Milli Direniş Günü’müzde “Bir olalım, iri olalım, diri olalım”

Sevgili Batı Trakya Türkleri,

29 Ocak 1988 tarihinde Gümülcine’de sokağa çıkan on bin kişi “Türk’üz” sloganı ile “Batı Trakya’da Türk yok” diyen yönetimi protesto etti. Polisin müdahale etmesi nedeni ile çıkan olaylarda yaralananlar oldu, çok sayıda işyeri de zarar gördü. Pek çoğumuz o gün Gümülcine’deydi, yaşanan olaylara bizzat tanıklık etti. Geri kalanımız ise olduğumuz yerde Gümülcine’den gelecek haberleri heyecan ile bekledik, polisin müdahale ettiğini, çıkan olaylarda yaralananlar olduğunu duyunca endişelendik.

29 Ocak 1988 tarihinde binlerce kişiyi Gümülcine’de buluşturan o dönemin hükümetinin ve o dönem öncesinde görev yapan hükümetlerin baskı ve sindirme politikalarıydı. Ağır baskı ortamında vakıf mallarına el konularak kamulaştırıldı, vakıfların idaresi Türklerin elinden alındı. Ev inşa izni ruhsatı ile traktör ehliyetinin verilmesinde çeşitli engeller çıkarılarak bu ağır baskı ortamı daha da derinleşti. Böyle bir ortamda onbinleri sokağa döken, bardağı taşıran son damla ise isminde “Türk” kelimesi olan dernek tabelalarının sökülmesi oldu. İşte o gün Batı Trakya Türk Azınlığı “yeter!” dedi, 7’sinden 77’sine çocuğu, genci, yaşlısıyla; köylüsü, şehirlisiyle; kadını, erkeğiyle; Şahinlisi, Dimetokalısıyla Gümülcine’ye giden Batı Trakya Türkleri “Türk’üz” diye bağırarak yönetimi protesto etti. Batı Trakya Türk Azınlığı’nın milli direniş günü olarak tarihe not düşülen o günün ikinci yıldönümünde, 29 Ocak 1990’da, Türklere ve Türklere ait işyerlerine saldırı düzenlendi. Pek çok kişi bu saldırılarda yaralandı, işyerleri ise yağmalanarak tahrip edildi.

Değerli dostlar,

29 Ocak 1988 olaylarının hemen sonrasında, 28 Şubat 1988 tarihinde Almanya’ya göç etmiş Batı Trakya Türklerince kurulan yedi dernek, Batı Trakya’da yaşananları dünyaya duyurmak ve uluslar arası toplumunda baskı mekanizması oluşturarak Yunanistan’ı dolaylı olarak sorunları çözmeye ikna etmek amacı ile Almanya Batı Trakya Türk Federasyonu adı ile Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu’nun (ABTTF) temellerini attılar.

Aradan 23 yıl geçti, ağır baskı ve sindirme politikalarının sona erdi. Yaklaşık 60 bin Batı Trakya Türkünün Yunan vatandaşlığından çıkarılmasına neden olan 19. Madde artık yok… Şahin, artık yasak bölge değil… Vatandaş olmaktan kaynaklanan hakların büyük bir oranla kullanıldığı bir Batı Trakya’dan bahsetmek mümkün… Ancak kolektif anlamda azınlık haklarının garanti altına alınarak korunduğunu söylemek imkansız… Lozan Barış Antlaşması ile özerk ilan edilen eğitim ve dini alanda yaşanan sorunlar çözülmüş değil… Aksine “tayinli imamlar” sorunu ile iki dilli azınlık anaokulu sorunu yeni dönemin en önemli sorunları olarak belirdi.


Mevcut sorunların çözüme kavuşturulmadığı, mevcut olanlara yenilerinin eklendiği bir ortamda 29 Ocak 1988 tarihinde o günün tarihe milli direniş günü olarak geçmesine neden olan birlik ve beraberlik içinde hareket etmenin önemini anlamamız gerek. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir ziyaretinde Hacı Bektaşi Veli’den aktardığı söz tam da biz Batı Trakya Türklerinin hiç ama hiç aklından çıkarmaması gereken bir vecize. Milli Direniş Günü dolayısı ile yazdığım bu yazıyı izniniz ile bu sözle bitirmek isterim:

“Bir olalım, iri olalım, diri olalım.”


Halit Habipoğlu
ABTTF Başkanı


* Fotoğraf: Mehmet Hatipoglu