ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Bizim için “Türk” diyemiyorlar ama adımız Hasan ya da Fatma, okullarımızdaki eğitim dilimiz Türkçe!

04.10.2022

Sevgili okurlar, 

Ne yazık ki ülkemizde bize karşı sindirme ve dayatma politikaları eskiden olduğu gibi bugün de devam ediyor. 

SYRIZA İskeçe Milletvekilimiz Hüseyin Zeybek katıldığı canlı televizyon yayınında ölümle tehdit edildi. 

İskeçe’den yayın yapan yerel Next TV’de canlı yayınlanan “Anihti Grami (Açık Hat)” programına katılan Zeybek’e yayına telefonla bağlanan bir izleyici, “Türk-Yunan savaşı çıkarsa onu öldüreceğim” dedi. 

Akıl alır gibi değil! 

Dahası Zeybek’in de dediği gibi programın sunucusu bu nefret dolu çirkin sözleri durdurmak, kınamak yerine izleyici ile sohbete devam etti. 

Medya kin ve nefreti yayma yeri olamaz, olmamalı.

Ancak medyada nefret dilinin yükselişe geçmesini tek başına düşünemeyiz. 

Asıl mesele biliyoruz ki kendi ülkemizde tehdit olarak algılanmamız! 

Çünkü ülkemizin yöneticilerine göre ülkede Türk yok, Azınlık içerisinde Türk mücadelesi verenler de Türkiye’nin ajanı! 

Ülkemizin yöneticileri aynı antlaşma ile kaderimizin belirlendiği İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada’daki azınlık için Rum azınlık diyor, ama bize gelince Batı Trakya’daki Türk azınlık diyemiyor, Trakya’daki Müslüman azınlık diyor. 

Eski Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos katıldığı bir konferansta Yunanistan’ın Batı Trakya’da müftülerin statüsü ve örgütlenme özgürlüğü hakkını kullanma dahil 1923 Lozan Antlaşması’nın hükümlerine tam olarak uyduğunu ve bunları her geçen gün kanıtladığını iddia etti. 

Dışişleri Bakanımız Nikos Dendias da “Müslüman azınlığın” haklarına kesinlikle saygı duyan bir Avrupa ülkesi olduğunu söyledi. 

Dendias her zaman yaptığını yaptı, Batı Trakya Türk toplumunun Türk kimliğini yine inkar etti.

Ötesi Dendias, Yunanistan’daki Müslüman azınlığın büyüdüğünü, genişlediğini ve iyi yaşadığını ileri sürdü. 

Dendias Türkiye’deki Rum azınlığın nüfusuna bakarak bu yorumu yapıyor, sürekli olarak bu kıyasa dayanarak bizim hiçbir sorunumuz yokmuş gibi göstermeye çalışıyor. 

Fakat bunun bizimle doğrudan bağlantısı, ilgisi ne?

Nerede kaldı insan hakları, nerede kaldı demokrasi?

Bizler Yunan vatandaşıyız. 

Azınlık olarak sahip olduğumuz hakları geri isterken Yunan vatandaşları olarak ülkemizde demokrasi ve insan haklarına saygılı bir yönetim ile herkesin sahip olduğu haklarımızı da istiyoruz. 

Oysa kendimizi “Türk” olarak tanımlamamıza izin vermeyen ülkemiz, diğer taraftan Gümülcine’de Ermenilerin kurduğu etnik kökene atıfta bulunan “Ermeni” isimli derneğe izin veriyor.

İsminde “Türk” kelimesi geçtiği için kapatılan derneklerimiz ile ilgili Avrupa Mahkemesi kararları ısrarla uygulanmıyor!

Ama soran olursa “Müslüman azınlık” çok iyi durumda, Yunanistan Lozan ile üstlendiği tüm sorumlulukları ve dahasını fazlasıyla yerine getiriyor!

Üstüne sanki aralarında anlaşma varmış gibi bölgemizin milletvekili Evripidis Stilyanidis de “Ta Nea” gazetesine yazdığı yazıda yine var olanı görmedi, olmayanı da varmış gibi bize dayatmaya çalışmaya, dahası tüm uluslararası toplumunu bu yalan gerçeğe inandırmaya çalışıyor.

Evet, Lozan’da Müslüman ve gayri-Müslim azınlık tanımı kullanılıyor. 

Madem öyle ülkemizin yöneticileri İstanbul Rum azınlığından bahsederken Türkiye’deki gayri-Müslim azınlık demeli! 

Ya da İstanbul Rum azınlığı diyorsa o halde Batı Trakya’daki Türk azınlık demeli!

Yunanlı tarihçi ve akademisyen Yorgo Mavrogordatos’un da yazdığı gibi ülkemizin son yıllarda ısrarla “Yunanistan’da Türk yoktur” söylemini tekrarlamasına karşın Yunanistan’da Türk olduğu gerçeği 1923 Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi Anlaşması ile kanıtlanmış durumda. 

Hepimiz biliyoruz ki 1923’ten ülkemizin yöneticilerinin ülkemizde “Türk” olmadığını söyleyip derneklerimizin tabelalarını indirdiği 1983’e kadar biz Türk’tük. 

İsminde Türk kelimesi geçen derneklerimiz 50 yılı aşkın bir süre yasal olarak faaliyet gösterdi.

Okullarımızın adı Türk okulları idi, tabelalarımız Türkçe ve Yunanca olmak üzere iki dilliydi.

Karnelerimiz de, diplomalarımız da keza iki dilli idi. 

Ama anavatanımız ile ilişkilerde ülkemizin yaşadığı sorunların faturası bize kesildi, bir gecede Türk değil Müslüman azınlık olduk! 

Adımız Hasan, Fatma; okullarımızda Azınlık programı diye adlandırdıkları programda eğitimin dili Türkçe! 

Ama gelin görün ki Türk değiliz!

Ülkemizin yöneticileri, siyasetçileri ne derse desin, gerçek ortada! 

Türk’üz! 

Lozan ile eğitim ve din alanında özerk kılınmış olduğumuz halde haklarımız ihlal ediliyor, siyasette ve medyada ötekileştiriliyor, kendi ülkemizde düşmanmış gibi gösteriliyoruz.

Fakat bizler de her zaman olduğumuz üzere kendi gerçeğimizi anlatmaya devam ediyoruz, edeceğiz.

Hem içeride, hem dışarıda sesimizi duyurmak, haklarımızı savunmak için çalışmaya devam edeceğiz.

Saygılarımla. 


Halit Habip Oğlu
ABTTF Başkanı

GALERİ