nedeniyle geriuye kalanlar tek dilde Yunanca egitim veren diger okullara kaydolmak mecburiyetiyle karsi karsiya kalmaktadirlar.
Azinlik okullarinin ciddi boyutlara varan kitap, ögretmen, bina ve ders araci sorunlari bulunmaktadir. 1964 yilindan sonra yürürlüge konulan çok sayida kanun ve yönetmenlik, azinlik egitimine dair uluslararasi antlasma ve sözlesme hükümleri ile bazi temel Yunanistan yasalarina, eski tarihli Kral Iradelerine ve Cumhurbaskanligi Antlasmalarina dahi ters düsmüstür. Cunta Yönetiminin devrilmesinden sonra demokratik esaslara dayali bir rejime dönüldügü halde, azinlik egitimiyle ilgili olumsuzluklar maalesef düzeltilememistir. Hatta bu aykirilik ve bozukluklardan bazilari Cunta idaresinden sonra ismasina gelen hükümetlerin karar ve tasarruflarina da yansimis, zaman içerissnde çikartilan mevzuat ve yönetmenlikler, azinlik egitiminin özerk yapisinda büyük tahribata sebep olmustur. Belirsizlik ve bozukluklar, bugün de pek çok konuda devam etmekte, azinlik egitimi, içinden çikilmaz bir görünün arzetmekdedir.
Ders Kitapları Sorunu
Diyalog eksikligi ve bilinçi ihmaller sonucunda azinlik ilkokullari çok uzun süre temel egitime kullanilan yeterli ve çagdas ders kitaplarinda mahrum kalmistir. Bu durum zaman içerisinde azinlik egitiminin kalitesinin ve seviyesinin düsmesine yolaçmistir. Son zamanlarda Yunanistan - Türkiye iliskilerinde kaydedilen olumlu gelismele bu alana yansimis, iki ülke makamlari arasinda sürdürülen görüsmler sonucunda kabul edilen yeni Türkçe ilkokul kitaplari 2000 yilinda bölgeye gönderilen okullara dagitilmistir. Simdi azinlik ögretmenlerinin bu kitaplarin verimli bir sekilde uygulanabilmesi için tamamalayici mesleki egitim programlarina devam etmelerinin saglanmasi gerekmektedir.
Halizarinda azinlik ortaokul ve liseleri de yetersiz ve çagdasi kalmis ders kitaplari sorunuyla karsi bulunmaktadir. Yeni ders kitaplarinin onay ve basimi konusunda hükümetlerarasi görüsmeler henüz sonuçlanmamistir. Ilkokullarda oldugu gibi, ortaokul ve liselerde okutulacak ders kitaplarinin da iki ülkenin ilgili makamlarinin mutabakatiyla hazirlanarak bastirilmasi bir an önce Gümülcine ve Iskece Azinlik Ortaokul ve Liselerine kazandirilmasi temenni edilmektedi.
Ögretmen Sorunu
Lozan Antlasmasi'nin 40. Madesine, azinliga, kendi okullarina ve egitim kurumlarina açmak, yönetmek ve denetlemek hakkini vermektedir. Azinlik okullarinda Yunanca müftedati uygulayacak ögretmenlerin Milli Egitim ve Din Isleri Bakanligi tarafinda atanmasi tabiidir. Türkçe müfredati uygulayacak ögretmenlerin ise bilfiil azinlik tarafindan, diger bir deyisle okul encümenleri ve ögrenci velilerinin tercih ve onaylari dogrultusunda görevlendirilmeleri gereklidir. Halbulki bu alanda yürürlükte bulunan kanun ve yönetmenlikler, azinligin ögretmen seçme ve görevlendirme hakkini büyük ölçüde kisitlamaktadir. Bölge Genel Sekreterligine verilmis, okul evcümenlerinin, diger bir deyisle ögrenci velilerinin bu alandaki 'takdir ve tercih hakki'' yönetmenliklerle kisitlanarak kagit üzerinde birakilmistir. Azinlik ögretmenlerinin encümenlerin yetkiliri çerçevesinde atanmak amaciyla yapmis olduklari basvurular kabul edilmemektedir. Azinlik, Yunanistan'in mer'i hukuk düzeni içerisinde bu sorunu adil ve kalici bir çözüm bulunmasi ümidini korumaya çalismaktadir.
Öğretmen Yetiştirme Düzeni
Azinlik ögretmenleri konusunda yasayan en büyük sorum. Cunta Yönetiminin Lozan anlasmasinin teminati altindaki egitim rejimini bertaraf etmek amaciyla 1968 yilinda Selanik Özel Pedagoji Akademisi adi altinda bir kurumu azinga enpoze etmesi olmustur. Selektif yöntemlerle bu okula kaydedilen Azinlik mensuplari bu kurum bünyesinde özel bir egitim programina tabi tutulmak üzere azinlik okullarina tayin edilmektedirler. Lisan bilgisi ve pedagojik formasyon bakimlarindan Türkiye'de ögretmenlik formasyonu kazanmis az sayidaki azinlik ögretmeninin çok gerisinde kalan bu personelin azinlik okullarina tayin edilmesi vatandasla devlet arasinda iletisim ve güven duygudunu sarsmis, okullarda egitimin basarisini olumsuz yönde etkilemis, aryica azinlik cemaati içerisinde de gerginlik ve rahatsizliklara yol açarak, sosyal barisa zarar vermistir.
30 yili askin bir süredir tayinen azinlik okullarinda görevlendirilen ve bugün sayilari yüzleri bulan S.Ö.P.A mezunlarinin egitim sisteminde alternatifsiz hale getirilmeleri amaciyla bu müessesenin faaliyete geçmesinden sonra tahsillerini Türkiye'de tamamlayarak Yunanistan'a dönmüs bulunan azinlik mensupu ögretmenlerden bir bölümünün azinlik okullarina atmalari yapilmamis, bazilarinin ise görevlerine makul olmayan gerekçelerle son verilmistir. Son olarak, devlet memuru olmadiklari ve mevcut kamusal sigorta ve sosyal güvenlik programlarindan yararlanmadiklari halde, Türkiye formasyonlu ögretmenlere "60 yas" hizmet tavani uygulamasi getirilmek suratiyle,bu meslek grubunun tedricen egitim rejiminin disina itilmesi saglanmistir.
S.Ö.P.A.'ya kabul edilen ögretmen adaylari yakin geçmise kadar çogunlukla kendisine özgü din agirlikli ögretim veren iki medresinin mezunlari arasinda seçilegelmislerdir. Yunanistan ulusal egitim sistemi içindeki orta ögrenim okullariyla hiçbir paralelligi bulunmayan bu medreselerden yetisen azinlik fertleri, azinlik ilkögretim okullarina ögretmen olarak tayin edildiklerinde basvurduklari egitim bilgi ve teknikleri de formasyonlariyla sinirli ve son derecede yetersiz kalmaktadir.
21. yüzyilda Avrupa Birligi üyesi Yunanaistan'da azinlik egitiminin sorunlarina kabul edilebilir ve kapsamli çözümler gitirilmek isteniyorsa, siyasi otoritenin Selanik Özel Pedagoji Akademisi konusunda radikal bir anlayis degisikligini kabul etmesi gerekmektedir.
Azinlik egitiminin Türkçe müfredati konusunda S.Ö.P.A.nin yerine ikame edilebilecek ögretmen yetistirme mekanizmasinin belirlenmisinde, hükümetin, bugüne kadar yasayan olumsuz tecrübeleri göz önünde tutmasi ve azinligin görüs ve beklentilerine kulak vermesi beklenmekte; ayrica, gerek planlama, gerekse uygulama alaninda Türkiye ile diyalog ve isbirligi içerisinde olmasi arzu ve temenni edilmektedir.
Yurt Dışında Eğitim Gören Öğretmen Adayları
1960'li yillarin sonlarinda itibaren tahsillerinin yurt disinda (Türkiye'de) tamamlayan azinlik mensuplarinin azinlik okullarinda görev almalari engellenmistir. Bunun sonucunda çok sayida yetismis degerli eleman zayi olmus, ayrica, azinlik egitiminin Türkçe müfredatini uygulayacak Türkiye formasyonlu yetkin mahalli egitim kadrolari zaman içinde yaslanmislardir. Yönetimin bu konudaki tutumunda ahiren azinlik ortaokul ve liseleriyle sinirli bir yumusama gözlenmis, son üç yil içerisnde Türkiye formasyonlu 11 genç ögretmenin atamalari onaylanmistir, Öte yandan, yüzlerce ögretmene ihtiyaç bulunan 231 azinlik ,lkokulu konusunda hiçbir esneklik sergilenmemektedir. Yeterli vasiflari haiz çagdas yeni nesil ögretmenlerin yetistirilebilmesi için gereken zaman göz önünde tutularak, bu alanda da iyilestirme yapilmasinda, özellikle de diploma denkligi DIKATSA sürecinin hizlandirilmasinda ve okul encümenleri vasitasiyla tayinlerin kolaylastirilmasinda zorunluluk görülmektedir.
Okul Encümen Heyetleri
Uzun süren bir bekleyisin ardindan azinlik oukllarinda evcgmen seçimlerinin 12 Aralik 2002 tarihinde gerçeklestirilecek sekilde takvime baglanmasi, yönetimin, azinligin hakli beklentileriyle uyumlu ve cesaret verici bir adimi olarak degerlendirilmektedir. Önümüzdeki döneme encümen seçimlerinin demokratik bir biçimde kullanmalarina izin verilmesi, ögretmen atamalri dahil, egitim sorunlarina çözüm aranmasi sürecine iyimserlik asilayacak, hiç kuskusuz vadandasla devlet arsinda diyalog ve isbirligini güçlendirecektir.
Ders Saatleri Sorunu
Azinlik okullarinda uygulanan Yunanca ve Türkçe müfredat programi, Yunanistan ile Türkiye hükümetleri arasinda imzalanan anlasmalarla belirlenmis hassaa bir dengede oturtulmustur. Bu denge içerisinde Türkçe olarak okutulmasi gereken derslerin sayisi zaman içinde azaltilmis, bazilarinin saatleri kisaltilmistir. Yürürlükteki haftalik ders programi Milli Egitim ve Din Isleri Bakanligi'nin 162/4.6.1958 tarihli karariyla belirlenmis, daha sonra ayni Bakanligin 15.2.1975 tarihli karari ile tadil edilmistir.
Milli Egitim ve Din Isleri Bakanligi Z2/15/9/9.1.1985 (resmi gazete , sayi 20: cilt 2/17/1/1985) sayili karari ile azinlik okularinda Türkçe olarak okutulan Hayat Bilgisi dersinin, kararin yayinlanma tarihinden itibaren Yunanca okutulmasi hükme baglanmistir, Azinlik çocuklarinin ilkögretiminin belkemigini olusturan bu hayati dersin tek yanli bir kararla ve sadece resmi dilde ögretilecek sekilde degistirilmesi azinlik tarafindan yadirganmis, ancak bu uygulama konusunda tebki ve itirazlar maalesef karar mercilerince dikkate alinmamistir. Temel hayat bilgilerini azinlik dilinde ögrenmeden, resmi dilde ögrenmek zorunda birakilmalari ögrencilerin basarisini uzun vadede olumsuz yönde etkilemektedir.
Son zamanlarda karsilasilmaya baslanan yeni ve endise verici bir gelisme, azinlik çocuklarin kültürel kimliginin olusumu ve gelismesi bakimindan büyük önem tasoiyan ve anlasmalar uyarinca azinlik ögretmenlerince Türkçe olarak uygulanmasi gereken Beden Egitimi ve Müzik derslerinin bazi okularda hiç islenmedigi (bos geçtigi) bazi okularda ise Yunanli ögretmenlerce verilmeye baslandigi seklinde rahatsiz edici haber ve duyumlardir. Azinlik egitim sistemini kuran anlasmalarin lafzina ve ruhuna aykiri düseçek bu tür uygulamalardan özenle kaçinilmasi gereklidir.
AB Desteğiyle Azınlık Okullarının Eğitim Kalitesinin Yükseltilmesi Çabaları
1997 - 2000 yillari arasinda Milli Egitim ve Din Isleri Bakanligi bazi Üniversitelerle isbirligi yaparak, azinlik egitiminin standartlarinin yükseltilmesi amaciyla AvrupA Birligi destekli bir proje uygulanmis. Benzer bir projenin 2002 - 2004 yillari arasinda da uygulanacagi açiklanmistir. Atina Kapodistrias Üniversitesi profesörleri bu proje konusunda azinlik dernek ve kuruluslariyla diyalog tesis etmislerdir. Projenin agirlikli olarak azinlik okullarinda Yunanca dil ögretimini güçlendirmeyi amaçladigi, bu baglamda Yunanca olarak islenen diger dreslerin ve ögretmenlerin de takviye edilerek, ulusal egitim standartlarina yükseltilmesinin öngörüldügü anlasilmaktadir. Bu proje çerçevesinde bazi azinlik kurumlarindan gelen taleplere bagli olarak,azinlik mensubu ögretmenler için takviye Türkçe dil kurslari düzenlenebilecegini rivayet olunmaktadir.
Azinlik çocuklarinin yasalara saygili ve üretken vadandaslar olarak yetisebilmeleri ve topluma yeterli derecede uyum saglayabilmelreri bakimindan resmi dil Yunancayi iyi ögrenmelerinin gerektigi konusunda herhangi bir kusku veya tereddüt bulunmamaktadir. Esasen bu alandaki eksikligin bilinci içerisindeki azinlik mensubu bazi mütesebbislerin özel dersaneler açarak bedel mukabilinde Yunanca dil kurslari düzenledikleri bir vakiadir.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, azinlik egitim müfredatini etkileyebilecek türden kapsamli projeler hazirlanirken, egitim sisteminin yerlesik prensiplerine ve hassas dengelerine uygun davranilmasi, seffaf olunmasii ayni zmanda Yunanca ve Türkçe egitimin seviyesinin birbirine paralel olarak yükseltilmesine özen gösterilmesidir. Azinlik bu anlayisla yürütülecek çalismalara katkida bulunmaya hazirdir.
Çocuk Yuvaları ve Anne Okulları
Yasadigimiz çagda egitimin ve ögretimin temeli olan çocuk yavalarinin eksikligi toplumumuzda ciddi bir sekilde hissedilmektedir. En küçük yaslardan itibaren çocuklarin egitimli ve yetkin ögretmenler konturolünde yetistirilmesi, göz ardi edilemecek bir ihtiyaçtir. Sayilari giderek artan çalisan annelerin ve ana okullarinin açilmasi lüzumludur.
Yunanistan'daki diger toplum kesimleri gibi Bati Trakya Türk azinliginin da yeni nesilleri 21. Yüzyil Avrupasinin çagdas degerleri ile yüksek egitim ve bilim standartlarini özümseyecek imkanlarla kavusturmak istek ve kararliginda oldugundan kusku duyulmamalidir. Bu baglamda Türk Azinligin yogun oldugu yerlesim birimlerinde de çocuk yuvalari ve ana okullari açilmasi, bu konuda geçerli temel kriter ve slkelere sadik kalinmasi kaydiyla gerçeklestirilmesi arzuyan sayan bir hedeftir. Diger bir deyisle, okul öncesi çocuk bakim ve egitim kurumlarinin, azinligin sosyal ve kültürel yasaminin bir parçasi haline gelmesi ve azinlik egitim sisteminin bu kurumlari da içerecek sekilde genisletilmesi mümkün ve yararli olabilir. Bu konuda izlenecek yöntem ve çerçevenin, azinligin görüs ve talepleri ile uyumlu olacak sekilde blirlenmesi, uygulamanin da, belli bir plan ve takvim dahilinmde, gerekli hazirliklar yapildiktan sonra tedricen baslatilmasi gereklidir. Yuva ve ana okullarinda verilecek egitim ve hizmetlerin de, azinligin statüsüne uygun sekilde, iki dilde Türkçe ve Yunanca olarak yürütülmesi, uygulamanin hukuki çerçevesinin ise, Lozan ve kunuyla ilgili diger anlasma ve protokollerde oldugu gibi, Yunanistan ve Ytürkiye arsinda varilacak bir mutabakata dayandirilmasi önem arzetmekledir.
Halizarinda azinlik mensuplari arasinda yeterli sayida yuva ve ana okulu ögretmeni bulunmamatadir. Dolayisiyla bu konudaki uygulamanin, okullarda görev alacak yeterli sayida azinlik ögretmeninin süratle yetistirilmesini mümkün kilacak bir proje ile irtibatli kilinmasi, nitelikli ögretmen bulunan mahallerde yerel yönetimlerde isbirligi yapilarak hareket edilmesi gerçekçi bir yaklasim olacaktir.
Öneriler:
a) Yunanistan ve Türkiye'nin Disisleri ile Milli Egitim ve Din Islerinden sorumlu Bakanliklari arasinda azinlik egitiminin kal,te ve kosullarinin iyilestirilmesi amaciyla diyalog baslatilmalidir.
b) Bölgede yas ve egitim durumu müsait olan issiz azinlik mensubu ögretmenlerin belirlenerek okullarda görevlendirilmeleri amaciyla bir çalisma baslatilmalidir.
c) Yunanistan'da görev yapacak Türkiye vadandasi kontenjan ögretmenlerin sayisi1952 tarihli mutabakatta oldugu gibi yeniden 36'ya yükseltilmeli, bu ögretmenlerin bölgedeki okullarda dengeli bir sekilde görevlendirilmelerine imkan saglanmalidir.
d) 9 yillik zorumlu ilkögretim uygulamasinin Azinlik ilkokullarini da içerecek sekilde genisletilmesi amaciyla bir çalisma baslatilmalidir.
e) Gümülcine ve Iskece'deki ortaokul ve liselerin fiziki altyapilari, egitim araçlari ve kadrolari gelistirilmelidir.
f) Mülkiyet ve yönetimi azinliga ait olacak sekildei iki dilde egitim verecek 4 yeni lise, 1 sanat lisesi ve bir de kiz lisesi açilmasi devlet imkanlariyla desteklenmeli ve bu kurumlar himaye edilmelidir.
g) Iskece Azinlik Ortaokul ve Lisesi ögrencileri için bir yurt açilmalidir.
Bati Trakya'da azinlik egitiminin çagi ihtiyaç ve kosullarina uygun sekilde ve sorumsuz yürütülebilmesi için gerekli görülen düzenlem ve ihtiyaçlarin özetlendigi bu raporda belirtilen hususlar, azinligin öncelikle talep ve beklentilerini yansitmaktadir. Bu raporun hazirlanmasindan güdülen amaç, azinligin, kendisini dogrudan ilgilendiren egitim gibi yasamsal önemdeki bir konuda yapilmakta olan degerlendirmelere gerçekçi ve yapici bir anlayisla katkida bulunulmasidir. Bu görüslerin geçmisteki hatali uygulamalarin dogru bir biçimde teshis edilerek giderilmesine, keza uygulamadan kaynaklanan sorunlarin yolaçtigi sikinti ve gerginliklerin bertaraf edilerek, saglikli ve güvenli yeni nesiller yetistirilmesine yardimci olacagina samimiyetle inanilmaktadir.
Bati Trakya Türk Ögretmenler
Birligi Başkani
Cahit ALI OSMAN
Bati Trakya Azinligi Yüksek
Tahsilliler Dernegi Başkanı
Mehmet BAĞDATLI
Azınlık sorunu - Azınlık Eğitimi, paralel yaşamlar
Bati Trakya Türk Azinliginda egitim, ilk ve orta egitim, bir yandan 1923 lozon Anlasmasi, öbür yandan Yunanistan ile Türkiye arasinda yapilan ilgili görüsmeler ve anlasmalar ile statüsü belirlenmis, yari özerk, yari özel devletlerarasi, Türkçe ve Yunanca olarak iki dilli ve multikültürel nitelikli örnek bir azinlik egitimi görünümündeydi. Taklit edilmeye deger bir örnek alabilecekken, sonunda, Hükümetlerin aldiklarai önlemler sayesinde kaçinilmasi gereken bir örnek olup çikmistir.
Azinlik egitimi, antiazinlikci politikanin baslica hedefini olusturmustur ve genel azinlik sorunuyla paralel yürüyerek, bugün Azinligin itilmis oldugu durumun bir mikrografisi halini almistir. Kisaca tanimlamak gerekirse, bir türlü ve kasten çözüme kavusturulmayan ögretmen, ders kitabi, pogrom ve çalisma sorunlariyla düzeyi öylesine indirgenmistir ki, sonunda, yapilagelen bir benzetmeye göre, "cehalet üreten bir mekanizmaya dönüsmüstür". Azinlik egitimi, önüne cikarilan engeller yüzünden çaktandir misyonunu yerine getirememektedir. Bu duruda kendine ögrenci çekmek yerine, kendinden ögrenci kovacaktir.
Nitekim öyle olmaktadir. Azinlik, kendi okullarini ve kendi özerk egitimini yasatmanin tasidigi önemin bilincindedir. Bütün yasatma çabalarina ragmen, içine itildikleri çikmazlar yüzünden, bunlari yavas yavas terketmek zorunda kalmaktadir. Binlerce ilkokul ve özellikle ortaegitim ögrencisi, anabahalari tarafindan komsu Türkiye'de ki okullara göderilmektedir. Son yillarda gittikçe artan bir egilimle, yine binlerce ögrenci, multikültürel azinlik okullarini terkederek, devlet okullarina gitmeye baslamislardir.
Trakya'da 350'ye yakin azinlik ilkokulu vardir ve 1970'li yillarin basinda bu okullardaki ögrenci sayisi 16 bin kadardi, bugün %50 bir düsüs göstererek 8 bine inmistir.
Azinlik için orta ögretime ait yalnizca iki okul vardir ve bu iki okulda ögrenci sayisinin 400'leri geçmesine ve iki liseden yilda 30-40'tan çok ögrencinin mezun olmasina müsaade edilmemektedir. Bu sinirlama belki alinan maz görünür, ama gerçektir. Ögregin, bu amaçla alinan önlemlerden biri, bu iki okula her yil alinan ögrenci sayisi toplam olarak 90-100'ü geçmez. Bunu saglamak için, azinlik ortaokullarinda, Yunanistan'da hiçbir baska ortaokulda olmayan giris sinavlari konmustur. Son yillarda giris sinavlari kaldirilmis, yerine kura usulüyle belirli sayida ögrenci alinmaya baslamistir.
Yönetim, azinlik egitimini, tüm Azinligi soktugu hale yakisan bir sekilde "yasayan bir ölü" olarak mühafaza etmektedir.