ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Demokrasinin beşiği maskesinin altında yok sayılan Batı Trakya Türkleri!

02.03.2020

Sevgili okurlar, 

2020 yılı çok hareketli, oldukça yoğun bir gündem ile başladı. Yalnızca Şubat ayında bölgemiz, ülkemizin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı’nı ağırladı. 

Şimdi de bölgemiz mülteci krizinin en yoğun yaşandığı bu günlerde ülke gündeminde de en üst sırada yer alıyor.

Ülkemizin Cumhurbaşkanı 10 Şubat’ta bölgemize geldi, köyüm olan Muratlı’nın bağlı olduğu Şapçı-Maronya Belediyesi’nin kendisine fahri hemşehrilik ünvanı vermesi dolayısıyla düzenlenen törende Pavlopulos, bizden söz ederken yine Trakya’da yaşayan azınlık ifadesini kullanarak bizim dini bir azınlık olduğumuzu ve Yunan Müslümanları olduğumuz gerçeğinin değişmeyeceğini söyledi. 

Ülkemizin en yüksek temsilcisi olarak Cumburbaşkanı Pavlopulos’un açıklaması bizi şaşırttı mı? Hayır! Görev süresi boyunca toplumumuz ile diyalog için bir kapı aralamak yerine devletin bizi yok sayan resmi tezini tekrar etti. 

Pavlopulos’un  açıklamasına ABTTF dahil tüm kurumlarımız haklı olarak tepki gösterdi. 

Cumhurbaşkanından iki hafta sonra bu kez 25 Şubat’ta ülkemizin Başbakanı Miçotakis, Gümülcine’de Rodop İli Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nda yapılan toplantıya katıldı. Miçotakis, 27 Şubat’ta ise Dedeağaç’ta Bulgar mevkidaşı Boyko Borisov ile görüştü.

Miçotakis, Gümülcine’de ticaret odaları, meslek kuruluşları, sendika ve tarım kuruluşlarının temsilcileri ile bir araya gelerek Rodop ili ve bölgenin kalkınmasına yönelik talepleri dinledi, basın toplantısı gerçekleştirdi. 

Kamuoyuna yansıyan tabloya baktığımızda dikkat çeken bizden, yani Batı Trakya Türklerinden kurum ve kuruluşlardan temsilcilerin bu toplantıda yer almamaları oldu. Çünkü davet edilmediler!  

Aslında bu yeni bir durum değil, yıllardır Türk toplumu olarak yok sayılıyoruz. 

Düşünün, ülkemizin Başbakanı bölgemize, Rodop’a geliyor ama burada bölge nüfusunun yalnızca yüzde 45’i ile görüşüyor. Yani nüfus açısından baktığımızda Miçotakis, bölgedeki azınlık ile bir araya geliyor. Zira Rodop’ta nüfusun çoğunluğunu yüzde 55 ile Türkler olarak biz oluşturuyoruz. 
Ancak bölgenin kalkınması ile ilgili toplantıda bölge nüfusunun çoğunluğunu oluşturmamıza rağmen Başbakan’ımız kurum ve kuruluşlarımızın yöneticileri ile görüşmüyor, toplantıda kuruluşlarımız dikkate dahi alınmıyor. 

Fakat kimsenin unutmaması gereken bir gerçek var. O da şu: Biz yüzyıllardır buradaydık, buradayız ve burada olmaya da devam edeceğiz. 

O zaman da  Türk’tük, şimdi de Türk’üz. 

Burada saygısızca ırkçı ve ayrımcı bir tutum sergileyen ülkemiz, öte yandan her fırsatta demokrasinin beşiği bir ülke olmakla, AB ülkesi olarak AB norm ve standartlarına uyan örnek bir ülke olmakla övünüyor.

Aynı şekilde sözde demokrasinin beşiği olan ülkemiz, mülteci krizinde de benzer şekilde demokrasi ve insan haklarından uzak bir politika izliyor. 

Sınıra gelen mültecilere karşı genç, yaşlı, çocuk demeksizin orantısız güç kullanarak savaş nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kalan mültecileri kapıdan içeri sokmamaya çalışıyor. 

Sınırdan gelen görüntüleri izlediğimizde yüreğimiz burkuluyor.

Mültecilere karşı tutuma bakarak ülkemizde nasıl bir demokrası ve insan hakları anlayışı olduğunu görmek mümkün.

Batı Trakya Türkleri olarak biz bu tutumu çok iyi biliyoruz! 

Ülke dışında kendisini demokrasinin beşiği olarak tanıtıp ülkede insan ve azınlık hakları alanında tek bir sorun dahi olmadığını iddia ederek ülke içinde yok sayılmak, siyasi, sosyal, ekonomik baskı görmek ve ayrımcılığa uğramak nedir, çok iyi biliriz. 

Zira 1974’te Albaylar Cuntası devrilip de ülkemizde demokrasi yeniden inşa edildiğinde demokratik sistem bizim için işletilmedi. O günlerden bu günlere gelene dek korku dolu çok zaman yaşadık. 

Ama artık eski zamanlar geride kaldı! 

Şimdi demokrasi maskesinin altında hak ihlallerine, ayrımcılığa karşı susmayan bir toplumuz.

Artık korkmuyoruz, susmuyoruz. Susmayacağız!

İşte bu sayede bugün herkes bizi biliyor, ülkemizin bize karşı olan politikasının gerçeklikten uzak iki yüzlü bir politika olduğunu da herkes anladı!

Meşakkatli ve uzun bu yolun sonunda hak ettiğimiz yaşama kavuşacağımıza da bu yüzden inancımız tam! Azimle, yılmadan haklarımızı savunacağız! 

Varsın ülkemizin Cumhurbaşkanı, Başbakanı buraya kadar gelip de bizi görmezden gelsin!

Gerçekler apaçık ortada, elbet bir gün bu eski kafalı devlet anlayışı yıkılacak! 

Bizi olduğumuz gibi gören, kabul eden, kucak açan yönetimler de olacak!

Saygılarımla.


Halit Habip Oğlu
ABTTF Başkanı

GALERİ