Yargıtay'ın kararıyla ilgili Hronos Gazetesi'nin yorumu:

Ülkenin en üst mahkemesi, yasallaşmak isteyen sözde "Türk" derneklerinin gerçek amaçlarını artık gayet iyi bir şekilde idrak etmiş bulunuyor. Bu amaç, yasallaşmak suretiyle (Batı) Trakya'da "Türk" milli azınlığı yaratmak için altyapı oluşturmaktır.

Bu derneklerin tanınma taleplerinin reddedilmesi çok önemli bir gelişmedir. Gerek davası bir süre önce karara bağlanan İskeçe Türk Birliği, gerekse Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneğine ilişkin olarak alınan kararlar gelecekte de benzer isimle tanınma talebinde bulunacak dernekler için örnek teşkil etmektedir.

Herkesin bunu iyice anlaması gerekmektedir. Yunanistan sınırları içerisinde böyle bir şeyin gerçekleşmesi imkansızdır. Eğer haksızlığa uğradığını düşünenler varsa, kalkıp uluslararası mahkemelere gidip haklarını arasınlar. Yolları da açık olsun...

Öte yandan, adlarında "Türk" ibaresinin yer almasını isteyen dernek üyelerinin bundan böyle kafalarına iyice yerleştirmeleri gereken gerçek, bölgenin diğer sakinleriyle birlikte uyum içerisinde yaşamak, milliyetçi ve yayılmacı düşünceleri bir yana bırakmaktır.

Bu noktada azınlık toplumunu da büyük bir görev düşmektedir. Azınlık, bu tür unsurları ve böylesine amaçlar güden fanatikleri içinden atmalıdır. Zira bunların dış güçler tarafından idare edilen paralı provokatörler olduklarını herkes biliyor.

Eğer "Müslüman" kadınlarını "Türk" olarak adlandırmak istiyorlarsa, öncelikle bu kadınların yaşam şartlarına bir baksınlar ve milli düşünceler yaymayı sonraya bıraksınlar.

Evet, herkes azınlık kadınına yardımcı olmalıdır. Sadece taşradakiler değil, Gümülcine'de yaşayan azınlık kadınları bile sinir ilaçlarıyla ayakta durmaktadırlar. Azınlık kadını babasının, kocasının, erkek kardeşinin, kısaca, efendisinin zulmü altında inlemekte ve ciddi sıkıntılar çekmektedirler. Bu sorunlar, "Müslüman" kadınının "Türk" olarak adlandırılmaya çalışılmasıyla çözüme kavuşturulamaz...

Hronos
12 Nisan 2005