ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Başkan’dan

09.11.2004
Bundan sonra belli aralıklarla Federasyonumuzun faaliyetlerini ve Batı Trakya Türk Azınlığı’nı ilgilendiren konularda yaşanan gelişmeleri sizlerle paylaşmak ve değerlendirmelerimi sizlere aktarmak istiyorum. Umarım bu değerlendirmelere sizler de kendi düşüncelerinizi katarsınız. Böylece yaşanan gelişmelerin ve karşı karşıya bulunduğumuz durumların eğrisiyle ve doğrusuyla uygarca ve dostça tartışıldığı bir ortam yaratmış oluruz.

Geçen ay içerisinde Berlinde düzenlenen benim de katıldığım bir törenle “Quadriga Ödülleri” dağıtıldı. Doğu ve Batı Almanya’nın birleştiği gün olan 3 Ekim’de dağıtılan “Quadriga Ödülleri” dört kategori üzerinden verilmektedir. Bu yıldan itibaren bir beşinci ödül daha verilmeye başlandı.

Bu yıl ödül alanların başında “Yılın Avrupalısı” seçilen Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan vardı. Recep Tayyip Erdoğan’a ödülünü Federal Almanya Şansölyesi Gerhard Schröder verdi. Törende ayrıca Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai, yazar Eric Emmanuel Schmitt, bariton Prof. Thomas Quasthoff ve insan hakları savunucusu Simon Panek de ödül aldılar.

Bu yılki ödül töreninde Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu’nu temsilen başkan sıfatıyla benim de yer almam sevindirici bir gelişmeydi. Federasyonumuz 1988 yılında kurulmuş ve Almanya ve uluslararası çapta faaliyetlerde bulunmasına rağmen, şu ana kadar Almanya çapında bu çapta bir ilgi ve alaka görmemişti. Federasyonumuz “Werkstatt Deutschland” derneği tarafından özel olarak davet edildi. Genelde Türk denince sadece Türkiye’den Almanya’ya göç etmiş Türkler akla gelir ve bu tip davetlere sadece onların temsilcileri davet edilirdi. Bu törene bizim de davet edilmemiz bir anlamda Batı Trakya Türkleri’nin varlığının kabulu anlamına da gelmektedir.

Katıldığım ödül töreninde Türk ve Alman siyaset adamları, üst düzey diplomatlar, sinema sanatçıları, işadamları ve az sayıda sivil toplum örgütü temsilcileri hazır bulundular. Bizim de bu az sayıdaki sivil toplum örgütünün içerisinde yer almamız, kuruluş olarak ABTTF’nin de yaptığı çalışmalarla kendine Almanya’daki kuruluşlar arasında önemli bir yer edindiğini, göze batanmaya ve iyice tanınmaya başladığını göstermektedir. 

Tüm bu saydıklarım, gitmiş olduğumuz yolun ne kadar doğru olduğunu göstermektedir. Bu yolda hiç durmadan, sabırla ilerlemeliyiz. Bunu da ancak hep beraber, elele vererek gerçekleştirebiliriz.

ABTTF Yönetim Kurulu olarak, 2002 yılında tekrar seçildikten sonra yöenetici arkadaşlarımla beraber mücadele için yollara düştük. Sorunlarımızı uluslararası alanda anlatmanın önemini çok iyi bildiğimiz için bu alana ağırığımızı verdik. Azınlık Hakları Grubu (MRG) ile bağlantıya geçtik. Avrupa Ulusları Federal Birliği (FUEN), AGİT, HABITAT ve Birleşmiş Milletler Azınlık Çalışma Grubu toplantılarına katıldık. Özellikle HABITAT’ın Barselona’da ve Avrupa Ulusları Federal Birliği’nin Polonya’nin Kamien Slanski şehrinde yapılan toplantılarına katılmamız için özel davet aldık. 

Değerli hemşerilerim katıldığımız toplantılarda her azınlığın değişik koşullarda yaşadığını gördük. Örneğin Almanya’daki ve Danimarka’daki azınlıklar sayıları çok az olmasına rağmen her vatandaşın sahip olduğu haklara sahipken, Ahıska Türkleri gibi bazı azınlıkların da çok zor koşullar altında, hatta memleketlerinden uzakta yaşamak zorunda kalmaktadırlar. 

Bizler uluslararası camiada sesimizi duyururken Avrupa Ulusları Federal Birliği (FUEN), Azınlık Hakları Grubu (MRG) ve Avrupa Azınlık Sorunları Merkezi (ECMI) gibi kuruluşlarla ortak çalışmalar yapmanın, onların bilgi ve tecrübelerinden faydalanmalıyız. ABTTF olarak bu kuruluşlara üye olmak yönündeki çalışmalarımız devam etmektedir. Hatta Avrupa Ulusları Federal Birliği’nden bu yönde bir davet de almış bulunuyoruz. 

Bu kuruluşlara üye olmanın sorunlarımızı duyurmak açısından bize büyük kattkı sağlayacağı açıktır. Ancak bunu yaparken Batı Trakya Türkleri ve onların kuruluşları olarak bizler de bir araya gelmeli, öncelikle kendi içimizdeki birliği sağlamalıyız. Bu sayede elde edeceğimiz güçle bir vücudun değişik organları şeklinde uyum içerisinde hareket ederiz ve sonuca daha kolay ve çabuk ulaşırız.

Ayrıca katıldığımız HABITAT toplantılarında, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın içinde bulunduğu durumu kent kültürü, kent altyapısı, kent yönetimi ve çevre bilinci açısından ortaya koymaya çalıştık. Bildiğiniz gibi azınlığımızın yaşamakta olduğu bölge Avrupa Birliği içerisinde en geri kalmış bölgeler arasındadır. Barselona’da Batı Trakya Türkleri’nin yaşadığı yerlerde karşı karşıya bulunduğu kentsel, sosyal ve kültürel sorunları göz önüne sermeye çalıştık. Çözüm yolları konusunda bilgi alışverişinde bulunduk.

Bizce yıllardır anlata geldiğmiz sorunlarımızın yanında çok sözü edilmeyen bu sorunlar da büyük önem taşımaktadır. Örneğin eğitim konusunda yaşanan sorunlar azınlığımızın geleceği olan çocuklarımızı doğrudan ve olumsuz yönde etkilemektedir. Altyapı sorunları insanımızı yaşam şartlarını zorlaştırmaktadır. Halkın yönetime doğrudan katılımı konusunda da daha yapılması gereken çok şey vardır. 

Satırlarıma burada son verirken, sizlerin de bu düşüncelere kendi görüşlerinizle katkıda bulunacağınızı ve yaptığımız çalışmalarda bizlere destek olacağınızı umuyorum. 

Ayrıca Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu Yönetim Kurulu adına, yaklaşmakta olan Ramazan Bayramı’nın tüm İslam alemine kutlu olmasını, mutluluk ver huzur getirmesini dilerim.

Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu Genel Başkanı

Halit Habipoğlu