ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Yunan Delegasyonu’ndan ABTTF’ye cevap

12.05.2009
4-5 Mayıs 2009 tarihlerinde Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Demokratik Kuruluşlar ve İnsan Hakları Ofisi (AGİT/ODIHR) tarafından Avusturya’nın başkenti Viyana’da düzenlenen Nefret Suçları-Yasamanın Etkin Uygulanması Tamamlayıcı İnsani Boyut Toplantısı’na katılmıştır. ABTTF Uluslararası Çalışmalar ve Lobi Grubu üyesi Fatma Reşit, öz denetimin iyileştirilmesi ve nefret suçlarının cezalandırılması konulu ikinci oturumda nefret suçu ile mücadele konusunda önyargılardan arınmış objektif ve eğitimli bir polis gücünün önemi konusunda bir sunum gerçekleştirmiştir. Reşit, 254 sayı ve 2004 tarihli Polis Etik Kanunu’nun 1. Maddesi’nde polis personelinin “Yunan milletine hizmette bulunmak ve görevlerini Anayasa ve kanunlara uygun olarak gerçekleştirmesi gerektiği” ifadesinde Yunan vatandaşları yerine “Yunan milleti” kelimesinin üstü kapalı olarak ayrımcı bir ifade içerdiğine dikkat çekmiştir.

Polis Etik Kanunu ve Ayrımcılık Gözetmeme İlkesi

ABTTF’nin sunumuna karşılık olarak AGİT Dönem Başkanı Yunanistan adına Yunan Delegasyonu yazılı bir bildiri sunarak konu ile ilgili Yunanistan’ın tutumunu aktarmışlardır. Buna göre Polis Personeli için Etik Kanunu(Başkanlık Kararnamesi 254/2004)’nun insan haklarına saygı ve kırılgan kişiler ve sosyal grupların korunması ile ilgili olarak kurallar içerdiği ifade ediliyor.

Kanun’un polis akademileri için eğitim ve staj kurslarını da içerdiğini ifade eden Yunan Delegasyonu, Kanun’un polis personelinin genel yükümlülüklerinin tanımlanması ile tutuklama, hapsetme ve hazırlık soruşturması ile ilgili rehberlerin yanı sıra kamu hizmetlisi olarak polis personelinin görevleri ve vatandaşlara yardım yükümlülüğü konularının ayrı yedi maddede yer bulduğunu not ediyor.

Ayrıca Polis Etik Kanunu’nun Madde 5(3) ile Madde 5(4)’ün Kanun’un temelini oluşturan ayrımcılık gözetmeme ilkesinin altını çizdiği ifade ediliyor. Madde 5(3), “renk, cinsiyet, ulusal köken, ideoloji, din, cinsel yönelim, yaş, maluliyet, medeni durum, ekonomik ya da sosyal konum ya da diğer ayırt edici özellik temelinde önyargıdan kaçınılmasının polis memurunun davranışında temel bir parametre” olduğu ifade ediliyor. Madde 5(4) ise polis memurunun “özellikle çocuklar, kadınlar, yaşlı kişiler, özel ihtiyaçları olan kişiler, engelli kişiler, mülteciler, azınlık üyeleri ve genel anlamda diğer kırılgan sosyal grupların korunması için özel bakım” gösterdiğini ifade ediyor.

Ayrıca Helen Polis Müdürü tarafından yayımlanan 2005 tarihli genelgede farklı yaşam şekilleri ile kültürel özellikler ile algı çeşitliliklerine saygı konusunda bir yükümlülük oluşturulduğu not edilirken polis makamının cezai ve idari konularda ırkçı saikın araştırılması görevini ilan ettiği belirtiliyor. Son olarak ise 3719/2008 sayı ve tarihli Yasa ile ulusal, ırka dayalı ya da dini nefret ile farklı cinsel yönelim zemininde nefret temelli suçun işlenmesinin cezayı ağırlaştırıcı bir koşul olarak kabul ediyor.

Habipoğlu: Nefret suçları konusunda tatmin edici bir çabadan söz etmek imkansızdır

Konu ile ilgili açıklama yapan ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu, “Yunanistan’da nefret suçları ile ilgili olarak yasal mevzuat ile uygulama arasında derin bir uçurum mevcuttur. Yunanistan Devleti ve temsilcisi hükümet nefret suçlarının önlenmesi konusunda pek çok alanda yasa oluşturmak sureti ile mevcut durumu iyileştirmeye çalıştıklarını iddia etmektedirler. Ancak fiili durum bu görüşü çürütmektedir. Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı, nefret suçları ile ilgili olarak Yunanistan’ın veri sağlamadığını not etmektedir. Yunan makamları aksini iddia etse de Yunan Ceza Yasası suçun cezalandırılması hususunda ırkçı ya da önyargı saikıyla işlenen eylemler dikkate alan ve bunu cezayı ağırlaştıran sebep olarak kabul eden özel bir hüküm içermemektedir. Dolayısı ile nefret suçlarının önlenmesi konusunda gerçek bir çabadan söz etmek mümkün değildir” açıklamasında bulundu.

Yunanistan'ın cevabına ulaşmak için buraya tıklayınız.
GALERİ