ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

AİHM kararının onuncu yılında İskeçe Türk Birliği’nden konferans

02.04.2018
İskeçe’de 1927 yılında kurulan, ancak isminde geçen “Türk” kelimesi nedeniyle 1983 yılında polis tarafından tabelası sökülerek 1986’da kapatılan İskeçe Türk Birliği(İTB), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi(AİHM)’nin Yunanistan’ın dernek kurma özgürlüğünü ihlal ettiği hükmüne vardığı 2008 tarihli kararının 10. yılında konferans düzenledi. Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu(ABTTF) Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı Arık ile ABTTF Uluslararası Çalışmalar ve Lobi Grubu üyesi Fatma Ahmetcik'in katıldığı konferansta ABTTF, “İskeçe Türk Birliği’nin Mücadelesinin Uluslararası Düzeye Taşınmasında ABTTF’nin Rolü” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.

Bekir Usta grubu davaları olarak bilinen İskeçe Türk Birliği, Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği ve Meriç İli Azınlık Gençlik Derneği hakkındaki AİHM kararlarının aradan on yıl geçmesine rağmen hala uygulanmadığını belirten konuşmacılar, meselenin hukuki değil siyasi nitelikte bir boyut kazandığını belirttiler. Konuşmacılar, AİHM kararlarının uygulanmasının önünü açmak iddiası ile 13 Ekim 2017’de kabul edilen yeni yasayla getirilen kısıtlamaların iyi niyetli olmayan bir politikanın sonucu olduğunu aktardılar.

İskeçe Türk Birliği’nin dünden bugüne 35 yıldır devam eden mücadelesi tartışıldı

İTB Başkanı Ozan Ahmetoğlu’nun moderatörlüğünde gerçekleştirilen konferansın ilk oturumunda İTB’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurusuna kadar olan dönemde avukatlığını yapan Orhan Hacıibram, 2011’den bu yana İTB’nin avukatlığını yapan Ahmet Kara, Yunanistan Helsinki Gözlemevi(Greek Helsinki Monitor) Sözcüsü Panayotis Dimitras ve ABTTF Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı Arık konuştular. Hacıibram, İskeçe Türk Birliği’nin AİHM’ye kadar olan süreçteki hukuk mücadelesini aktardı, 2008’deki AİHM kararından sonra Medeni Usül Kanunu’nun 758. Maddesine dayanarak yeni bir yasal düzenleme olmaksızın AİHM kararının uygulanmasının mümkün olabileceğini, ancak Yunanistan’ın bunu yapmadığını söyledi. Avukat Ahmet Kara da 2008’den bu yana devam eden mücadeleyi hukuki ve siyasi olarak ikiye ayırmak gerektiğini ifade ederek hukuki alanda 13 Ekim 2017’de kabul edilen 4491/2017 sayı ve tarihli yasaya ilişkin görüşünü aktardı, siyasi alanda ise Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ve AİHM İnfaz Kararları Dairesi nezdinde sürekli bilgi aktarmak yoluyla İskeçe Türk Birliği’nin siyasi bir mücadele yürüttüklerini kaydetti. Greek Helsinki Monitor Sözcüsü Panayote Dimitras ise İskeçe Türk Birliği konusunun siyasi bir konu olduğunun altını çizerek İskeçe Türk Birliği’nin tüzüğünün kamu düzeni ve kamu güvenliğine aykırı olduğu gerekçesi ile kapatıldığını hatırlatarak 2008’deki kararında ise AİHM’nin bunu reddederek Yunanistan’ı mahkum ettiğini kaydetti. Bu noktada Dimitras, Yunanistan’ın “Yunanistan’da Türk değil, Müslüman azınlık vardır” tezine dayanarak etnik Türk azınlığın varlığını reddettiğini belirtti. Bu oturumda son konuşmacı olarak yer alan ABTTF Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı Arık da İTB konusunun hukuki değil siyasi bir meseleye dönüştüğünün altını çizerek ABTTF’nin Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı(AGİT) ve Avrupa Konseyi nezdinde bu konuda gerçekleştirdiği çalışmaları ve Yunanistan’ın konuya ilişkin açıklamalarını aktardı. Kırmacı, özellikle 4491/2017 sayı ve tarihli yasanın kabulünden sonra bu konuda siyasi bir sinerji yaratarak Yunanistan’ın bu konuya sorunu çözme odaklı yaklaşmadığının çok iyi bir şekilde anlatılması gerektiğini söyledi. Kırmacı, İskeçe Türk Birliği’nin 9 Şubat 2018’de Trakya İstinaf Mahkemesi’nde resmiyetinin iadesi talebi ile açtığı davaya ilişkin sürecin uluslararası kamuoyuna aktarılması gerektiğini söyledi.

İkinci oturumda ise Yunanistan İnsan Hakları Birliği’nden Avukat Halil Mustafa, gazeteci Damon Damianos ve Batı Trakya Azınlığı Kültür ve Eğitim Şirketi(BAKEŞ) Genel Müdürü Pervin Hayrullah konuşmacı olarak yer aldılar. Halil Mustafa, 13 Ekim 2017’de kabul edilen yasa olmaksızın Medeni Usül Kanunu’na göre AİHM kararının uygulanmasının mümkün olduğunu belirtti, ancak Yunanistan’da konunun siyasi bir hal alması nedeniyle yeni bir yasa çıkartılarak yeni kısıtlamalar getirildiğini belirtti. Mustafa, yeni kısıtlamalara rağmen hukukçuların hukuki bir yaklaşım sergilemesi halinde yeni yasa ile getirilen kısıtlamaların herhangi bir engel teşkil etmeyebileceğini söyledi. Gazeteci Damon Damianos da Yunan çoğunluğun bakış açısı ile İskeçe Türk Birliği meselesine Batı Trakya Türk toplumu geneli çerçevesinde aktardı. Damianos, Yunan çoğunluğun Batı Trakya’da Türk değil Müslüman olduğu görüşüne sahip çıkarak Batı Trakya Türkleri için “Türk” veya “Müslüman” kimliklerinden “Müslüman” kimliğini belirlediğini söyledi. Bu durumu eleştiren Damianos, genel algı itibari ile Türklere tehlike unsuru olarak yaklaşıldığını kaydetti. BAKEŞ Genel Müdürü Pervin Hayrullah, İTB meselesinin dernek kurma özgürlüğünün ötesinde Türk kimliğinin tanınması sorununa dayandığını aktardı. Hayrullah, İTB mücadelesinde Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği(BTAYTD)’ni temsilen gerçekleştirdikleri uluslararası çalışmaları aktardı.

Kapanışta İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu, Yunanistan’ın on yıldır AİHM kararını ısrarla uygulamadığını belirterek, Yunanistan’dan demokrasi adına cesur davranarak İskeçe Türk Birliği davasında artık AİHM kararına uymasını beklediklerini belirtti.


GALERİ