Batı Trakya Türk Azınlığı Yüksek Kurulu 10 Yıl Aradan Sonra Toplandı

Yunanistan´da PASOK´un İskeçe-Kavala-Drama Genişletilmiş Bölge Valiliği için azınlık mensubu Gülbeyaz Karahasan´ı aday göstermesi üzerinde başlayan tartışmalar ve Yunan Parlamentosu´nda Türk azınlığa mensup tek milletvekili İlhan Ahmet´in Türkiye ziyareti üzerine aleyhine başlatılan medya kampanyası nedeniyle 10 yıl aradan sonra Batı Trakya Türk Azınlığı Yüksek Kurulu toplanarak önemli kararlar aldı.

Gülbeyaz Karahasan´ın Yunanistan´da İskeçe-Kavala-Drama Genişletilmiş Bölge Valiliği´ne aday gösterilmesi üzerine başlayan ve daha sonra İlhan Ahmet´e karşı Yunan medyasınca başlatılan karalama kampanyası ile büyüyen Yunanistan´daki Türk azınlığa dair tartışmaların rahatsız edici bir boyuta ulaşması üzerine Batı Trakya Türk Azınlığı önderleri harekete geçti. 22 Mayıs´ta toplanan Batı Trakya Türk Aznlığı Danışma Kurulu´nun aldığı karar gereğince toplanmasına karar verilen Azınlık Yüksek Kurulu, Gümülcine Achillo Otel´de bir araya gelerek, azınlığa ilişkin önemli kararlara imza attı. En son 1996 yılındatoplanmış olan Yüksek Kurul, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulunda yer alan Batı Trakya´daki tüm dini, siyasi ve sivil toplum liderleri yanında Türkiye ve Avrupa´daki Batı Trakya Türk kuruluşlarının yöneticilerini kapsıyor.

Yaklaşık 500 katılımcının yer aldığı Yüksek Kurul toplantısında Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu´nu (ABTTF) temsilen ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu ile ABTTF Genel Sektereri Mustafa Kasap hazır bulundu. Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif´in yönettiği toplantının açılış konuşmasını Danışma Kurulu Genel Sekreteri ve Gümücine Türk Gençler Birliği Başkanı Adnan Selim yaparken, eski milletvekilleri Orhan Hacıibram ve İsmail Rodoplu azınlık sorunlarını ğerlendiren birer konuşma yaptılar. Konuşmasında Yunanistan´daki son gelişmeleri değerlendiren ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu, son yıllarda görülen iyileşmelerin gerçek anlamının son gelişmeler ışğında açıkça ortaya çıktığını söyleyerek, „insan haklarına ilişkin iyileşmeler ülkemizin demokratikleşme sevdasından değil, karşısında zor durumda kalınan Avrupa kurumlarının hışmından sakınmak üzere devreye konmuştur. Üçüncü sınıflıktan ikinci sınıflığa bu şekilde terfi ettirildik. Ama vatandaşı olduğumuz ülkede birinci sınıf insan olmaya kalkıştığımızda, gücümüze denk etkiye sahip olmak istediğimizde bunun önü derhal kesilmek isteniyor.“dedi. Türk azınlığın artık istemeyen paryalar değil onurlu birer yurttaş olarak eşit haklarla ve azınlık haklarına kavuşmuş biçimde yaşaması gerektiğini söyleyen Habipoğlu „Eger bu topraklar bizim vatanimizsa ve buradan ne pahasina olursa olsun vazgecmeyiz diyorsak, yapmamız gereken doğru bir strateji benimseyerek, Yunanistan´dan gasp edilmiş haklarımızı almamız gerekmektedir. Bugün böyle bir mücadeleye hayat verme gücü Yüksek kurulundur. Mücadele için verilecek karara Avrupa´daki 29 derneğimiz ve federasyonumuz olarak sonuna dek destek olmaya hazırız.“ dedi.

Toplantıda Yunanistan´ın 10 yıla yakın süredir imzalamış olmasına rağmen parlamento onayından geçirmediği Azınlıkların Korunmasına Dair Çerçeve Sözleşme´nin onaylanması için harekete geçilmesi, bunun için Batı Trakya´da ve Avrupa çapında bir imza kampanyası düzenlenerek, kampanyanın Avrupa kanadını ABTTF´nin üstlenmesine karar verildi. Toplanan imzalar Azınlık Danışma Kurulu vasıtasıyla Atina´ya ve ABTTF vasıtasılya Brüksel´e iletilecek. Diğer yandan Rodop Milletvekili İlhan Ahmet konuyu soru önergeleri ile Yunan Parlamentosu´nun gündemine getirecek.

Önümüzdeki aylarda bir kez daha toplanması yönünde prensip kararı alınan Yüksek Kurul toplantısının sonuç bildirisinde Yunanistan´daki son gelişmelere ilişkin olarak „Toplantıda dile getirilen görüşler çerçevesinde 1981’den beri Avrupa Birliği üyesi olan Yunanistan’ın Avrupa Birliği’nin azınlıklara sağlamış olduğu, azınlıklar için öngörmüş olduğu şartları ve görevleri yerine getirmediği tespit edilmiştir. 1990’lı yıllarda ilan edilen ´yasalar önünde eşitlik´ ilkesiyle meydana gelen bazı gelişmeler olumlu olarak değerlendirilmiştir. Gerek ikili ve gerekse uluslar arası antlaşma ve sözleşmelerle teminat altına alınmış olan milli kimlik, örgütlenme özgürlüğü, eğitim, vakıflar ve 19. maddenin bırakmış olduğu binlerce vatansızın sorunlarıyla ilgili hiçbir gelişmenin sağlanamamış olması kaygı verici bir durum olarak görülmüştür. Son zamanlarda ulusal medyanın siyasetçilerimize yönelik başlatmış olduğu hakarete varan karalama kampanyası Batı Trakya Türkleri tarafından azınlığın tümüne yapılmış bir kampanya olarak algılanmıştır.”sözlerine yer verildi.