Batı Trakya’da yeni bir dönemin başlangıcı mümkün mü?

Sevgili okuyucular,

Sevinçleri ve üzüntüleri ile bir yıl daha geçmişte kaldı. Yeni yıl yeni bir başlangıç demek, yeni umutlar demek! Birey ve toplum olarak yeni yılda yeni umutlar ve beklentiler ile doluyuz.

Ülkemizde yaşanan ekonomik krizi dikkate alırsak mevcut şartlar ne kadar umutsuz görünse de her ne koşulda olursa olsun umudumuzdan vazgeçmememiz gerekiyor. Hem bireysel hem de toplumsal olarak gelecek ile ilgili umutlarımızı korumamız gerekli.

Gelecek umutlarımızı korurken gerçekleri de göz ardı etmememiz gerekli, aksi takdirde gerçekçilikten uzak hayal dünyasına sürükleniriz. Gerçekler ışığında durumumuzu tespit edip geleceğe dair umut ve beklentilerimizi belirlememiz daha sağlıklı olur.

Anavatanımızın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Aralık ayındaki ziyareti sonrasında ülkemiz hükümeti temsilcilerinden ve bazı basın-yayın kuruluşlarından Batı Trakya Türkleri ve Lozan Antlaşması ile ilgili açıklamalar geldi.

Erdoğan’ın ziyaretinin ardından önce ülkemizin Başbakanı Aleksis Çipras, Batı Trakya Türklerinden “Yunan vatandaşı Müslümanlar” diye bahsederek müftü sorunu konusunda Batı Trakya Türkleri ile birlikte kalıcı bir yasal düzenleme hazırlayacaklarını söyledi.

Hemen ardından Eğitim Bakanı Kostas Gavroglu, Batı Trakya Türklerinin geçmişte baskılar ve kabul edilemez yasalara maruz kaldığını söyleyerek artık bize yönelik saygılı bir politika izlemek istediklerini söyledi, bundan böyle azınlığın geleneklerine saygılı olacaklarını belirtti.

Öte yandan Batı Trakya Türklerinin iki dilli anaokulları talebi yine görmezden gelinerek Batı Trakya Türk toplumunun yaşadığı köylerde uygulanacak pilot proje kapsamındaki altı devlet anaokulunun isimleri açıklandı. Pilot proje ile altı köydeki devlet anaokullarında Yunanlı öğretmen ile birlikte Türkçe ve Yunanca bilen azınlık mensupları görev yapacaklar.

Bir yandan hükümet müftü sorunu konusunda Batı Trakya Türkleri ile birlikte bir yasal düzenleme çıkaracağız diyor, öte yandan anaokullar konusunda ise aynı hükümet talepleri görmezden gelerek devlet okul sistemi içerisindeki pilot proje uygulamasında ısrar ediyor.

Bu şartlar altında toplum olarak varlığımızı sürdürebilmemiz için geleceğe umutla bakmaya devam etmemiz gerekirken kaderimizi de başkalarının eline bırakmamayı öğrenmemiz gerekiyor! Zira geçmişte de pekçok olayda gördüğümüz gibi yine hükümetin oldu-bitti yaklaşımı ile karşılaşmamız olası!

Bu noktada anavatanımızın cumhurbaşkanının Batı Trakya’daki konuşmasında bizlere tavsiyesini unutmayalım: “Oku, düşün, uygula, neticelendir”

Bu ülkenin vatandaşları olarak bizi doğrudan ilgilendiren meselelerde söz hakkı bizim olmalı! Batı Trakya Türk toplumunda lider ve temsilci konumundaki kişiler ve kuruluşlar olarak özgüvenli olmalıyız, bizimle ilgili tüm meselelerde uyanık olmalı, düşünüp tarttıktan sonra harekete geçmeliyiz!

Anavatanımızın Cumhurbaşkanı, ülkemizin cumhurbaşkanı ve başbakanı ile görüşmesinde tüm halkın huzurunda bizlere sahip çıktı. Şimdi sıra bizde! Yüksek sesle bizimle ilgili tüm meselelerde hükümetin tek taraflı adım atamayacağını hissettirmeli, somut talep ve önerilerle birlikte hükümeti Batı Trakya Türk toplumunun liderlerini muhatap almaya zorlamalıyız.

Yıllardır eğitim ve dini özerkliğimiz iade edilmiyor!

Yıllardır ötekileştiriliyor, ikinci sınıf vatandaş kategorisinde ayrımcılığa maruz kalıyoruz.

Yıllardır sorunlarımızı dile getiriyoruz, ancak muhatap alınmıyoruz.

Yıllardır geleceğimiz için çalışıyor, alın teri döküyoruz, ancak bizim için umut ve refah dolu bir geleceğin inşa edilmediğini görüyoruz.

Artık değişim vakti gelmedi mi sizce? Bir olarak, diri olarak hareket etmeli, “Biz buradayız, bizim için bize rağmen karar alamazsınız” diyebilmeli, daha da önemlisi bunu hep birlikte uygulayabilmeliyiz.

Yukarıda saydıklarımızı yapabilecek güç içimizde var, hep birlikte bunu başarabiliriz!


Saygılarımla.


Halit Habip Oğlu
ABTTF Başkanı