Yunanistan´da Yükselen Irkçılığa Dair ABTTF Genel Kurulu´nun Açıklaması

Ülkemiz Yunanistan, demokrasinin beşiği olma savıyla çelişir biçimde toprakları üzerinde yaşayan farklı din ve etnisitelere karşı hukuk tanımaz tavrını sürdürmektedir.

1950´lere kadar ağır baskılarla asimile ettirilen, başarılamadığında da ülkeden sürülmesi yoluna giden Makedon azınlığının ardından, bugüne dek süren biçimde yeni hedef ülkede yaşayan Türk azınlıktır.

1955 yılında çıkarılan 3370 sayılı Yunan Vatandaşlık Yasası´nın 19. maddesi doğrudan ve dolaylı o-larak 80 bin insanın sadece farklı etnik kökenden olmaları nedeniyle basit bir idari işlemle vatandaşlıklarını yitirmelerine yol açmıştır. Uluslararası baskılar sayesinde 1998´de kaldırılan yasanın geriye dönük etkileri hala daha giderilebilmiş değildir. Irkçı bir uygulamanın mağduru olmuş Alma-nya´daki, Türkiye´deki, Avusturalya ve Yunanistan´daki 80 bin insanımızın sesine kulak tıkanmaktadır. İkinci Dünya Savaşı´nı çıkaran ırkçı ideolojilere karşı kurulmuş, Yunanistan´ın da 56 yıldır üyesi olduğu Avrupa Konseyi bu konuda birincil sorumluluğa sahiptir. Doğrudan mağdur edi-len kişilerin 10 bine yakınının Yunanistan´ın Avrupa Birliği üyeliği esnasında gerçekleşmesi, haksızlığa uğrayan vatandaşları karşısında Avrupa Birliği´ni sorumlu kılmaktadır. Avrupa´nın bu iki temel kurumu başta olmak üzere, insan haklarına inanan tüm kişi, kurum ve kuruluşlardan çözüme destek olmalarını bekliyoruz.

Ülkemiz Yunanistan, sınırları içinde farklı renklerin onun zenginliği olduğunu görmeyecek kadar kör bir tavır izlemektedir. Ülkedeki azınlıkların kendilerini istedikleri kadar tanımlamalarına izin veril-memesi, „Türk“ veya „Makedon“ adı taşıyan örgütlerin kapatılması yanında yüzbinlerce Müslümanın yaşadığı ülkemizin başkentinin AB´deki camisiz tek başkent ünvanını taşıması 21. yy.ın bir Avrupa Birliği ülkesine yakışmamaktadır.

Ülkede işlenen yabancı düşmanı-ırkçı suçların kayıtlara işlenmemesi ve AB içinde bu yönde beyanda bulunmayan az sayıda ülkeden birinin ülkemiz olması, biz azınlık mensuplarının endişelerini kö-rüklemektedir. Bu endişelerimizi iyice had safhaya çıkaran bir gelişme ise, ülkenin en yüksek tirajlı gazetelerinden birinde açık açık „Trakya´da etnik temizlik yapılması“ gerektiğinin yazılmış olması ve buna ne çoğunluk toplumundan ne de Yunan siyasilerden somut bir tepki gelmemesidir.

Tüm dünya kamuoyunu ve duyarlı Yunan vatandaşlarını ülkede yükselen ırkçılığa karşı duyarlı ol-maya davet ediyoruz.

ABTTF Genel Kurulu