ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

ABD’den Yunanistan’a insan hakları eleştirisi

16.05.2013
ABD Dışişleri Bakanlığı Yunanistan İnsan Hakları Raporunu açıkladı

Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı’nın Nisan 2013 tarihinde yayınladığı Yunanistan 2012 İnsan Hakları Uygulamaları Ülke Raporu’nda Batı Trakya Türk Azınlığı’nın kendini tanımlama hakkına kısıtlama getirilerek azınlığın ayrımcılığa ve sosyal dışlanmaya maruz bırakıldığı ifade ediliyor.

Dışişleri Bakanı John Kerry tarafından açıklanan ABD İnsan Hakları Raporu’nda Yunanistan’da en önemli insan hakları sorunu olarak göçmenlere ve yabancı olarak algılanan kişilere yönelik ırkçı saldırılar gösteriliyor.

Raporda Batı Trakya Türk Azınlığı

Diğer bazı etnik gruplar ile birlikte Türklerin de hükümet tarafından “azınlık” veya “dilsel azınlık” olarak tanınma talebinde bulunduğu belirtilen raporda hükümetin yalnızca Lozan Antlaşması ile tanımlanan “Müslüman azınlığı” resmen tanıdığı ifade ediliyor. Trakya’da yaklaşık 150 bin kişinin yaşadığı ifade edilen raporda Müslüman azınlığın Türk, Pomak ve Roman topluluklardan oluştuğu belirtiliyor. Raporda Pomak toplumunun bazı üyelerinin Türkçe konuşan topluluğun ayrı bir Pomak kimliği olmadığına dair baskıda bulunduğunu iddia ettikleri belirtiliyor.

İsminde “Türk” kelimesi geçen derneklere izin verilmiyor

Raporda hükümetin bireyin kendini tanımlama hakkını tanımasına karşın kendini azınlık üyesi olarak pekçok kişinin kimliklerini özgürce ifade etme ve kültürlerini sürdürme konusunda zorluklarla karşılaştığı belirtiliyor. “Türk” kelimesinin kuruluşların başlıklarında kullanılmasının yasak olduğu belirtilen raporda hükümetin para cezası ile ilgili AİHM kararlarını yerine getirdiği ancak Yunanistan’ın Makedon Kültür Evi ve İskeçe Türk Gençliği (İskeçe Türk Birliği)’nin tanınması ile ilgili AİHM kararlarını yerine getirmediği not ediliyor. Yargıtay’ın AİHM’nin İskeçe Türk Birliği hakkındaki 2008 kararının bağlayıcı olmadığını açıkladığı raporda ayrıca not ediliyor.

Mevcut medya yasası çoğulculuk prensibini tehdit ediyor

Basın özgürlüğü ile ilgili yasaya göre televizyon kanallarının en az yüzde 25 oranında Yunanca yayın yapma zorunluluğu getirdiği ifade edilen raporda ulusal radyo ve televizyon istasyonlarının günde 24 saat yayın yapma ve sermaye ve çalışan sayısında minimum şartlar getirdiği belirtiliyor. AGİT Medya Özgürlüğü Temsilcisinin geçmiş yıllarda bu minimum koşulların aşağıya çekilmesi çağrısında bulunduğu ifade edilen raporda mevcut yasanın düşük bütçeli, azınlık basın yayın kuruluşlarının onay almasını zorlaştırdığı ifade ediliyor.

Ulusal İnsan Hakları Komisyonu müftülerin şer’i yetkilerinin kaldırılmasını tavsiye etti

Yargılama süreçleri ile ilgili bölümde Hükümetin “Trakya’daki Müslüman azınlık”ın aile ve medeni haklarını ilgilendiren konularda Şeriat’ı tanıdığı ifade edilen raporda Müslümanların hükümet tarafından atanan müftü tarafından evlendirilen Müslümanların şer’i hukuka bağlı oldukları belirtiliyor.

Hükümetin Trakya’daki Müslüman azınlığın aile ve medeni hakları ilgilendiren konularda Şeriat’ı tanıdığı ve yerel mahkemelerin rutin olarak müftülerin(atanmış) kararlarını onayladığı belirtiliyor. Ancak raporda BM Azınlıklar Bağımsız Uzmanına göre kadınların aile, mülkiyet hukuku ve yargı sisteminde kadın haklarının erkeklere göre daha aşağıda olduğu belirtiliyor. BM Bağımsız Azınlıklar Uzmanının bazı olaylarda Şeriat hukukuna göre Müslüman kadınların anayasa, mevzuat ve diğer uluslararası standartlara uygun olmayan normlara tabi tutulduğunu ifade ettiği not ediliyor. Ayrıca raporda Ulusal İnsan Hakları Komisyonu’nun hükümete müftülerin(atanmış) yetkilerini yalnızca dini görevlerle sınırlandırması ve Şeriat’ı tanımaktan vazgeçmesi yönünde tavsiyede bulunduğu not ediliyor.

Yunanistan raporunun tamamına http://www.state.gov/documents/organization/204503.pdf linkinden ulaşabilirsiniz.
GALERİ