ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Hronos:

30.01.2004
Gümülcine'de yayınlanan Hronos gazetesinin 30 Ocak 2004 tarihli nüshasında M.M. (Melahrini Martidou) imzsıyla yer alan bir yazının çevirisi.

Müslüman Gençler Lokali'nde Düzenlenen Bir Toplantıda Vurgulanan Mesaj:

"Hristiyan adaylara tek oy dahi gitmesin"

Ahmet Faikoğlu ve İskeçe 'sahte' müftüsü Mehmet Emin Aga, azınlık milletvekillerinin kendilerini Yunan aleyhtarlığının egemen olduğu bir ortamda ve çıkmazda buldukları toplantının başını çekiyorlardı.

Herkesin, ayırıcı çizgilerin artık ortadan kalktığına inandığı bir dönemde, malum çevrelerin Gümülcine Gençler Lokali'nde düzenledikleri ve başını Ahmet Faikoğlu, Mehmet Emin Aga, İsmail Rodoplu gibi kişilerin çektiği toplantıda önümüzdeki günlerde yapılacak seçimler ve seçimlerde azınlığın nasıl oy vermesinin gerektiği de ele alındı.

Bazı beyler, halkı, 'koyun sürüsü' sandıklarından ve bu nedenle ibadethane olan camiler ile kahvehane ve daha başka yerlerde, azınlık seçmenlerinden Hristiyan adaylara tek bir oy dahi gitmemesi konusunda beyin yıkıyorlar!

Bahsekonu toplantıda hemen herkes hazır bulundu. Azınlığın milletvekili adayları ve diğer politikacıları ile basın mensupları, il veya belediyelerin meclis üyeleri de törene katılanlar arasında yer aldılar.

Evet, verilecek çizgiyi-işareti görüp duymak isteyenler salonu tıklım tıklım doldurmuşlardı. Katılanlardan birçoğu kürsüye çıkarak, konuşma yaptı. Birbirine benzeyen konuşmalarda, Müslümanların mümkünse İskeçe'de ve Rodop ilinde ikişer milletvekili seçmeleri arzusu dile getirildi. Tabiatıyla öne sürülen senaryolar muhtelif ve oldukça ilginçti. Önemle vurgulanmak istenen ise, ortak Türklük bilinciyle hareket edilmesi ve aynı partiden olsa bile Hristiyan adaylara tek bir oy dahi verilmemesiydi.

Evet, biz de kalkmış müşterek tutumlardan dem vuruyor ve azınlığı bölgemizin bir zenginliği gibi lanse etmeye çalışıyoruz. Ayrıca, eşitlik (isonomia-isopolitia) nakaratını da durmadan tekrarlıyoruz. Biz bunları yaparken, nüfusun öbür yarısı ise, bu tercihimize olumsuz, kötü niyetli ve düşmanca duygularla yaklaşıyor.

Geçmişte de benzer toplantılar düzenlenmiş ve benzer düşünceler dile getirilmiş olmasına karşın, azınlık seçmenleri, güvenlerini ve iradelerini, oylarını Hristiyan adaylara vermek suretiyle ortaya koymuşlardır. Ümit etmek isteriz ki, zamanı geldiğinde, halk, yine bu gibilere hakettikleri yanıtı verecektir.

Hronos'un gündeme getirdiği bu toplantıda görünen o ki, aslında partilerin azınlığa karşı gerçekleştirmeyi taahhüt ettikleri söylemler ile temsil etme yeteneğine sahip siyasi temsilciler üzerinde odaklanılması gerekirken, aksine ırkçı tutumlar içine girilmektedir.

Evet, Hristiyan ve Müslümanların sorunları büyürken, aramıza ayırıcı çizgilerin konulduğu ve şüphecilik duygularının körüklendiği bir ortama yöneliyoruz. Sahi, gelişme yönünde katettiğimizi söylediğimiz mesafe nerede kaldı?

Sorarız: Azınlığın kendi içinde yapacağı temizlik çerçevesinde, ki bir gün bunun muhakkak yapılması gerekir, uygulamaları, sözleri ve mevcudiyetleriyle bölgedeki normal yaşam ortamını sabote eden kişilerin azınlığın sağlıklı unsurları tarafından tecrit edilmelerinin zamanı gelmedi mi? Rauf Denktaş ile kucaklaşan ve uluslararası forumlarda ülkemizi sürekli zora sokan Sayın Aga, "sahte müftülüğünü" ilelebet sürdüremeyeceğini, siyasi gelişmelerin düzenleyicisi olamayacağını ne zaman anlayacak?