ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Sesimizi bastırmaya çalışanlara inat hak ve özgürlükler mücadelemize devam!

03.12.2025

Değerli okurlar, 

Yine bir yılı daha arkamızda bırakmaya hazırlanıyoruz. 

Bu yılın sonuna yaklaşırken çalışmalarımızın en önemli duraklarından bir Birleşmiş Milletler nezdindeki temaslarımız oldu. 

2006 yılında BM Ekonomik ve Sosyal Konseyi’ne Özel İstişari Statüde üye olduktan sonra yılda üç kere düzenlenen BM İnsan Hakları Konseyi’ne elli yazılı bildiri sunduk, kimi oturumlara fiziken katıldık. 

Neredeyse 20 yıldır BM nezdinde varlık gösterdiğimiz çalışmalarımızda yalnızca BM İnsan Hakları Konseyi değil BM antlaşma organları mekanizmaları çerçevesinde Yunanistan’ın inceleme süreçlerine katkı sağladık, Yunanistan incelemelerini takip ettik. 

Ulusal azınlıklar açısından BM’deki en önemli atfedilen platform olan BM Azınlık Sorunları Forumu’nun ilk kuruluş toplantısında da Cenevre’deydik. 

18 yıldır her yıl bu zamanlarda düzenlenen foruma iştirak ettik, Batı Trakya Türk toplumunun sorunlarını yılmadan, kararlılıkla dile getirdik. 

Bu yıl 18’incisi düzenlenen BM Azınlık Sorunları Forumu’na BM Azınlık Sorunları Özel Raportörü Prof. Nicolas Levrat ile olan özel görüşmemiz dolayısıyla bu yıl ilk kez ben de katılmış oldum. 

BM’ye üye tüm ülkelerin diplomatik temsilcilerinin katıldığı toplantıya dünyanın farklı bölgelerinden çok sayıda sivil toplum kuruluşu da katıldı, Özel Raportörün verdiği bilgiye göre toplantıya yaklaşık 800 kişi kaydoldu. 

Biz de elbette oradaydık. 

Bölgemizden Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) temsilcileri de oradaydı. 

Batı Trakya Türk toplumunun sorunlarını forumda yaptığımız konuşmalarda BM gündemine sesli olarak taşıdık. 

Ülkemiz Yunanistan yine bilineni tekrarladı, gerçeklere dayanmayan devlet tezini ileri sürdü. 

Öte yandan anlaşılan devlet tezi gerçekleri örtbas etmeye yetmiyor olmalı ki bu kez ülkemizin devlet tezini destekleyen bölgemizden kurum ve kuruluşlar da Cenevre’deydi. 

Toplantıya gelen kuruluşlar toplantıya kayıt yaptırdıkları isimleri ile Yunanistan’daki Trakya Müslüman Alevi-Bektaşileri Komitesi, Dimetoka Müslüman Mülklerinin Yönetimi İdari Komitesi, Gümülcine Müslüman Mülklerinin Yönetimi İdari Komitesi, Trakya İslami Eğitim Öğretmenleri Derneği, Gümülcine Poş Poş Müslüman Yunanlılar Derneği, İskeçe Drosero Roman Kadınları Kültür ve Eğitim Derneği “Umut”, İskeçe Dağlık Bölgesi Kültür ve Spor Komitesi ve İskeçe Pomak Kültür Derneği oldu.

Toplantıda 1923 Lozan Antlaşması ile statüsü ve hakları belirlenen, bu yönü ile aynı antlaşma ile kaderi belirlenmiş İstanbul Rumlarını temsilen İstanbul Rumları Ekümenik Federasyonu (Ec.Fe.Con) da oradaydı. 

Ec.Fe.Con temsilcisi de Türkiye’de nüfuslarının azaldığını belirterek Türkiye’den özellikle genç neslin Türkiye’ye yerleşmesi için özel teşvik programları yaratılmasını istediler. 

Bu yılki forumda Arnavutluk’taki Yunan azınlığın temsilcisi Omonia da vardı, onlar da Arnavutluk’taki Yunan azınlığının anavatanı olan Yunanistan ile ilişkileri bakımından kendi azınlıkları ile Arnavutluk arasında güven tesis edilmesini istediler, Yunan azınlığı olarak Arnavutluk’taki sorunlarını dile getirdiler. 

Tahmin edeceğiniz üzere forum ülkemiz gündemine de taşındı, medyada geniş yer buldu. 

Yunan medyası da devlet tezini tekrar eden pozisyonunu elbette değiştirmedi, forumdaki haberlerin aktarılışında kullanılan dil bunu gösterdi. 

Zira ABTTF ve BTAYTD olarak Batı Trakya Türk toplumunun sorunlarını dile getirdiğimiz forumda bölgemizdeki diğer kuruluşların yaptıkları konuşmalar medyada “… iddiaları bertaraf edildi”, “… tamamen asılsız iddialar”, “… ülkemiz haklı tezlerini güçlü şekilde ifade etti” gibi ifadelerle yazıldı. 

Öte yandan Arnavutluk’taki Yunan azınlığından bahsedilen haberlerde “ulusal Yunan azınlığı” tanımlaması dikkat çekiciydi. 

Demem o ki Yunanistan’da anaakım dahil olmak üzere genel medya objektif olmak yerine ülkemizde devlet tezinin ve resmi söylemin her gün yeniden üretildiği bir mecra halinde. 

Eleştirel bir sesin ya da devlet tezi ile örtüşmeyen bir fikrin medyada yer bulması neredeyse imkânsız. 

Siyaset ve medyada Batı Trakya Türk toplumuna karşı kurumsallaşmış bir ayrımcılık var. Söylediğimizi olduğu gibi aktarmıyorlar ve bizlerden birinin bir Yunan gazetesinde yazısı yayımlanmıyor.

Her fırsatta medya bizim sesimizi çarpıtmaya yönelik hareket ediyor, yetmiyor devlet tezinin ateşli savunucusu tadında bir üslup kullanılıyor. 

Ancak hep dediğimiz gibi güneş balçıkla sıvanmaz, gerçeklerin üstü çeşitli oyun ve yalanlarla ancak bir süre kapatılabilir, er ya da geç gerçekler ortaya çıkar. 

Biz yıllardır hak ve özgürlükler mücadelesi içindeyiz, neyin ne olduğunu bilecek kadar deneyimimiz oldu. 

Birileri yanlış bir gerçeklik yaratmaya çalışadursun, biz bildiğimiz yoldan şaşmadan kendi sesimizi her platformda duyurmaya devam edeceğiz. 

Hak ve özgürlükler mücadelesi kararlı, azimli, uzun bir yoldur. 

Bunu bilerek hareket ettik, bu tür aldatmacalar bizi yolumuzdan çevirmez, aksine daha da kamçılar. 

Sesimizi kısamadılar, kısamazlar! 

Bizden sonraki genç kuşaklarımız da bu mücadeleyi devam ettirecek. 

Çünkü bu bir var olma ve kimlik mücadelesi! 

Bu vesile ile her birinizin yaklaşan yeni yılını kutlar, 2026’nın herkese sağlık, barış ve mutluluk getirmesini temenni ederim.

Saygılarımla. 


Halit Habip Oğlu
ABTTF Başkanı
 

GALERİ