Avrupa Parlamentosu AB’deki neofaşist ve neo-Nazi grupların yasaklanması çağrısında bulundu

Avrupa Parlamentosu (AP), 25 Ekim 2018 tarihinde aldığı kararla Avrupa’da son dönemde artış gösteren neofaşist şiddete dikkat çekti. Kararda AP milletvekillerinin, Avrupa Birliği (AB) üyesi bazı devletlerde neofaşist grupların ceza alma korkusu yaşamadan hareket etmelerinden ve bunun yol açtığı şiddet eylemlerinin artışından endişe duydukları kaydediliyor.

Kararda, neofaşist ve neo-Nazi gruplara karşı kararlı önlemlerin alınmamasının yabancı düşmanlığının Avrupa’da gittikçe yükselmesine yol açtığının altı çizilerek 22 Temmuz 2011’de Norveç’te yaşanan ve 77 kişinin hayatını kaybettiği, 151 kişinin de yaralandığı terör saldırısı ile Büyük Britanyalı parlamenter Jo Cox’un öldürülmesi ve AP Milletvekili Eleonara Forenza’ya yapılan saldırıya atıfta bulunuluyor. Kararda Yunanistan’la ilgili olarak ülkede bilhassa göçmenleri ve Batı Trakya Türk toplumunu hedef alan neo-Nazi Altın Şafak Partisi’ne karşı suç örgütü olması, şarkıcı Pavlos Fyssas’ın ödürülmesi ve işlediği diğer suçlar nedeniyle açılan davanın devam ettiği kaydediliyor. Bundan başka Eylül 2018’de Almanya’nın Chemnitz şehrinde aşırı sağcı “Vatandaş Savunması” isimli örgüte mensup 7 kişinin kamu düzenini bozdukları gerekçesiyle tutuklandıkları ve kısa süre önce de adına “Chemnitz Devrimi” verdikleri bir terör örgütü kurdukları şüphesiyle mahkemeye çıkarıldıkları not ediliyor.

AP’nin oy çokluğuyla aldığı kararda AB üyesi devletler faşizm ve ırkçılığı yücelten neofaşist ve neo-Nazi grupları etkili bir şekilde yasaklamaya çağrılırken nefret suçlarının soruşturacak özel polis birimlerin kurulması ve faillerinin cezalandırılması talep ediliyor.

Stadyumlardaki ırkçılık, faşizm ve yabancı düşmanlığı ile etkili bir şekilde mücadele etmeleri için spor, özellikle de futbol kulüplerine çağrıda bulunulan kararda, kulüplerin okullar ve ilgili sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içerisinde genç taraftarlar için eğitim olanaklarını desteklemesi talep ediliyor.

Kararda AP milletvekilleri, faşist ve ırkçı suçların önlenmesinin ön koşullarından birinin sağlam tarih bilgisine sahip olmak olduğunun altını çizerek bu noktanın yeni neslin eğitiminde mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade ediyorlar.