ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

ABD İnsan Hakları Raporunda Yunanistan

04.03.2002
"Azınlıklara Ayrımcılık Sürüyor"

Yunanistan’da insan hakları uygulamalarını ve ihlalleri anlatan ABD Dışişleri Bakanlığı raporunda ülkede özellikle azınlıklara yönelik ayrımcı uygulamarın devam ettiği belirtildi. Raporda, diğer azınlıklarla birlikte Batı Trakya Türklerinin eğitim, müftülük seçimi, vakıflar ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik s ınırlamaların 2001 yılında da sürdüğü vurgulandı.

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından "2001 yılında Ülkelerde İnsan Hakları Uygulamaları" başlıklı raporu yayınlandı. 4 Mart tarihinde Dışişleri Bakanı Colin Powel tarafından düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklanan raporda Yunanistan’a yaklaşık 18 sayfalık yer ayrılarak bu ülkede yaşanan insan hakları ihlallerine geniş yer verildi.

Her yıl yayınlanan raporda, 2001 yılında da AB üyesi olan Yunanistan’da özellikle azınlıklara yönelik ayrımcı uygulamaların devam ettiği belirtilerek Batı Trakya Türklerinin de bu ayrımcı uygulamara maruz kaldığı kaydedildi.

Raporda, anarşist ve terör gruplarının aktivitilerinin bu yıl da sürdürdüğü anlatılırken "Son 25 yıl içinde 22 kişinin öldürülmesinin sorumluluğunu üstlenen 17 Kasım adlı terör örgütü mensubu olarak tutuklanan ve cezalandırılan olmamıştır" ifadesine yer verildi.

Yunan Anayasasının özellikle yasaklamasına rağmen güvenlik güçlerinin taciz ve işkencelerinin devam ettiği bildirilen raporda, BM İşkenceyi Önleme Komitesi tarafından geçtiğimiz Mayıs ayında yayınlanan rapora vurgu yapılarak, polis tarafından yabancılar ile etnik ve milli azınlık mensuplarına yönelik haksız ve aşırı zor kullanılmasının endişe verici boyutta olduğu belirtildi.

ABD Dışişleri Bakanlığının 6 bölümden oluşan ve işkenceden kadın ve çocuk haklarına; örgütlenme özgürlüğünden ırk ayrımcılığı ve siyasal haklara kadar değiş ik başlıklar altında kaleme alınan Yunanistan raporunda, yabancılar ile etnik ve dini azınlıklara yönelik ayrımcı uygulamarın sürdüğü belirtilerek geniş ö rneklere yer verildi.

Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının dini, sosyal, kültürel ve eğitim haklarının 1923 Lozan Antlaşmasıyla garanti altına alındığının hatırlatıldığı raporda, Türk ilkokullarında 8000 öğrencinin bulunduğu, Türkçe eğitim verilen azınlık ortaokul ve liselerinde ise yaklaşık 700 öğrencinin öğrenim gördüğü bilgisi yer aldı. Raporda, dini içerikli iki azınlık orta öğretim kurumuna (medreseler) giden 150 öğrenci olduğu bunun yanında Yunanca eğitim verilen ortaokul ve liselere ise yaklaşık 1300 azınlık öğrencisinin devam ettiği kaydedilerek "Azınlık okullarında verilen eğitim Yunan liselerine göre daha düşük kalitededir" denildi.

Raporun Müftülük seçimlerine değinilen bölümünde, Yunan yönetiminin hukuki fonsiyonelliği bulunduğu iddiasıyla müftü ataması yoluna gittiği bunun da Türk az ınlık tarafından kabul edilmediği ve iki ayrı seçilmiş müftü bulunduğu anlatılarak seçilmiş müftülerin Yunan Yönetimi tarafından "sahte makam kullanımı" gerekçe gösterilerek adli takibata uğratıldığı belirtildi. Raporda adı verilmeden İskeçe seçilmiş Müftüsü Mehmet Emin Aga’nın 4 Temmuz tarihinde Kavala’da üç ayrı suçlamadn beraat ettiği ve kendinin temyizde bekleyen davalarının bulunduğu da kaydedildi.

Yunan Yönetiminin Türk vakıf idarelerini atanmış müftülere verdiği belirtilen raporda, Türk azınlığın bu uygulamaya Lozan Antlaşmasına aykırı olduğu gerekç esiyle karşı çıktı ifade edildi. Yunan yönetimi tarafından 1999 yılında çıkarılan toprak ve mülk kanunu uyarınca vakıf mallarının kayda geçirilmesi ve vergi ödemesinin istendiği, ancak 1560 yılından beri var olan vakıfların aradan geçen zaman ve iki dünya savaşı dolayısıyla evraklarının bulunmaması gerekçesiyle bunun gerçeleştirilemediği belirtilen raporda sorunun devam ettiği anlatıldı.

Yürürlükten kaldırılan Yunan vatandaşlık yasasının 19. maddesi dolayısıyla 1955-1998 yılları arasında 60 bin Yunan kökenli olmayan Yunan vatandaşının vatandaşlığını kaybettiğinin resmi makamlar tarafından ifade edildiği aktarılan raporda, bunlardan çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu 400 kişinin hala ülkede "haymatlos" olarak yaşadığı anlatıldı.

Raporun basın özgürlüğü bölümünde, Işık Radyosu sahibi Abdulhalim Dede’nin 1998 yılında yasa dışı radyo anteni inşa ettiği gerekçesiyle 8 ay hapse mahkum edildiği belirtilerek, üç yıl süren temyiz mahkemeleri sonunda Dede’nin geçtiğimiz Mayıs yında berat ettiği de belirtildi.

Halen Yunan Meclisinde biri seçimle diğeri mahkeme kararıyla iki "müslüman" milletvekilinin bulunduğu bilgisine yer verilen raporda "Yunan hükümeti özellikle Makedon ve Türk-Müslüman azınlık mensuplarının kamuya açık olarak kendi etnik kökenlerini ifade etmelerine sınırlamalar getirmektedir" ifadesine yer verildi.

Türk azınlığın Lozan Antlaşmasından kaynaklanan vakıf idareleri, sosyal, ekonomik ve kültürel gibi haklarının hükümet tarafından atanan Doğu Makedonya ve Trakya Bölge Sekreteri tarafından idare edildiği kaydedilen raporda, konunun, seçilmiş bir yöneticinin olmaması dolayısıyla tepkilere yol açtığı, uygulamanın azınlık tarafından anti demokratik olarak değerledirildiği belirtildi.

Yunanistan’da kendini Türk, Ulah, Arvanit, Makedon ve benzeri şekilde tanımlayan önemli sayıda azınlık bulunmakla birlikte Yunan yönetiminin Lozan’da yer alan "müslüman" azınlık dışında başka bir azınlığı resmen tanımadığı anlatılan İnsan Hakları raporunda bunun en başta gelen mağdurlarının Makedon ve Türk az ınlığı olduğu örnekle aktarıldı. Kendi etnik kimliğini kamuoyunda açıklamanın ve kültürlerini sürdürmenin Yunan yönetiminin bu tutumu dolayısıyla zor olduğu ve adında "Türk" kelimesi bulunan kuruluş isimlerinin yasak olduğu anlatılan raporda Rodop Türk Kadınlar Birliği’nin kuruluşunun Haziran ayında mahkemece reddedildiği kaydedildi. Raporda, İskeçe Türk Birliği’nin adında Türk olduğu gerekçesiyle 1986 yılında kapatılma kararının yeniden görüşülmek üzere alt mahkemeye geri gönderildiği de yer aldı.

Batı Trakya’dan başka Rodos ve Kos adası ve Atina’da müslümanların yaşadığı belirtilen raporda bunlarda özellikle sayıları 20 bini Atina’dakilerin dini hizmetlerden yararlanamadığı, bunlar arasından cenazelerini Batı Trakya’ya getirenlerin bulunduğu aktarıldı.

Makedon azınlığın etnik azınlık olarak tanınma ve dillerini sürdürme taleplerinin sözkonusu azınlığın "ayrılıkçı emelleri olabileceği" gerekçesiyle Yunanistan’da büyük hassasiyet yarattığı dile getirilen raporda ayrıca ülkede yabancı göçmenlere yönelik çok ciddi insan hakları ihllallerinin bulunduğu anlatıldı. Ülkede yaklaşık 800.000 yabancı göçmen arasında 500.000 Arnavut’un bulunduğu ve ülke nüfusunun yüzde 5’ini oluşturduğu anlatılan raporda bunun da yabancı düşmanlığının artmasında en önemli faktör olduğu ifade edildi.

Kendini dini azınlık olarak tanımlayan ve hak taleplerinde bulunan Katolik, Protestan, Evangelikan, Yehova Şahitleri gibi dini gurupların da Yunan yö netimince haksızlığa uğratıldığ bildirilen raporda özellikle ülkenin resmi kilisesi olan Ortodoks Kilisesi tarafından bu gurupların "günahkar" ilan edildiği de anlatıldı. Raporda, kimlik kartlarında din hanesinin kaldırılması yönündeki hükümet kararıyla ilgili olarak Patrik Hristodulos tarafından "Yahudilerin" suçlandığı dile getirilen raporda Trikala’daki Yahudi mezarlığının da kimliği belirsiz kişilerce tahrip edildiği belirtildi.

Yunanistan’ın kadın ticareti ve fuhuşun yoğun olarak yaşandığı bir ülke durumunda olduğu da anlatılan ABD İnsan hakları raporunda her yıl yaşları 12-25 aras ında yaklaşık 40 bin kadının fuhuş amaçlı bu ticaretin kurbanı olarak bu ülkeye getirildiği ifade edildi.