ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Yunan Hükümeti’ne Mesaj: Eğitim özerkliğimizin iadesini istiyoruz!

06.03.2019

Sevgili okurlar, 

Batı Trakya Türk toplumu, Lozan Antlaşması ile eğitim ve din alanında özerkliğe sahip. 

Tıpkı İstanbul, Gökçeada ve Bozcada’da yaşayan Rumlar gibi.

Eğitimdeki sorunlar yıllardır devam ediyor. Mevcut sorunların üstüne her geçen yıl bir yenisi daha eklendi. 

2010’dan bu yana öğrenci azlığı bahanesi ile ilkokullarımız kapatılıyor, okullarımızın sayısı git gide düştü. 

Mevcut ilkokullarımızda ise iki dilli eğitim devletin yaptığı sayısız müdahale nedeniyle düşük kalitede. 

Batı Trakya Türk toplumunun iki dilli eğitim sistemini 2 Mart 2019, Cumartesi günü Gümülcine’de gerçekleştirdiğimiz çalıştayda ve sonrasında halka açık gerçekleşen konferansta enine boyuna tartıştık. 

Ülkemiz Yunanistan ile anavatanımız Türkiye’den iki dilli eğitim konusunda uzman akademisyenler, Hollanda, Danimarka ve Belçika’dan iki dilli azınlık eğitim modellerini aktarmak üzere gelen sivil toplum temsilcileri ve Batı Trakya’dan öğretmenlerimiz konferans öncesindeki çalıştayda iki dilli eğitim konusunu ele aldık. 

Gümülcine’deki konferansa Batı Trakya Türk toplumunun yoğun bir katılım göstermesi çok sevindirici. 

Sevindirici diğer nokta ise Gümülcine’deki Medrese-i Hayriye dahil Türk okullarında ders veren öğretmenler de konferanstaydı. 

Konferansa BM Azınlık Sorunları Özel Raportörü Prof. Fernand de Varennes’in onur konuğu olarak katılması ile konferans şüphesiz bambaşka bir boyut kazandı. 

Çalıştay ve konferansta yapılan tartışmalar neticesinde varılan sonuç sonrasında Batı Trakya Türkleri olarak eğitimdeki taleplerimizi Yunan hükümetine ve ilgili makamlara ileteceğiz.

Ancak tek bir cümle ile özetlemem gerekirse tamamıyla politize edilmiş olan eğitim özerkliğimiz acilen siyaset dışı alana çıkartılmalı!

Bizimle ilgili meseleler bizimle tartışılmalı, sorunlara bizimle birlikte çözüm aranmalı!

Etkinliğe katılan ülkemizden akademisyenler, eğitimde bize haksızlık yapıldığını söyleseler de büyük bir kısmı çözüm devlet okul sistemi içerisinde Türkçe dersler verilmesini istediler. 

Bunun gerekçesi ise Türk okullarındaki eğitimin kalitesiz olmasıymış!

Çalıştay ve konferansta sürekli olarak söylediğimi burada bir kez daha tekrarlamak istiyorum:

1923’ten 1967’ye kadar sahip olduğumuz özerklik sayesinde iyi sonuçlar alınırken bugün bu özerklik 
kötü olarak değerlendiriliyor.

Çünkü 1970’lerden itibaren eğitim konusu politize edildi, özerk yapıya devlet sayısız müdahelede bulunarak özerkliği elimizden aldı. 

Sonuç ise karmaşık bir yapıda kalitesiz bir eğitim oldu. 

Öğrenci az denerek okullar kapatıldı. 

Peki, çözüm ne?

Çözüm, antlaşmalarda öngörüldüğü üzere özerk yapının yeniden inşa edilmesi! 

İyi niyete dayalı bir siyasi yaklaşım ile Batı Trakya Türk toplumunun kendi okullarında anadilde eğitim hakkı çerçevesinde iki dilli bir eğitim sunmasına izin verilmesi gerekli. 

Tıpkı Türkiye’de Gökçeada’da yaşayan Rumların eğitim özerkliği çerçevesinde kendi okullarını yeniden açabildikleri gibi, biz de ülkemizden eğitim alanında samimi ve gerçek bir adım bekliyoruz.

Zira ülkemiz Arnavutluk’ta yaşayan Yunanlılar için anadilde eğitim hakkı verilmesini istiyor, bunun için diplomatik düzeyde girişimlerde bulunuyor. 

Peki aynı Yunanistan kendi ülkesindeki Türkler için aynısını neden isteyemiyor?

Üstelik biz antlaşmalar ile eğitimde özerk kılınmış bir toplumuz!

Bu durumda soruyorum: Yanlış nerede, yanlış kimde? İddia edildiği üzere ülkesi ile bütünleşmek istemeyen bizde mi, yoksa sayısız müdahaleleri nedeniyle Batı Trakya Türklerinin güvenini kaybetmiş olan devlette mi?

Sizce de cevap oldukça açık, değil mi?

Saygılarımla.

Halit Habip Oğlu
ABTTF Başkanı

GALERİ