ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Yunan Basınından Haberler

24.05.2006
Hronos – Gümülcine

20 Mayıs 2006


PASOK'un "Yunanlı" İskeçe-Kavala-Drama Süper Vali adayı hakkında yeni kanıtlar gün ışığına çıkıyor. Adıgeçenin kimlik ve pasaportunda Yunanlı olduğu yazsa da, kendisinin, Ankara'nın talimatları doğrultusunda, Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosluğu tarafından Yunan karşıtı bir şekilde yönlendirilen azınlığın diğer fertlerinden hiçbir farkı yok.

İskeçe'de yayımlanan "Millet" adlı azınlık gazetesinin 17 Mayıs 2006 tarihli sayısının 11. sayfasında, gazeteci Bilal Budur haftanın olaylarını işlediği bölümde, Karahasan'ın Yargıtay kararı ile kapatılan "İskeçe Türk Birliği"nin üyesi olduğunu, adıgeçenin kapatılma kararının akabinde iki protesto toplantısına katıldığını ve sözkonusu Birliğin kapatılmasını protesto eden metnin altında 112. kişi olarak, "Gülbeyaz Karahasan - Avukat" unvanıyla imzasının bulunduğunu belirtiyor.

Bahsekonu yazıda Karahasan'ın iki yıldır anılan Birliğin üyesi olduğu ve genel kurullarda da oy kullandığı, bunun yanında, "İskeçe Türk Birliği'ni destekliyorum" metninin altında 112. sırada imzasının olduğu da yazılıyor.

Evet, Gülbeyaz Karahasan'ın mumu yatsıdan önce söndü ve adıgeçenin "Pomak" olmasından dolayı adaylığının farklı olacağını söyleyerek azınlık içindeki mekanizmaların nasıl çalıştığını bilenleri haksız yere eleştirenler de yalancı çıkmış oldular.




Hronos – Gümülcine

19 Mayıs 2006

Üç müslümanın yaşadığı köye cami yapıyorlar!


Basit, metruk bir evin bir mabede dönüşmesine kim izin verdi? Bazı kişiler ateşli bir şekilde çalışarak iki gün içinde caminin duvarını yükseltmişler bile. İşin asıl ilginç yanı üzerinde numarası olan izin belgesi bile var, ancak tüm araştırmalarımıza rağmen, imar müdürlüğünden herhangi bir belge alamadık.

Bunun yanısıra resmi (tayinli) Müftülük ve Metropolitlik de mevcut 280 camiye eklenecek olan bahsekonu cami hakkında birşey bilmiyorlar. Bu konuda en önemli doküman bahsekonu yapının eskiden ev olduğunu gösteren bir doküman; anılan bina asla bir mabed olmadı, sadece bir süre okul olarak faaliyet gösterdi.

Bahsekonu bina için hangi mütevellinin dilekçe sunduğunu bilmiyoruz, ancak yapının eskiden olmayan İslami tarzı, "sözde" Müftü ve yasadışı Danışma Kurulu Başkanı İbrahim Şerif'in parmağını gösteriyor.

Aslında bu binanın yapılma zamanı da enteresan, zira en akla hayale sığmaz taleplerin bile karşılandığı bir dönem olan seçim döneminde, Taşlık (Petrota) sahiline giden anayolda ve sadece 3 "Müslümanın", 1 Avusturyalı ve 1 Hristiyan çiftin yaşadığı bir köyde böyle bir caminin boy göstermesi tesadüf değil.

Sadece 3 kişinin yaşadığı bir köye cami yapılıp da kimse bir şey bilmiyor olamaz. Yetkililer her 3 eve 1 cami mi yapacaklar?

Melahrini Martidu




Hronos - Gümülcine

20 Mayıs 2006

Gazetemizin haberinden sonra Taşlık (Petrota)'taki çalışmalar durdu.


- Olaydan sonra çalışmalar duruduruldu. Polis olay yerinde inceleme yapıyor.

Olayın basına yansımasından sonra ilgili idareler harekete geçti ve çatısının onarımıyla, ufak tefek onarımların öngörüldüğü iznin, yapılan çalışmalarla uyumlu olmadığı görüldü.

"Hronos" gazetesinin fotoğraflı röportajıyla da ortaya çıkardığı gibi, bahsekonu bina daha sağlam ve heybetli olması için taşla yeni baştan inşa ediliyor, ancak ilgili birimlerden hiçbirinin bu durumdan haberi yok.

İmar müdürlüğü tarafından verilen izin ise sadece ufak tefek tamiratlarla ilgili olup, Taşlık (Petrota) köyündeki binada yapılanlarla uzaktan yakından ilgisi yok. Bahsekonu mevkide Vakıf mülkü veya cami olup olmadığı sorusuna ise iki evrak cevap veriyor.

a. Şapçı Belediye Başkanı Pililiçis'in bir cami olduğuna dair evrakı ile

b. Yasal (tayinli) Müftü Cemali Meço'nun, (tayinli) Müftülük arşivlerinde 1200 m2 alanlı ve cami ile vakıf mülklerinin bulunduğu alanların belirlendiği bir evrak olduğunu belirten yazısı. Bunları temsil eden ise Mütevelli Bayram'dan olma Akif Arabacı. Adıgeçen şahıs, görünenlere göre bahsekonu binanın temelden yenilenmesinde de sorumlu.

İmar izni konusunda yetkililerin aldatılması da söz konusu olduğundan dolayı durum karışık. İmar Müdürlüğüne sadece Mollar Rıdvan'ın, 1170,67 m2 bir alan, 76,95 m2 bir cami ve 24,25 m2 alanlı sunduğu bir topografik rapor var. Bunda da minare ve anılan camiin mütevelli heyetinin başvurusu yer almıyor.

İşin asıl ilginç yanı ise bütün meselenin "sözde" Müftü İbrahim Şerif tarafından gündeme getiriliyor olması. Adıgeçen aşağıda sunduğumuz (Batı) Trakya'daki imamlara yönelik yazısıyla, imamlardan caminin yapımı için camilerde yardım kampanyaları düzenlemelerini istiyor.

Bize ulaşan bilgilere göre, bölgenin İslami profilinin daha bir ön plana çıkarılması için, terkedilmiş köylerde bile İslami yapıların yenilenmesi çalışma ve çabaları başlayacak. Bahsekonu hareket, Türkiye'yi hami olarak ortaya çıkararak, "sıcak" ve sürtüşme dolu bir yaz yaratmak isteyen kişilerin çabalarından başka bir şey değil.

"Sözde" Müftünün yazısının tercümesi ise aşağıdaki gibi.

Evet, bahsekonu yazı, fikrin ve fikrin uygulanmasının kime ait olduğunu açık seçik gösteriyor. Yazının altında "sözde" Müftü İbrahim Şerif'in anlı şanlı imzası var.

Taşlık (Petrota) Camii, mimari planların, minare olup olmadığı, varsa kaç metre olduğunu bilip onaylamadığı, yıllardan beri çalışmayan bir camiin, sadece 3 "Müslüman" ailesinin yaşadığı bir köyde yapılıyor ve yeniden faaliyete geçmesi planlanıyor.

Evet, konunun nasıl gelişeceğini incelemek ilginç olacak; bu arada yetkililer kendilerine gelen diğer camilerin çatı onarımıyla ilgili dilekçelerini dikkatli inceleseler iyi olacak, zira sonuç insanın gözlerinin şakınlıktan faltaşı gibi açılmasına neden olabilir.

(Batı) Trakya'da din özgürlüğü ve dini inançlarla insanların farklılığına müsamaha olduğu kanıtlanmıştır. Ancak bazı kişilerin ayakta uyuduğunu düşünerek böyle boz bir havada yapılan bazı temelleri oyucu çalışmalar, gazetemiz tarafından açığa çıkarılmaktadır.

Melahrini Martidu