İÇERİDE VE DIŞARIDA AZINLIĞIMIZ İÇİN ELELE MÜCADELE

16 Eylül Pazar günü ülkemiz Yunanistan’ın kaderini belirleyecek bir gündü. Bunun yanında 16 Eylül Pazar günü, Azınlığımızın birlik ve beraberlik yönünde önemli bir sınav vereceği bir gündü. Ve şahsi kanaatimce, Pazar akşamı gelen haberler Azınlığımızın bu birlik ve beraberlik sınavından başarıyla geçtiğini gösterdi. Şüphesiz Azınlığımızın bu başarısının altında bir çok kişinin, bir çok aktörün gayretinin, emeğinin ve sonuçta imzasının bulunduğu bir gerçek.

3 milletvekili çıkarma şansımızı kıl payıyla kaçırmak hepimize büyük bir üzüntü versede, Azınlığımızın geçen dönem Yunanistan Parlamentosu’nda sadece 1 milletvekili ile temsil edildiği düşünüldüğünde bu seçimde parlamentoya 2 milletvekili göndermemiz başarı olarak değerlendirilmelidir. Özellikle İskeçe’de Azınlığımızın göstermiş olduğu başarı çok sevindiricidir. 2 dönemdir milletvekili çıkaramayan İskeçe Türklerinin bu seçimde büyük bir oy patlamasıyla PASOK’tan Çetin Mandacı’yı parlamentoya gönderiyor olması İskeçe Türkleri için çok önemlidir. Bunun yanında Gümülcine’de yerel seçimlerde rekor bir oyla vali yardımcısı seçilen Ahmet Hacıosman’ın yine yüksek bir oy oranıyla seçilmesi birlik ve beraberliğimizin eski görkemli günlerine dönmeye başladığının bir işaretidir.

23 Eylül Pazar günü güvenoylamasıyla yeni parlamento ve yeni hükümet göreve başlamış olacak. Bundan sonra milletvekillerimizin Azınlığımıza verdikleri sözleri yerine getirmek için hiç vakit kaybetmeden çalışmalarına başlayacağına olan inancımızı korumaktayız. Ancak tabiiki muhalefet partisi milletvekilleri olmaları dolayısıyla işleri çok kolay görünmüyor açıkçası. Ve elbetteki her ne kadar Azınlığımızın oyları ile seçilmiş olsalarda yine ilk etapta partilerini temsil edecekler ve parti politikaları onları Azınlık için mücadelede zor durumda bırakacaktır. Yani, bağımsız adaylar için mevcut %3 barajı kaldırılmadığı sürece Azınlığımızın parlamentoda temsili söz konusu olmayacaktır. Bu unutulmamalıdır.

Seçilen milletvekillerimizi tekrar tebrik eder ve başarılar dilerim. Ayrıca Azınlığımızın Avrupa’daki gönüllü elçisi olan ve uluslararası alanda artık büyük bir tecrübeye sahip saygın bir kuruluş olan ABTTF’nin de kendileriyle işbirliği içinde ortak çalışmalarda bulunmak için heyecan duyduğunu belirtmek isterim. Asla unutmamamız gereken bir şey var artık, dünya global bir köy haline geliyor ve ancak ve ancak hem içeride hem dışarıda elele birlikte mücadele edersek başarıya ulaşabiliriz. Bizler Avrupa’da ve bir ölçüde Dünya’da ABTTF olarak bir cephe oluşturmuş durumdayız. Avrupa Birliği ve genel anlamda Avrupa kurumları nezdinde tanınan ve saygı duyulan bir kuruluş durumundayız. FUEN üyeliğimiz, Avrupa Birliği ve AKPM nezdindeki faaliyetlerimiz bunun kanıtı. Ayrıca Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konsey (ECOSOC) üyesi bir kuruluş olmamız Batı Trakya Türk Azınlığı’nın mücadelesini Dünya platformunada taşıyabildiğimizi göstermektedir. Son olarak Eylül ayında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nde sunmuş olduğumuz Batı Trakya’daki insan hakları ihlallerini gündeme getiren önergemiz kabul edildi ve Birleşmiş Milletler’de yayınlanarak Birleşmiş Milletler’e üye dünyanın 202 ülkesine ulaştı.

Kısacası anlatmak istediğim, Bizler ABTTF olarak Avrupa ve Dünya’da kamuoyu oluşturmak, Yunanistan Parlamentosu’na seçilen milletvekillerimiz Yunanistan partilerine, hükümete ve Azınlık insanımıza yönelik çalışmalar yapmak ve Anavatan Türkiye’de yaşayan insanlarımız tarafından kurulmuş olan kuruluşlarımız da Türkiye’de kamuoyu oluşturmak konusunda sorumludurlar. İşte bunun için birlikte mücadele maratonuna devam!

Halit HABİPOĞLU
ABTTF Başkanı