ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

"Türk-Yunan sivil Diyaloğu"nun talepleri.

18.07.2004
İngilizce olarak yayınlanan 4 sayfalık basın bülteninde, 5 gün süren toplantı esnasında yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlar doğrultusunda her iki ülke halkı, politikacıları, basın mensupları ve devlet yetkililerine politika, kültür, eğitim ve azınlık sorunları konularında atılması gereken adımlar konusunda çağrıda bulunuldu.

Politika grubu

Anna Karamanu, Pavlina Lampsa, Theodore Psalidopulos, Cengiz Aktar, Mustafa Aydın ve Ayhan Aktar'ın katıldığı "Politika belirleme" grubunun yaptığı çal ışma sonucu, Ege denizinin her iki yakasında bulunan halkın iki ülke arasındaki barış, istikrar ve işbirliği konusunda politika üretenleri etkilediğini, sorunlu bir dönemden sonra özellikle 1999'dan sonra Türk-Yunan ilişkilerinin anlayış, işbirliği ve diyaloğa dayandırıldığı belirtildi. Her iki ülke tarafından gösterilen üstün çabaya Avrupa Birliği ve Avrupa Konsey'inin de önemli katkıları olduğu vurgulandı.

Tükiye ile AB arasında görüşmelerin başlaması için Türk, Yunan liderleri ve AB yetkililerine çağrıda bulunuldu.

Türkiye ile Yunanistan arasındaki diyaloğun entellektüel ve kültürel alanı aşıp daha zor sorunlara da eğilmesi gerektiği kaydedildi ve ekonomi, tarih ve siyaset alanına yönelmesi gerektiği savunuldu.

İki ülke halkı arasındaki bazı tabuların ortadan kalkması ve sağlam bir iletişimin kurulabilmesi için bir "medya sınav grubu"nun kurulması gerektiği ve bu grubun her iki ülkedeki haberleri tercüme edip yıllık raporlar hazırlaması isteği dile getirildi.

Türkiye ile Yunanistan arasında enerji, turizm, deniz taşımacılığı v.b gibi konularda imzalanan 21 anlaşmanın takibi için her iki ülke parlamenterlerinden oluşacak bir takip komisyonunun kurulması önerildi.

Türk ve Rum Azınlıkları

Türkiye ve Yunanistandaki azınlıklar konulu toplantıya Thalia Dragona, Yorgos Mavromatis, Kostas Çiçelikis, Akif Emre Öktem, Orhan Kemal Cengiz, Elçin Macar ve Yannis Skarlatos'un yanısıra B.T.A.Y.T.D eski başkanlardan Adem Bekiroğlu da katıldı.

Her iki ülkede yaşayan azınlık sorunlarının tartışıldığı bu grupta sonuç olarak, azınlık sorunlarının çözümü için sadece Lozan antlaşmasının değil, baş ka antlaşmaların da kullanılabileceği ifade edildi. Her iki ülkede bulunan insan hakları kuruluşlarının bu konularda ortak araştırma yapmasının teşvik edilmesi ve her iki ülkenin azınlık politikalarını takip edecek bir ortak komitenin kurulmasının uygun olacağı belirtildi.

Her iki ülke azınlık halkı ve dini liderleri arasında sağlam diyaloğun başlatılması, kurulacak diyalog çerçevesinde her iki ülke azınlığı Avrupa Birliği çerçevesinde yeni stratejiler ve yeni metodlar üzerinde durulmasının uygun olacağı ifade edildi.

Azınlıklar komitesi ayrıca, vakıflar, dini liderler ve eğitim konularını garanti altına alan hukuksal statülerin değişikliğe uğraması, Avrupa Konseyi Ulusal Azınlıklar Çerçeve Sözleşmesinin uygulamaya konması ve karşılıklı negatif düşüncenin ortadan kaldırılıp her iki azınlığın da eşit bir uygulamadan istifade etmesinin garanti altına alınması önerisine yer verdi.

Eğitim

Effi Gazi, Sia Anagnastopulu, Paraskevas Konortas, İrini Sarıoğlu-scot, Ayşe Erzan, Anastasia Faleru ve Neyyir Kalaycıoğlu'nun katıldığı eğitim toplant ısından "Barış eğitimi, eğitimin bir parçası olmak zorunda" sonucu çıktı.

Her iki ülkedeki eğitimin bağımsız olmadığına dikkat çeken eğitim komitesi, her iki ülkedeki eğitimin devlet politikaları, dini ve kültürel etkenlerin etkisi altında olduğunu ve bunun da bazı negatif olayların gelişmesini etkilediği belirtildi. Bayram günlerinde bazı önyargıların medya tarafından gü ndeme getirildiği belirtildi. Bu konularda en önemli faktörün öğretmenlerin olduğuna dikkat çekildi. Komite, tarih kurslarının düzenlenmesi gerektiği ve tarihte 'başkaları' konusunun dışlanması yerine teşvik edilmesi gerektiği vurgulandı.

Farklılığın bir zenginlik olarak algılanması gerektiğini ve çok kültürlü eğitim sisteminin kurulması önerisi yer aldı. Azınlıkların, etnik ve dini grupların tarihteki tecrübeleri, eğitim sistemine dahil edilmesi gerektiğine dikkat çekildi.

Türkçe ve Yunanca'nın yabancı dil olarak eğitim sistemine dahil edilmesi gerektiği ve karşılıklı yaz kamplarının düzenlenmesinin uygun olacağı kaydedildi.

Kültürel miras

"Kültürel miras" bölümünde yer alan Nikiforos Metaksas, Dimitris Psaros, Ayşegül Özer ve Buket Coşkuner, kültürel mirasın iki ülke arasındaki diyaloğun başlıca faktörlerinden birisi olduğunu belirtti.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Cami ve Kilise inşaatının kültürel bir etkinlik olarak algılandığının altının çizildiği bu bölümde, o dönemde Hıristiyan ve Müslümanların bir cami veya bir kilise inşaatında birlikte çalıştığı, günümüzde ise kilisenin Yunan Ortodoks, caminin ise Türk İslam kültürü olarak lanse edildiği ifade edildi.

Yapılan bu analizden sonra komite, kültür alışverişinin teşvik edilmesi için her iki ülkede de kültür ve tarihte uzman olan bürokratlardan oluşacak birer "Kültür Ataşe"sinin kurulması önerildi.

Eski Yunan okulları binalarının restore edilip birer kültür sarayı, öğrenci yurdu veya sanat galerisi olarak tekrar faaliyete geçirilmesi istendi. Kültürel aktivitelerin başında turizmin geldiğine işaret edildi ve turizimcilere gerçek ve objektif bilgilerin aktarılacağı kursların düzenlenmesi istendi.

Her iki ülkede bulunan tarihi binaların ayakta kalabilmesi için gerekli tamirlerin yapılması gerektiği ve masrafların Avrupa Birliği tarafından karşı lanması gerektiği vurgulandı.

"Türk Yunan Sivil Diyaloğu" forumu bu isteklerini Atina ve Ankara hükümetlerine ilettiğini belirtti.