ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Hronos:

11.02.2005
Azınlığın "sözde" liderleri, Yargıtayın, İskeçe Türk Birliğinin tüzüğünde yer alan maddelerden dolayı aldığı nihai kapatma kararı nedeniyle vahşice bağırıp-çağırıyor ve saçlarını-başlarını yoluyorlar.

Evet, bu beyler oturup bunları okusun, kuyruklarını bacaklarının arasına kıstırsın ve azınlığın sıradan insanlarını, kaybolmuş "Türklükleri" için ayaklandırmaktan vazgeçsinler.

Her ne kadar isimlerinde "Türk" ibaresini kullanmak isteyen azınlık dernekleri Yargıtayın kararından şüphe etseler de, Yargıtayın kararının gerekçeleri son derecede doğru ve yerindedir. İTB tüzüğünün sekizinci maddesinde, diğerlerinin yanısıra, "Türk Birliğinin kuruluş nedeni, Batı Trakya Türklerinin ruhi, bedeni ve tinsel eğitimlerine çalışmak, aralarında içten dostluk bağları ve dayanışma meydana getirmek, Türk devrimlerinin yarattığı, kültürel, toplumsal ve dini yenilikleri Batı Trakya Türkleri arasında yaymaktır" ifadesi yer almaktadır.

Bu ifadelerden, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde, bu oluşumun üyelerini, uluslararası teamüle uygun olarak Yunan vatandaşı "Müslümanlar" değil, "Türkler" olarak değerlendirdiği ve faaliyetleriyle "Helen" egemenliğinin şartlarını değil, yabancı bir devletin, özellikle de Türkiye gibi bir devletin siyasi amaçlarını uygulamaya çalışacağı ortaya çıkmaktadır.

Evet, bu oluşumun yukarıda değinilen amacı, İskeçe Türk Gençler Birliği adının kullanılmasıyla, ülkenin ulusal güvenliğine ve kamu düzenine karşıdır, yasadışıdır.

Öte yandan, bu ismin uluslararası anlaşmalara da aykırı olduğu açıktır. Zira, bu şekilde, Yunanistan içinde, (Batı) Trakya'da etnik bir Türk azınlığı bulunduğunu kanıtlama amacı güdülmektedir. Oysa uluslararası anlaşmalara göre, bu bölgede sadece dinen "Müslüman" bir azınlık tanınmaktadır.

Yargıtay kararının gerekçeleri arasında ek olarak İTB tüzüğünün 27. maddesi gösterilmektedir. Bu maddede, "İTB'ye bağlı kurulların çalışmaları aleyhinde saldırgan ve yönetmeliğin öngördüğü ilkelere aykırı yayında bulunanlar daimi ihraç cezasına çarptırılırlar" ifadesi yer almaktadır. Bu madde, Anayasanın 14. maddesinde yer alan ifade özgürlüğüne aykırıdır.

Evet, ülkenin en üst mahkemesi tarafından da sadece dinen "Müslüman" bir azınlığın varlığı resmen tanınmış oldu. Ancak, bu husus, sadece azınlık mensuplarınca değil, çoğunluk nüfusunun ileri gelenlerince de iyice anlaşılmalıdır. Zira, bizden olan bazı "şaklabanların" da kendilerine çekidüzen vermeleri gerekiyor...

Hronos
8 Şubat 2005