ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Müslümanlar masalları bir yana bırakıp, gerçeklere odaklansınlar

03.02.2005
"Müslümanlara" ait dernekler Yargıtay'ın, kendilerini "Türk" olarak tanımlamalarını yasaklayan kararına derhal tepki göstererek, büyük bir öfkeyle, etnik kimliklerinden mahrum bırakıldıklarından ve kökenlerinin inkar edildiğinden dem vurdular.

Türkiye tarafından resmen imzalanan Yunanistan Antlaşması'nda (Lozan Antlaşması) yalnızca "Müslüman azınlıklar"dan sözedilmekte ve bu antlaşmada herhangi bir etnik kimlikten bahsedilmemektedir. Diğer bir ifadeyle, bu insanlar, dinen Müslüman Yunanistan vatandaşlarıdır. Burada doğdular, burada okula gittiler, burada askerlik yaptılar ve burası onların vatanıdır. Yunan kimliğine sahiptirler. Ayrıca, AB vatandaşıdırlar ve burada yaşayıp, burada emekli olmaktadırlar. Hiçbir yerde bu insanların "Türk" olduğuna dair bir kayıt yoktur. Bu insanları böyle adlandırarak, onları manipüle etmekte ısrar eden tek ülke ise Türkiye'dir. Bunun da nedeni, ortak inanç ve dile sahip olunmasıdır. Bu insanlar kendi rızalarıyla "Türk" olarak adlandırılmak istiyorlarsa, buyursunlar. Kendi kendini tanımlama hakkına sahip olarak, herkes kendisini istediği gibi tanımlayabilir. İster Türk, ister Tayland'lı, ister Zimbabwe'li. Eğer bu durum hoşlarına gitmiyorsa, istedikleri yere gidip, istedikleri uyruğu alabilirler.

Yunanistan kimliklerini, pasaportlarını, AB vatandaşlığının sağladığı her türlü hak ve avantajdan, öte yandan, işledikleri tütün-pamuk-buğday tarlalarından, irili-ufaklı iş yerlerinden, çocukları için Yunan devletinin koşulsuz olarak bahşettiği %0,5 yüksek öğrenim kontenjanından, düşük enflasyondan, değerli bir para biriminden vazgeçerek, ilgili makamlara teslim etsinler ve yola çıksınlar. Yolları açık olsun. Selametle gitsinler!

Ancak, unutulmasın ki, Almanlar, orada yaşayan Türkleri kovmaya başladığında, (Batı) Trakya Yunan "Müslümanları," ki Almanya'da yaşayanların büyük çoğunluğu fanatik şekilde Yunan aleyhtarıdır, 180 derece dönüş yaparak kimliklerini gösterip, "biz Yunan vatandaşlarıyız, bizi atmayın" demeyi çok iyi bilmişlerdir.

Tüm bunların ışığında, masallar artık bir kenara bırakılmalı ve bu insanlar, devletimizin sınırsız hoşgörüsü sayesinde efendiler, paşalar ve ağalar gibi müreffeh bir yaşam sürdükleri vatanları Yunanistan'ın inayetine teşekkür ederek, gerçeklere odaklanmalıdırlar.

Giorgos Kefalidis
Hronos
26 Ocak 2005

Hronos