ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Peki ya Batı Trakya?

12.07.2009
Saygıdeğer Batı Trakya Türkleri,

Heybeliada Ruhban Okulu, Anavatan Türkiye’de siyasi gündemi epey zamandır meşgul ediyor. Ruhban Okulu’nun açılması ile ilgili tartışmalar hemen her gün gazete sayfalarında köşe yazarlarının sütunlarının konusunu oluşturuyor. Tartışma programlarında farklı ideolojilere sahip siyasetçiler ile akademi dünyasının tanınmış isimleri görüşlerini beyan ediyorlar. Ruhban Okulu ile ilgili tartışmaların hemen hepsinde “Peki ya Batı Trakya?” sorusu gündeme taşınıyor. Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılması konusunda son oldukça yakın görünüyor. Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Ruhban Okulu sorununu bir “insan hakları meselesi” olarak tanımlamış, “Asırlardır aynı toprağı paylaştığımız, ekmeğimizi paylaştığımız, iyi günümüzde kötü günümüzde kader birliği yaptığımız kendi vatandaşımız olan Rum Ortodoks dinine mensup vatandaşlarımızın bir ihtiyacı varsa o ihtiyacı nasıl gideririz, onu düşünüyorum” açıklamasında bulundu. Bağış, “Ama eşzamanlı olarak Yunanistan hükümetinin de kendi vatandaşı olan Türk asıllı Yunan vatandaşlarının Batı Trakya’da ihtiyaçlarını gidermek için eş zamanlı adım atması gerekir diye düşünüyorum” açıklaması ile iki konu arasında karşılıklılık değil ancak paralellik kurulmasını destekler yönde bir izlenim oluşturdu. Lozan Anlaşması ile Yunanistan’a bırakılan Batı Trakya Türk Azınlığı ile Türkiye sınırları içerisinde kalan İstanbul Rum Azınlığı’nın statüsü belirlenerek hakları garanti altına alınmıştır. Ancak Yunanistan ve Türkiye arasında yaşanan ilişkinin seyrinden etkilenen Türk Azınlık, sıkıntı dolu yıllar yaşamıştır. Mevcut sorunlar çözülmeksizin yenileri eklenmiştir. Azınlık’ın etnik Türk kimliğini ifade etme ve devam ettirme konusunda yaşadığı sıkıntılara tarih tanıklık etmiştir. Dernek kurma özgürlüğü yasaklanan Türk Azınlık, yok sayılmıştır. Eğitim alanının kronikleşmiş problemlerine yenileri eklenmiş, din ve vicdan özgürlüğü alanında karşılaşılan engellemeler ortadan kalkmamıştır. Yunan Devleti ve temsilcisi Hükümetler, Türk Azınlık’ı ilgilendiren konularda eşitlik ve hoşgörü temelinde gerçek bir diyalog kurmaktan her zaman uzak durdular. Yerine Türk Azınlık’ın “ötekileştiren” politikalarını güçlendirme yolunu seçtiler. Üzücü olan ise yüzyıllardır aynı toprakları paylaştığımız ülkemizde akademi dünyası ve basın yayın kuruluşları “anlamak” yerine “dışlamayı” seçtiler. Türkiye’de yaşayan İstanbul Rum Azınlığı’nın sorunları ile ilgilenen isimler, Batı Trakya’da yaşayan bir Türk Azınlık olduğu gerçeğini yok saydılar. Ülkesi Yunanistan’a sadakat ile bağlı Batı Trakya Türk Azınlığı, Yunanistan’ın doğal bir parçası olarak kabul edilmek yerine “ötekileştirmenin” sonucu olarak tehlike unsuru olarak kabul edildi. Şimdi Türkiye’de gündeme taşınan Ruhban Okulu sorunu ile Türk Azınlık, tarihe tanıklık edecek günlerin öznesi olmaya çabalamaktadır. Artık Yunanistan, ülkesinde yaşayan azınlıklar için gerçek anlamda “modern ve Avrupai” bir politika izlediğini- eğer böyle bir politika gerçekten oluşturulmuş ise- kanıtlamak zorundadır.

Halit Habipoğlu,
ABTTF Başkanı
GALERİ