WBTTDYD 29 Ocak Basın Bildirisi
Acılıç konuşmasını Witten Batı Trakya Türk Derneği’nin Genel Başkan’ı Sayın Dr. Mesut Hüseyin yaptı, Üyelerimizi ve misafirlerimizi selamladıktan sonra yaptığı kısa konuşmasını şöyle aktardı, Witten Batı Trakya Türk Dermneği’miz kurulduğu tarihinden itibaren böyle büyük kalabalığın katılım oladığı sundu, etkimliğemize katılan Üyelerimizden Allah razı olsun, gelen misafirleri selamladıktan hemen sonra sözü Duisburg Batı Trakya Türk Spor Derneği’nin Genel Başkan’ı Sayın Raif Bozacı’ya verdi, kısa konuşması yaparak mikrofonu çok değerli Başkanımıza Sayın Cafer Hasan’a verdi,
Sayın Başkan, ve çok Değerli Yönetim Kurulu Üyeler.
Sevgili misafirler ve değerli konuklar, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum, ö-zellikle bizlere göstermiş olduğunuz sıcak ilgi ve nazik davetinize olduğu gibi böyle güzel insanlarla bizleri bir araya getirme nezaketini gösterdiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Sizlerin üstlenmiş olduğunuz önemli görevi ve aldığınız so-rumluluk için, önce sizlerikutlamak istiyorum ve bu üstlenmiş olduğunuz misyonu en iyi şekilde yürüteceğinizden eminim. Bu günkü toplumsal dayanışma ve milli bir direniş 1988’zin 21’ci yıl dönümünün kutlanması için buradayız.
Bu günkü ana tema toplumsal dayanışma ve milli bir direniş gününün 21’ci yıl dö-nümüdür, dolayısıyla burada bulunmaktayız. 29 Ocak bizim onurumuzdur, 29 Ocak Batı Trakya Türk insanının kimlik kardıdır, 29 Ocak 1988 haksızlığa, adeletsizliğe ve hukuk dışı uygulamalara dur demek için dir, asırlarca kaldığı ve derin kök saldığı topraklarda yaşamaya ve kalmaya kararlı olan Batı Trakya Türk’ü ve medeni cesaretini gösterdiği ve baştarihidir 29 Ocak,
Toplumların bir sabır ve kırılma noktası vardır.
Azınlık tarihinde yaşanan bu kitlesel hareket Azınlığın şaha kalktığı dönemdir.
Azınlık insanın kapadığı yumruğunu astığın bir dönemdir, 29 Ocak Azınlığa yönelik çok yönlü ayırımlar ve o ecdad yadigarı toprakları terk edilmesi politikacılarına ve haklarına etnik kimliğini sonuna kadar kararlığını gösterdiği bir tarihtir 29 Ocak. Etnik kimliğinin inkar edilmesinden duyduğu rahatsızlığı ve içine sindiremeyişinin dile geldiği gündür 29 Ocak. Azınlık azınlık olduğu tarihten beri kendi kabuğundan pek çıkamayan pek çok gelişmeyi sinesine sebeb çeken haklarını elde edebilmesi için toplumsal eylemleri pek düşünmeyen toplum yapısına sahip olan Azınlık bu suskunluğunu uzun yıllar korudu, fakat ülkenin en yüksek mahkemesi kuruluşlarımızın bölgede huzurlusuk ve kargaşaya yol açabilmesi endişesiyle böl-gede Türk bulunmadığı mejası verildiği gibi Dernek’lerin şahsında tüm toplumun ulusal kimliği redediliyordu.
Böyle bir kararı Batı Trakya Türk’lüğü tarafından kabul ve hazmedilmesi mümkün değildi, oysa uluslararası hukuk anlayışına ve insan haklarına görede, toplumların
Ulusal kimliklerinin tayini ne bir mahkemenin nede bir ülkenin kararına bağlıdır, insanlar kendilerini hangi ırktan hissederlerse o ırktandırlar prensibi tüm dünyada kabul edilmiştir, tüm bu acımasız ayırımcılık yokmuş gibi.
Bu gelişen olay 1987 yılın sonralarında 1988 yılın başlarında Azınlık tarafından öy-renildi, ve Azınlık bomba etkisi yaptığıve büyük patlamalara yol açtı.
Büyük bir karar karşısında Azınlık insanıda ses getirebilecek bir eylemde bulunulması gerekliydi, nitekim 29 Ocak 1988 Cuma günü kentimizdeki eski Ca-mi’de toplanarak bir protesto yürüğüşü yapmayı kararlaştırılmıştır, bu arada Yönetimde boş durmadı, söz konusu karar alınan yürüğüşü yasakladı… yasakladı ama nitekim her türlü yasaklamalara ve engellemelere rağmen o gün Batı Tra-kya’nın dört bir köşesinden, dağından, bayırından, ovasından, yaylasından, kadını erkeği genci yaşlışı herkez kente doğru seller gibi aktı.
İşte aleyhimizde olan gelişmelere karşı gösterilen sabrı bir sınırı vardır, eğer olay-lar ve gelişmeler sınırları zorluyorsa kırılma noktası ve patlamada kacınılmaz olur, ne köylerde estirilmek istenen terör kavgası ne yolların barikatlarla kapatılması, neticede önceden planlanan yürüyüş yapılmadı olmadı, bu hareket tümü dünyada beklenenin üzerinde ses getirdi, pek ayrımcılara girmediğimi bu eylemi Türk Azınlık tarihinde yeni bir sayfa açmış ve 30 bin insanımızı tek vüdut halinde tesci-hi varlığını gercekleştirmiştir, günümüzde insanların ırklarını onaylamayan her hangi bir ciddi çağdaş sosyal ve hukuk devleti gösteremessiniz, oysa Avrupa ile birleşmiş olan Yunanistan’da bu olaylar cereyan ediyor.
Toplumlarda barışın dostluğun ve demokrasinin yaşaya bilmesi için herkezin her-keze tahamülü olması ve herkez kendi kültürünü dilini dinini özgürce yaşama bilmelidir, bu gün hala Yunanistan’daki Türk kimliğinin inkarının mantığını anlaya bilmiş değilim, geçmişte bir dönem Yunanistan’ın politik çıkarları öyle gerektirdirdiği için Azınlığımız Türk kimliğini özgürce ifade ede bilmiştir.
Demekki bu konuda Azınlığın sahip olduğu kimliğine göre değil politik çıkarlarına göre hareket edilmektedir, yani işlerine geldiğinde Türk, gelmediğinde Müslüman Azınlı… Kusura bakmayın ama buna bütün Dünya güler.
Yaşadığımız Almanya’da 8 milyona aşkın çeşitli etnik kökene dayalı insan yaşamaktadır, bu insanlar dinlerinde dillerinde kimliklerinde ve kültürlerinde son derece hür ve özgürdürler.
Her millet kendi milliyet ve köken catısı altında yasal olarak örgütlenmekte ve çeşitli sosyal kültürel faaliyetler göstermektedirler.
Bizler Batı Trakya Türk Azınlığı olarak toprağını yaşadığı ülkesini seven hatta Hristiyan hemşerilerimizle yıllardır iç içe dostça ve kardeşçe yaşadık.
Hiç bir zaman çoğunluk insana ve ülkemize saygıda kusur etmedik, hatta bir cenaze arabası kahvelerimizin önünden geçse ayağa kalkarak gereken saygıyı ölülerine bile göstermişiktir.
Bu gün çeyrek asırdır birlik üyesi olan ülkede yaşıyor olmamıza rağme, ne yazık ki Azınlık kendi milliyeti ve köken çatısı altında örgütlenme özürlüğüne sahip değildir, oysa Azınlık bu ülkede kanun ve kurallarına saygılı, ançak kendi dinimizi ve kültürümüzü mahafaza ederek onurlu bir şekilde yaiamak istiyoruz.
Avrupa birliği içinde özellikle Azınlıkların ayrıcaklı bir yeri ve önemi vardır, işte bu cerçeve Yunanistan’ın Batı Trakya Türk Azınlığının kimliği konusunda almış olduğu kararlar Avrupa insan hakları sözleşmesiyle bağdaşmadığı gibi medeni kanun maddelerinede şiddetle aykırıdır.
Oysa Batı Trakya Türk Azılığının kimliğinin ne olduğu güneş gibi açık ve nettir, bu güneşide karatmaya ne kimsenin gücü yeter, nede buna hakları vardır.
Dünyada hiç bir toplum kimliksiz olamaz, kimliğimizi özgürce ifade etme halkı demokrasinin de geyeğidir, kimliğimiz aydınlığımız, aydınlığımız, geleceğimiz, ve irade özgürlüğümüzdür, kimliğimizin inkarı yıllardır uygulanan daraltma politikasının devamıdır, toplumsal barışı ve huzuru sağlamak için dinimize bile ırkcılığı şiddetle ret etmiş, ancak ırklarıda inkar etmemiştir, gerçek üstünlük, doğruluk olgunluk ve büyüklüye insanlık üzerinde değil, yürekler üzerinde kurulmakdadır.
Bizi yıllardır dip diri ve canlı tutan önemli faktörlerden biride kimliğimiz ve bu kimliğin sağladığı moral değerlerdir, biz topraklara yeni gelmedik mekanlarımızla, yallarımızla, köylerimizle, camileirmiz minarelerimiz ve okullarımızla ve kısacası Ananeleri adetleri ve tüm kültürleriyle tartışma götürmüş bir şekilde Türküz.
İşte 29 Ocak adil ve eşit bir şekilde hak ettğimiz yeri almak için, evet 29 Ocak 1988 tarihinde Batı Trakya Türk topluımunun kaderinde gercekten önemli bir yeri vardır.
29 Ocak Batı Trakya Türk’lüğü için böylesine önemli ve tarihi iki olayın yıl dönümü, ilki toplumumuzun onur günü, ikincisi ise ğlkemiz Yunanistan’ın insanlık adında demokratik ve hukuk devleti olma adına çağdaş ve uygarlık adına Yunanistan’ın yüz karasıdır.
Witten Batı Trakya Türkleri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (WBTTDYD)