ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Hayret! AB'den Atina'ya Batı Trakya Uyarısı

24.06.2004
Avrupa Irkçılığı ve Ayırımcılığı Önleme Komitesi: Türk azınlığa saldırıları önleyin, örgütlenme hakkını tanıyın

Yunanİstan’da Batı Trakya Türk Azınlığı’yla Arnavut ve Makedonlar’ın kötü muamele ve ırkçı tavırlara maruz kaldığı vurgulanarak, Atina’nın ırkçılıkla mücadelede yetersiz olduğu belirtildi.

AB Konseyi Irkçılığı ve Ayrımcılığı Önleme Komitesi (ECRI), 5 Aralık 2003 tarihinde kabul ettiği Yunanistan’la ilgili üçüncü raporunu yayınladı. Yunanistan, dini ve etnik azınlıklara karşı ırkçı tavırlarla daha fazla mücadeleye davet edildi. Yunanistan’da yaşayan Arnavut, Makedon ve Türk kökenli Müslüman azınlığın kötü muamele ve ırkçı tavırlara maruz kaldığını belirten ECRI, Yunanistan’a 2002 yılında tavsiye niteliğinde bir raporla yapılması gerekenleri bildirdiğini, bunların çoğunun Yunan yetkililer tarafından yanıtsız bırakıldığını kaydetti.

ECRI raporunda, dini azınlıkların, çoğunluk dinine mensup olanların önyargı ve ayrımcılığına maruz kaldığı, Batı Trakya dışında oturanların geleneklerine göre gömülebileceği mezarlıkların bulunmadığı ve Atina’da resmi bir caminin olmadığı vurgulandı.

Örgütlenme hakkı

Örgütlenme hakkının ihlal edildiğini iddia ederek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuran bir Makedon derneğin mahkeme tarafından haklı görülmesine rağmen Yunanistan tarafından hakkın iade edilmediği, aynı ayrımcılığın Batı Trakya Türkleri için de geçerli olduğu belirtilen raporda, Yunan makamları azınlıkların örgütlenme hakkını tanımaya davet edildi.

ECRI, Yunan makamlarının, ayrımcılıkla ilgili bilgi ve raporları değerlendirmesini ve gereğinde cezai önlemler almasını istedi.

Batı Trakya’da yaşayan Türk asıllı Müslüman azınlığın, son zamanlarda dini özgürlükler konusunda ilerleme sağladığı kaydedilen raporda, Türkçe olarak dini yayınlar yapıldığı ve ‘’Batı Trakya’da eğitim kalitesinin yükseltilmesi için çalışmaların sürdürüldüğü’’ belirtildi. Gelinen noktanın "tatmin edici olmaktan uzak’’ olduğu vurgulanan raporda, müftülerin atanması ve seçilmesi konusunda sorunun devam ettiği, Batı Trakya bölgesinin dağlık kesiminde ekonomik kriz olduğu ve bölge insanının iş bulamadığı kaydedildi.

Yahudi karşıtı hareket

Raporda, daha önceki raporda Yahudi aleyhtarlığına dikkat çekildiği hatırlatılarak, Ortadoğu’da yaşananlara paralel olarak Yahudi karşıtı hareketin güçlendiği, Yahudi soykırımını anmak için dikilen anıtlar dahil mezarlık ve sinagogların zarar maksatlı saldırıya uğradığı dile getirildi. Basında Yahudi karşıtı yayınların yer aldığına dikkat çekilen raporda, Yunan makamlarından gerekli cezai önlemleri alması istendi.

Başta Arnavut, Yahudi göçmen ve sığınmacılar olmak üzere diğer azınlıkların basın tarafından taciz edildiği belirtilen raporda, bazı durumlarda yargı organlarının ‘’ifade özgürlüğü’’ kapsamında söz konusu yayınları cezalandırmadığı kaydedildi. Raporda, Yunan makamlarına, medya çalışanlarını bilinçlendirmesi ve ırkçı yayın yapanları cezalandırması çağrısında da bulunuldu.

Yunan savunması

Önceki raporda Yunan yetkililerin Ulusal Azınlıkların Korunması Anlaşması’nı, gözden geçirilmiş Avrupa Sosyal Anlaşması’nı, Avrupa Göçmen İşçilerin Yasal Statüsü Anlaşması’nı ve Milliyetle İlgili Avrupa Anlaşması’nı mümkün olan en süratli şekilde onaylamaya davet edildiği hatırlatılan raporda, bütün bu anlaşmaların imzalandığı, ancak aradan geçen süre zarfında onaylanmadığı belirtildi. Rapor, Yunan yetkililerin UNESCO’nun, bölgesel ve azınlık dillerine ayrımcılık yapılmasını engelleyen Avrupa Eğitim Anlaşmasını imzalamak ya da onaylamak yönünde herhangi bir işaret vermediğini de ortaya koydu. Yunan yetkililerin, konuyla ilgili olarak "iç hukuk buna yeterlidir’’ savunmasını verdiği kaydedilen raporda, bu durumun anlaşmanın imzasına engel teşkil etmediği hatırlatıldı.

Batı Trakya Türkleri’nden tepki

Mağduriyet giderilmeli

Batı Trakya Tükleri Dayanışma Derneği Başkanı Av. Burhaneddin Hakgüder, Yunanistan’ın bölgedeki Türkler’e karşı olan tutumunu eleştirerek şunları söyledi:

"Yunan Vatandaşlık Yasası’nın 19’uncu maddesi 2000 yılına kadar Yunan etnik kökenine sahip olmayan Yunan vatandaşları yurt dışına çıktıklarında hiçbir gerekçe göstermeksizin vatandaşlıktan ıskat edilir hükmünü taşımaka idi. 1998 yılında Yunanistan bu maddeyi AB’nin baskıları sonucu yürürlükten kaldırdı. Ancak bu maddenin mağduru olan 60 bin 4 kişinin mağduriyetini giderecek düzenlemeyi yapmamakta ısrar etmektedir. Yunanistan 1981 yılında Avrupa Birliği’ne girdikten sonra 8 bin kişiyi vatandaşlıktan attığı da gözönüne alınırsa bu ‘ırkçılık’ suçuna AB de ortak olmuş demektir. Ve bu insanların son 30 yıldan beri sosyal, siyasal ve ekonomik çıkarları sırf Türk olmaları nedeniyle gasp edilmiştir. Şu anda 60 bine yakın kişi Türkiye’de 3 bin kişi Avrupa’da, 500 kişi de Yunanistan’da bu maddenin mağdurları olarak yaşamaya devam etmektedirler ve AB İnsan Hakları Mahkemesi’ne kaybetme pahasına dava açmaya hazırlanmaktadırlar. Bunun altyapısı uluslaraarası hukukçulardan görüş alınma safhasındadır. Biz Batı Trakya Türkleri olarak Türkiye ile Yunanistan arasında bir sorun değil, aksine dostluğun oluşması için maya görevi yapmaya çalıştığımız bir dönemde Yunanlı yetkilileri başkalarınnı zorlamasıyla değil kendileri insiyatif alarak bu mağduriyetin giderilmesi için bu insanların vatandaşlığının iadesini talep etmekteyiz."

H.O. Tercüman 
24/06/2004


Raporun İngilizce Orijinali