ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Siyasi iktidar mücadelesinde “filler tepişirken ezilen çimler”: Batı Trakya Türk Azınlığı

10.02.2009
Sevgili Batı Trakya Türkleri,

Şubat ayının ikinci haftasını yaşarken geride bıraktığımız Ocak ayı, Batı Trakya Türk Azınlığı için 2009 yılının hareketli geçeceğine işaret eder gibi... Batı Trakya Türkleri için yeni yıl pekçok değişikliği de beraber getirecek görünüyor. 3536/2007 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile kamu görevlisi olarak atanacak toplam 6.785 kişiden 240 kişinin “din görevlisi” personeli olarak Batı Trakya’daki camilerde görevlendirilmesi ile ilgili tartışma büyüyerek devam ediyor. Son olarak Gümülcine’de “din görevlisi” olarak atanmak üzere bazı adayların mülakata katılması “tayinli imamlar yasası” sorununu tekrar gündeme taşıdı. Gümülcine’nin Bağlarmahallesi’nde bulunan Kemerli Camii’nin Cemaat İdaresi’ne devredilmesi kararının ardından Kemerli Camii’de görev yapan imamın kamu görevlisi olmak üzere başvuruda bulunduğunun ortaya çıkması Batı Trakya’da “tayinli imamlar sorunu”nun giderek büyüdüğünü gösteriyor.

Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı Pasok Partisi İskeçe Milletvekili Çetin Mandacı’nın Türkiye’nin Atina eski Büyükelçisi Gündüz Aktan için yayımladığı taziye mesajında, “Büyük Türk ulusunun bölünmez bir parçası olan Batı Trakya Türk Toplumu” ifadesi nedeni ile başlayan sorun, giderek büyüyor. PASOK Partisi sözcüsü Yorgos Papakonstantinu’nun “Yunanistan’da bir azınlık var, o da Müslüman azınlıktır” açıklaması ise Batı Trakya Türk Azınlığı’nın “Türk” etnik kimliğinin yalnızca Yunan devleti ve hükümeti oluşturan Yeni Demokrasi Partisi değil muhalefette bulunan PASOK partisi tarafından da inkar edildiğini açıkça gösteriyor. Hatırlayacaksınız, Kasım 2008’de PASOK Partisi Başkanı Yorgos Papandreu’nun eski danışmanlarından ve Parti’nin iletişim danışmanı olarak görev yapan Grigoris Valyanatos, Yunanistan’ın Makedonya’nın ismini değiştirmek yerine anayasada belirtildiği gibi tanımasını ve Yunanistan’ın ülkesindeki etnik Makedon azınlık ile uzlaşmaya varması gerektiği yönündeki ifadesi nedeni ile PASOK’tan ihraç edilmişti. Şimdi de Yunan medyası tarafından ağır eleştirileri maruz kalan Çetin Mandacı’nın PASOK’tan ihraç edilmesi talep ediliyor.

Ülkemiz Yunanistan’da demokrasinin yeniden sorgulanmaya başladığını görüyoruz. Tam anlamı ile işleyen demokrasinin bu topraklarda hüküm sürdüğünü söylemek giderek daha da zor bir hal alıyor. İfade özgürlüğü ile ilgili sorunların yanısıra diğer insan haklarında da Yunanistan’ın sicili oldukça kötü. 4 Şubat 2009 tarihinde yayımlanan Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg tarafından kaleme alınan Yunanistan’da sığınma hakkı arayan kişilerin insan hakları konulu raporda ülkemiz Yunanistan’a sığınmak isteyen kişilerin durumunun “endişe verici” olduğunu öğrendik. Yunanistan’da sığınmacı olarak başvuruda bulunanlar ile ülkede yaşayan mültecilerin korunması alanında mevcut sistemin yapısal problemlere sahip olduğunu yalnızca Yunanistan halkı değil diğer herkes duymuş bulunuyor.

İnsan hakları alanında ismini kirletmiş olan ülkemiz Yunanistan’da PASOK ya da Yeni Demokrasi Partisi, tarihin değişik dönemlerinde iktidar sahibi olarak ülkeyi yönettiler. İki dönemdir Yeni Demokrasi Partisi’nin iktidarı altında siyasi ve günlük yaşantımızı devam ettirmeye çabalıyoruz. Yeni Demokrasi’nin iktidara geldiği ilk günden beri Azınlık’a çeşitli vaatlerde bulunuluyor. Geçmişte olduğu gibi bugün de Türk Azınlık, siyasi partilerin seçim malzemesi olarak kullanılıyor. Ancak Azınlık’ın sorunlarının hangisi çözüme kavuşturuldu? Hangisi? Yanıt, Azınlık insanının yaşantısında... Azınlık’ın sorunlarına ait dosyalar raflarda toz tutmuşken iktidar, Yeni Demokrasi Partisi Rodop eski milletvekili İlhan Ahmet’i Doğu Makedonya – Trakya Bölge Genel Sekreterliği’ne hukuk danışmanı olarak tayin etmek ile onurlandırdı.

Yunanistan’da siyasi tarih, iktidarın Yeni Demokrasi ve PASOK arasında el değiştirmesi arasında yaşananlardır. Yarın, yeniden seçimler olacak.... İktidarın yeni sahibi belki de PASOK olacak. Azınlık için ne değişecek? Daha doğru bir ifade ile Azınlık için değişen bir şey olacak mı? Hayır! PASOK, ülkesi Yunanistan’da yaşayan etnik Makedon azınlığın var olduğunu söylediği için PASOK’a kendisini adamış isimlerden Valyanatos’u ihraç eden partinin adıdır. Müslüman Batı Trakya Azınlığının Türk etnik kimliğini reddeden PASOK’un iktidarından böylesi bir siyasi zeminde ne beklenir?

PASOK ya da Yeni Demokrasi... Her zaman üzülerek söylediğim gibi, ülkemiz Yunanistan’da siyasi partiler iktidar mücadelelerinde Azınlık’ı araç olarak kullandılar, kullanıyorlar, kulllanmaya devam edecekler... İktidar mücadelesinde her yolun mübah olduğu düşüncesi ile Azınlık, vaatler cenneti haline dönüştürülüyor. Ancak, iktidarı elde eden siyasi parti, vaatler ile doldurduğu poşetini iktidarının ilk gününde çöp tenekesinin yanıbaşına usulca bırakıyor. Kaybeden, yine Batı Trakya Türk Azınlığı oluyor. Yeterince hatta daha da fazlasını yıllar içerisinde kaybetmedik mi? Kaybettik!

Artık kaybeden olmak istemiyorum.... 29 Ocak 1988’de Batı Trakya Türk Azınlığı olarak yapılan haksızlıklara hep bir ağızdan “Dur!” dedik. Tek ses olup etnik Türk kimliğimizi tüm dünyaya haykırdık! Azınlık için dönüm noktası olan o günden beri ne kadar yol katettik dersiniz? Hiç! 21 yıldır bir adım ilerlemiş değiliz. Kaybeden olmak yerine kazanmak için yeniden bir ve beraber olmak durumundayız. Var olma mücadelesidir Azınlık’ın yıllardır yürüttüğü mücadelenin adı... Demokratik hak ve özgürlükler, Türk Azınlık’ın varlığını sürdürmesi için gereklidir. Bu nedenle Batı Trakya Türkleri, uluslararası zeminde daha güçlü bir mücadele ile birlik içerisinde hareket etmelidir! Gün, bugündür! Azınlık, “kader” diye ezberletilen yaşamını yine kendisi değiştirecektir!


Halit Habipoğlu
ABTT Başkanı
GALERİ