ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Azınlığın Sayın Tayyip Erdoğan'dan Beklediği Bir Şey Yok

06.05.2004
Asıl Sayın Erdoğan'ın azınlıktan beklediği var

Niçin bu denli dışlayıcı bir başlık koyduğumu düşünüyor olabilirsiniz. Açıklıyorum. Batı Trakya Azınlığı, 1981 yılından bu yana AB üyesi olan bir ülkede yaşamaktadır. Türkiye Başbakanı da önümüzdeki Aralık ayında AB'den müzakere tarihi alma uğraşı içindedir. Yunanistan'ın AB üyesi olması, azınlığın sorunlarının otomatikman çözüme kavuşturulduğu, ya da tüm sorunlarının çözümlendiği anlamına gelmiyor. Bazı sorunların çözüme kavuşturulması için uzun zaman mücadele yapılmasını gerektirmektedir. Zira bu gibi durumlarda, sorunların otomatik pilota bağlanmasını mümkün kılan metodlar yoktur.

Tabii şurası da bir gerçektir ki, azınlık mensubu vatandaşlar, aynı zamanda AB vatandaşı da olmaları hasebiyle, çok çeşitli sorunları için AB kurum ve kuruluşlarına başvurma hakkını elde ettiler. Öyle de olması gerekirdi. Ülke olarak, azınlıkla ilgili birçok sorun hakkında AB'den baskılara maruz kaldığımız herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Yani demek istiyorum ki, azınlık mensuplarının elde ettikleri imkanlar, Türkiye'de yerleşik Türk vatandaşlarının elinde olanlardan daha fazladır. Dolayısıyla, azınlık mensuplarının, pratikte, Sayın Erdoğan'dan hiçbir beklentileri yoktur. Zira sorunlarına, Brüksel'de daha kolay çözüm bulabilirler.

Fakat şu da bir gerçek ki, Sayın Erdoğan'ın azınlıktan beklentisi var. Zira burada voltasını attıktan sonra, Ankara'ya dönüp burada çok şey gördüğünü ve öğrendiğini anlatacak. Sokaklarda başörtülü kadınların özgürce dolaştıklarını, ya da okula gittiklerini söyleyecek. Bu durum Sayın Erdoğan'ın hoşuna gidecek ve "bunlar bir AB ülkesinde olabildiğine göre, AB üyesi olmayı arzu eden bir ülkede niye olmasın?" diye düşünecek. Peki, bana göre, Sayın Erdoğan'ın hatası nedir? Söyleyeyim. Öğrendiğime göre, kendisi, "seçilmiş müftüler"le, ya da Danışma Kurulu'yla görüşecekmiş. Yani, geçmişi çağrıştıran bir kuruluşla görüşecek. Bu ise, ona, belki boş bir kınama lafından başka, hiçbir şey kazandırmayacaktır. Ama öte yandan, asıl görmesi gereken kişileri, yani gerçekte faal olan azınlık mensubu vatandaşları görmeyecek. Tabii ki, söylendiği gibi, "dindaşlarıyla" görüşebilir; "vatandaşlarıyla" ise hayır.

Evet, bu iki deyim arasında büyük fark var. Zira bazı kişilerle din bazında görüşmeniz başka şeydir, bu kimselerin bir çoğu sizinle aynı etnik kökenden oldukları için görüşmeniz ise başka şey. Şimdi, bunların hangisinin daha iyi veya daha kötü olduğu ise, olaya hangi politik perspektiften baktığınıza bağlıdır.

Evet, yüksek davetlimiz hoşgelsin, sefalar getirsin. Ancak, ben, bu ziyaretten, iki ülke arasındaki ilişkilerin içinde bulunduğu iyi ortamın teyidi dışında, esaslı bir sonucun çıkmasını beklemiyorum.

Dipnot: Sayın Erdoğan'ın şanslı mı, yoksa çok akıllı mı olduğunu bilemiyorum. Ünlü Türk analistler, İstanbul eski Belediye Başkanı'nın burcundan bahsediyorlar. Ama bu gibi durumlarda, şans önemli rol oynamamaktadır. Sayın Erdoğan, galiba çok akıllı bir insan. Ben bunun, buradaki ziyaret esnasında da doğrulanmasını bekliyorum.

Stamatis Sakellion
Paratiritis
6 Mayıs 2004