Değerli okurlar,
Eğitim alanındaki özerk olmamıza rağmen uzun yıllardır süren devlet müdahalesi nedeniyle bu özerkliğimiz tahrip edildi.
1930’de 305 Türk ilkokulumuz varken yıllar içerisinde bu sayı azaldı.
2010 yılında hükümet ekonomik ve mali tedbirler kapsamında öğrenci sayısı 9’dan az olan devlet okullarını kapatma kararı aldı.
Ancak bu karar özel ve özerk olan Türk okullarımız için de uygulandı.
2011’de ilkokul sayımız 188 iken bu karar sonrası ilkokul sayımız hızla azaldı.
2024-2025 eğitim-öğretim yılında kapatılan dört okulla ilkokul sayımız artık sadece 86.
2025-2026’da bakalım daha kaç ilkokulumuz kapatılacak?
Ortaöğretimde durum daha da vahim!
İskeçe’de devlet ortaokulu ve lisesi sayısı toplam 29, oysa bizim sadece tek bir tane ortaokul-lisemiz var.
Rodop’ta toplam 23 devlet ortaokulu ve lisesi var, bizim yine sadece bir tane ortaokul-lisemiz var.
Oysa İskeçe’de nüfusun yarısına yakını Türk, Rodop’ta ise nüfusun çoğunluğu Türk.
Anaokulumuz ise hiç yok!
Ne İskeçe’de ne de Rodop’ta tek bir tane anaokulumuz yok!
Oysa anaokulu eğitimi zorunlu, ama devlet anaokulları açmamıza izin vermiyor.
Tüm bu engellere ve zorluklara rağmen ebeveynlerimiz çocuklarının iyi bir eğitim alması için ellerinden geleni yapıyorlar.
Ekonomik durumu iyi olanlar çocuklarına özel dersler aldırıyorlar.
Geçen yıl Mart ayında ülke çapındaki Kanguru isimli Matematik yarışmasında Celal Bayar Türk Azınlık Ortaokulu ve Lisesi’nden iki öğrencimiz başarılı oldu.
Edebiyat alanında da çocuklarımız başarılara imza attı.
Geçen Nisan’da ise İskeçe Türk Azınlık Ortaokulu – Lisesi’nden bir öğrencimiz Türkiye’de gerçekleşen şiir yarışmasında üçüncü oldu.
İlkokul düzeyinde İskeçe Merkez Türk Azınlık İlkokulu’ndaki robotik takımındaki öğrencilerimiz Atina’daki yarışmadan ödülle dönmüşlerdi.
Çocuklarımızın hepsi pırıl pırıl, kendi gelecekleri için güzel başarılara imza atıyorlar.
Ama fırsat verilirse!
Hepimiz biliyoruz ki kırsal kesimde ve ekonomik olarak bu imkana sahip olmayanlar bu çocuklarımız kadar şanslı değiller.
Özel ve özerk olması gerekirken devletin müdahalesi nedeniyle okullarımız yönetiminde kararları devlet alıyor, o nedenle kırsaldaki sorunları gidermek üzere yapılması gerekenleri biz yapamıyoruz.
O yüzden hep dediğimiz gibi eğitimdeki özerkliğimiz iade edilmeli!
Biz kırsaldan merkeze tüm okullarımızda modern ve kaliteli eğitim verilmesini sağlarız.
Eğitim alanında yaşadığımız eşitsizlik ve ayrımcılığı uluslararası alanda da elbette dile getiriyoruz.
Fransa, Strazburg’daki Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM)’ndeki Avrupa için Liberaller ve Demokratlar İttifakı(ALDE) Grubu’nun toplantısında bu gruba üye milletvekillerine eğitim alanındaki sorunlarımızı aktardık.
Sadece eğitimdeki değil din alanındaki özerkliğimizin elimizden alındığını da söyledik.
Avrupa Konseyi nezdinde en önemli konulardan biri olarak dernek kurma özgürlüğümüzün ihlal edildiğini de şüphesiz dile getirdik.
Milletvekilleri, konseye üye 46 ülkeden yalnızca ülkemiz Yunanistan’da kendi topraklarında yaşayan azınlığı yok sayan politikasını dinlediklerinde buna inanmakta zorlandılar.
Zira herkesin söylediği üzere Yunanistan demokrasinin beşiği olarak görülüyor.
Ama bunun doğru olmadığını sadece biz değil artık uluslararası örgütlerin raporları da söylüyor.
Zira AB Komisyonu’nun Hukukun Üstünlüğü raporu da, uluslararası sivil toplum kuruluşlarının raporları da ülkemizde son yıllarda hukukun üstünlüğü ve demokrasinin ciddi bir biçimde devlet eliyle zarar gördüğünü söylüyorlar.
Herkes duyana dek elbette hak ve özgürlüklerimiz için çalışmaya devam edeceğiz, her zaman olduğu gibi.
Şartlarımız ne kadar zor olsa da biz de, yeni yetişen nesillerimiz de hak arama mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz.
Ülkemizin yöneticileri de bunu anlayacaklar, er ya da geç!
Saygılarımla.
Halit Habip Oğlu
ABTTF Başkanı