ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Çözüme giden yol: Atina!

08.04.2019

Sayın okurlar, 

Lozan Antlaşması’na göre kendi okullarında Türkçe ve Yunanca olmak üzere iki dilli eğitim hakkına sahip Batı Trakya Türklerinin bu alandaki sorunlarını gündeme getirmek amacıyla Mart ayının başında Batı Trakya Türkleri olarak önce Gümülcine’de iki dilli eğitim çalıştayı ve konferans düzenledik. 

Bu etkinliğe anavatanımız Türkiye, ülkemiz Yunanistan ve Avrupa’nın farklı ülkelerinden uzmanlar katıldı. BM Azınlık Sorunları Özel Raportörü Prof. Fernand de Varennes de bu konferans için Gümülcine’deydi. 

İkinci olarak ise 20 Mart 2019’da Avrupa Hür İttifakı(EFA) ile birlikte Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu(AP)’nda konferans düzenledik. 

“Avrupa’da Azınlıkların Eğitimde Karşılaştığı Temel Sorunlar: Batı Trakya Türkleri ile Danimarka’daki Alman Azınlığı Örneklerinin Karşılaştırılması” başlıklı konferansa AP’deki Yeşiller/EFA Grubu Başkan Yardımcısı ve AP Geleneksel Azınlıklar, Ulusal Topluluklar ve Diller İntergrubu Eş Başkanı AP Milletvekili Josep-Maria Terricabras’ın ev sahipliği yaptı. 

Burada Avrupa’da iki dilli azınlık eğitimindeki iyi örnekleri Danimarka’dan Kuzey Schleswig Alman Okul ve Dil Derneği Pedagoji Danışmanı Käthe Freiberg-Nissen ile Danimarka’dan Kuzey Schleswig Alman Okul ve Dil Derneği Pedagoji Müdürü Anke Tästensen, Hollanda’dan NHL Stenden Üniversitesi Friz Dili ve Eğitimde Çok Dillilik Bölümü Başkanı Dr. Alex Riemersma aktardılar. 

Buna karşılık kötü örnek ise ülkemiz Yunanistan’ın sayısız müdahalesi nedeniyle düşük kalitedeki iki dilli eğitim sistemimiz oldu. Geçmişten günümüze eğitim sistemimizin getirildiği noktayı Batı Trakya Azınlığı Kültür ve Eğitim Şirketi(BAKEŞ)’nin Genel Müdürü Dr. Pervin Hayrullah aktardı. 

Brüksel’deki konferansa anavatanımızın diplomatları katılırken ne yazıkki ülkemizin Brüksel’deki diplomatik temsilciliğinden katılan olmadı. 

Ancak ülkemizin Avrupa Parlamentosu milletvekillerinden POTAMI Partisine mensup Miltiadis Kyrkos, ırkçı Radikal Vatansever Birlik Partisi (P.A.T.R.I.E)’nden Eleftherios Synadinos, ırkçı parti Altın Şafak Partisi’nden Georgios Epitideios ile Yeni Demokrasi Partisi’nden Manolis Kefalogiannis’in asistanı konferanstaydılar. 

2016’da Yunanistan’daki Makedonlar ile dernek kurma özgürlüğü konusunda AP’de gerçekleştirdiğimiz konferansı basan Eleftherios Synadinos, bu kez toplantıyı sonuna kadar dinledi. Konferans sonunda söz alan Synadinos, Lozan Antlaşması ile konunun bir bağlantısı olmadığını belirterek bizleri propaganda yapmakla, anavatanımız Türkiye’yi de Batı Trakya Türkleri üzerinden Yunanistan’a müdahale etmekle suçladı. 

Altın Şafak hariç ülkemizin Avrupa Parlamentosu’ndaki milletvekillerinden randevu talep ettiğimizde randevu alamazken bu milletvekilleri oradaki konferansımıza katıldılar. 

Anlaşılan o ki Brüksel’de bizleri engelleyemiyorlar, bu nedenle en azından orada bulunup alanı boş bırakmayalım diye düşünüyor olmalılar. 

Bu milletvekilleri samimiyetle bizleri dinlemek yerine devletin resmi tezini tekrar etme yoluna gittiler. 

Onların provokatif sorularına agresif ve saldırgan cevaplar vermek yerine sakin ve makul bir ses tonu ile gerçekleri tek tek sıraladık. 

Sorunlarımızın çözümünün Atina’da olduğunu üstüne basa basa söyledik. 

Bunun için devletimizin iyi niyetli bir yaklaşıma sahip olması gerektiğini anlattık. 

1-2 Nisan’da Viyana’daki Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı(AGİT) insani boyut toplantısında ise din alanındaki sorunlarımızı dile getirdik. 

Yine ılımlı bir ton ile devletin dini liderlerimiz olan müftülerimizi seçme hakkını elimizden aldığını anlattık.

Buna yanıt olarak Yunanistan, hiçbir Müslüman ülkesinde müftülerin seçimle göreve gelmediğini söyledi. 

Oysa kıyaslaması gerekenin diğer Müslüman ülkeler değil Türkiye’deki İstanbul Rum azınlığının patrik seçimi olduğunu ülkemiz elbette çok iyi biliyor. 

Ama her zaman yaptığı üzere gerçeği görmezden gelmeye ya da çarpıtmaya çalışıyor. 

Yunanistan Batı Trakya Türklerine sistematik olarak ayrımcılık uygulandığını kabul etmek yerine ekonomik kriz ya da ülkedeki genel eşitsizliklerin herkes için geçerli olduğu bahanesine sığınıyor. 

Parlamentoda milletvekillerimiz olduğunu, dolayısıyla tüm meselelere de müdahil olabildiğimizi iddia ediyor. 

Milletvekillerimizin kendi siyasi partimizden ya da bağımsız seçilmiş milletvekilleri olmayıp üyesi oldukları çoğunluk partisinin politikası ve disiplini ile bağlı olduklarını söylediğimizde “O zaman onlara oy vermeyin!” cevabını veriyorlar. 

Anlaşılan o ki uzun yıllardır uluslararası düzeyde verdiğimiz mücadele sayesinde Batı Trakya Türkleri konusunu artık herkesin uzaktan ya da yakından biliyor olması dolayısıyla ülkemiz daha fazla zor durumda kalmamak için zoraki de olsa bizleri muhatap almaya başlıyor. 

İşte bu da doğru yolda olduğumuzu gösteriyor!

Kalın sağlıcakla. 

Halit Habip Oğlu
ABTTF Başkanı

GALERİ