ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Yeni dönemde genç ve dinamik bir anlayış ile yeniden görev başındayız

24.04.2009
Değerli Batı Trakya Türkleri,

11 Nisan 2009 tarihinde ülkemiz Yunanistan dışında yaşayan Batı Trakya Türklerinin mücadele ateşini ilk yaktıkları yer olan Giessen Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen 16. Dönem Genel Kurulu’nu geride bırakmış bulunuyoruz. 1978 yılında Almanya’da kurulan ilk dernek olan Giessen Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği’nin çatısı altında bir araya gelen delegeler karşısında iki yıllık görev süremiz boyunca gerçekleştirdiğimiz faaliyetleri aktararak aklanmayı talep ettik. Yapılan seçimlerde ise yeni dönemde de Batı Trakya Türk Azınlığı adında görevde bulunmak üzere yeniden seçildik, güven tazeledik. Yönetim Kurulu üyesi diğer on değerli dostumun yanı sıra Denetim ve Disiplin Kurulu üyesi altı değerli dostum ile Batı Trakya Türk Azınlığı’nın demokratik hak ve özgürlükler mücadelesine katkıda bulunmak amacı ile bugüne dek özveri ve sabır ile çalıştık, bundan böyle de öyle olacak.

Genel Kurul’a katılan delegelerin yarısına yakın bir kısmının genç nesilde oluşması ise oldukça dikkat çekici ve ziyadesi ile mutluluk verici bir durumdur. Genel Kurul’a katılan yeni nesil delegeler arasında bazı gençlerin üye derneklerimizin yönetim kurullarında görev yapması ise ayrı bir önem arz ediyor. Diasporada yaşayan Batı Trakya Türkleri arasında üçüncü kuşak, anne ve babalarının doğup büyüdüğü topraklar olan Batı Trakya ile bağlarını koparmıyor, aksine Batı Trakya Türk kültürü ve bilincini devam ettiriyorlar. Bu durumdan Batı Trakya’dan Avrupa’nın çeşitli ülkelerine göç eden birinci ve ikinci kuşak Türkler olarak gençlerimize Batı Trakya sevdasını aşıladığımızı anlıyor, büyük mutluluk duyuyorum. Genç nesilden kimi arkadaşlarım ile görüşme imkânı buldum, Batı Trakya Türk toplumu için çalışmaya ne kadar istekli olduklarını bizzat gözlemledim. Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu(ABTTF)’nin saygın bir sivil toplum örgütü olarak kabul edilmesi etkisini bireysel alanda da etkisini iyiden iyiye göstermeye başladı. Bizler, her bir Batı Trakya Türkü, Federasyon’un saygın duruşunu içinde hissetmeye başlamış görünüyor. Benim gibi genç kalmış Batı Trakya sevdalılarının yanı sıra yeni nesil de Batı Trakya’da yaşananları yakın bir ilgi ile takip ediyor. Türk Azınlık’ın demokratik hak ve özgürlük mücadelesinde genç nesilin dinamizmine ihtiyaç duyduğu apaçıktır. Bunun için gençlerin mücadelenin ön saflarında yer almayı istemeleri benim için ayrı bir mutluluktur.

Dernekler düzeyinde yenilenmeyi genç nesil ile başaracağımızdan şüphe duymuyorum. Ülkemiz Yunanistan’da da Federasyon’umuzun gerçekleştirdiği çalışmaların etkisini gözlemliyoruz. Uluslararası alanda yürütülen çalışmalar sayesinde Batı Trakya Türk Azınlığı’nın sorunları yalnızca Türk milletvekillerimizin özverili çalışmalarının bir sonucu olarak değil diğer siyasi parti temsilcilerinin ilgisi ile Yunan Meclisi’ne taşınmaya başlandı. Sol İttifak partisinin Türk Azınlık ile ilgili olarak Meclis’e sunduğu soru önergeleri bu durumun son örneklerindendir.

Ancak Batı Trakya Türk Azınlığı’nın desteğini alarak bu durumdan yararlanan siyasi partilerin iktidarı ele geçirdiklerinde Türk Azınlık’ı görmezden ya da duymazdan geldiklerini unutmamalı… Çoğunluk partilerinden birine üye olarak Türk Azınlık ile Yunan Devleti ve Hükümeti arasında gerçek anlamda bir diyalog kurmak için ne kadar çabalasak da iktidarı elinde bulundurmanın rehavetinden hiçbir parti kurtulamadı, kurtulmayacak gibi… Diasporada yürütülen mücadelenin yarattığı baskının olumlu işaretlerine rağmen ülkemizde “öteki” olarak tanımlanmaya devam ediyoruz. Her birimiz aynı ülkenin, Yunanistan’ın vatandaşlarıyız. Ülkede yaşanan sorunlar her birimizi etkiliyor, bu durumdan vatandaş olarak her birimiz sorumluyuz. Eşitlikçi ve özgürlükçü bir yapı oluşturmak amacı ile çokkültürlü bir toplumda gerçek bir diyalog yaratılması için yıllardır çabalıyoruz, ancak gerçek anlamda bir ilerleme sağlanmadığını üzülerek görüyorum. Demokratik ve çokkültürlü toplumlarda azınlıkların ülkeler için kültürel zenginlik unsurları olduğunu ifade etmenin yanlış mı olduğu endişesini taşıyorum. Ülkemiz Yunanistan’a sadakat ile bağlı bireyler olarak hoşgörü ve karşılıklı saygı temelinde sorunlarımızın çözümünü talep etmekten daha doğal bir durum var mıdır? Yoktur!

Halit Habipoğlu
ABTTF Başkanı
GALERİ