Mustafçova Belediyesi'nde eğitim tartışması
Mustafçova Belediyesi'ndeki devlet anaokulları, ortaokulları ve liselerine devlet tarafından gönderilen gider masraflarının kabulü ile ilgili gündem maddesi belediye meclisinde tartışmalara neden oldu.
Çok sayıda soydaşın da izlediği meclis toplantısına Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Asbaşkanı ve İskeçe İl Meclisi üyesi Musa Vidinli, İskeçe İl Meclisi üyesi Dr. Burhan Baran, İskeçe-Kavala-Drama Genişletilmiş İl Meclisi Başkanı ve İskeçe İl Meclis üyesi Türkeş Hacımemiş, İskeçe Türk Birliği Başkanı ve Topiros Belediye Meclisi üyesi Dr. Çetin Mandacı ile Ilıca Nahiye Müdürü Hasan Nazır da katılarak görüş belirtti.
Daha önce de aynı konuda iki kez toplanan Mustafçova Belediye Meclisi, 11 Ekim 2004 Pazartesi akşamı olağanüstü toplanarak, belediye sınırları içerisindeki devlet okullarının giderleri için devlet tarafından verilen ödeneklerin kabulü konusunu görüştü. Toplantıda ödeneklerin kabulu veya reddi yönünde bir karar çıkmazken, konuyu araştırmak ve konuyla ilgili yazılı rapor hazırlamak üzere; belediye başkanı, meclis başkanı ve muhalefet başkanından oluşan bir komisyonun kurulması kararlaştırıldı. Toplantının 15 gün sonra tekrar yapılması karara bağlandı. Ayrıca olayın önemi dikkate alınarak, konunun Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu'na getirilmesi kararlaştırıldı.
Mustafçova Belediyesi'nin olağanüstü toplantısında bir bildiri hazırlayan yönetim, bu bildirinin onaylanmasını önerdi. Sözkonusu bildiride, azınlık eğitimi alanında yaşanan sorunlar dile getiriliyor. Bölgedeki anaokullar ile ortaöğretim kurumlarında Türkçe ve Yunanca'ya dayanan çift dilli eğitim yapılmasının da talep edildiği bildiride, devlet tarafından okulların giderleri için verilen paranın belediye meclisi tarafından kabul edilmesi istendi.
Mustafçova Belediye Meclisi'nin 11 Ekim Pazartesi akşamı saat 17.00'de başlayan olağanüstü toplantısı ikibuçuk saatten fazla sürdü. Belediye Meclis Başkanı Yakup Kurt başkanlığındaki toplantıda muhalefet lideri Mustafa Aga, Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Çukal ve Belediye Meclis Başkanı Yakup Kurt azınlık ilkokullarının haricindeki eğitim kurumlarının azınlık toplumunun görüşü alınmadan kurulduğunu ve bu okulların azınlık okulu statüsüne getirilmediği için bu okullar için gönderilen paraların kabul edilemeyeceğini belirttiler. Belediye Başkanı Mücahit Dükkancı, Başkan Yardımcısı Halil Ahriyan ve Hasan Kabza ise okullar için gönderilen paranın kabul edilmesinden yana olduklarını söylediler. Bu arada konu hakkındaki görüşlerini dile getiren Musa Vidinli, Burhan Baran, Türkeş Hacımemiş ve Çetin Mandacı da sözkonusu ödeneklerin kabul edilmemesi yönünde görüş belirttiler.
Mustafçoca Belediye Meclisi'nin yaptığı olağanüstü toplantıya katılarak konu hakkındaki görüşünü belirten Ilıca Nahiye Müdürü Hasan Nazır, geçtiğimiz günlerde yaptıkları nahiye meclisinde aynı amaç için devlet tarafından gönderilen parayı kabul ettiklerini, ancak daha sonra olayın ciddiyetini anladıklarını ifade ederek şöyle dedi: "Bölgemizle ve insanımızla oyun oynamayı bıraksınlar. Bu okulların azınlık okulu statüsüne getirilmesini talep ediyoruz. Yunanca öğretmenin yanında Türkçe öğretmeni de olsa kötü mü olur? Biz bir sonraki meclis toplantımızda paraların kabulü için aldığımız kararı iptal edeceğiz."
Belediye yöneticileri meclis toplantısından sonra konuyla ilgili olarak GÜNDEM'e açıklamada bulundular.
Mücahit Dükkancı (Mustafçova Belediye Başkanı): "Bugün olağanüstü toplantıyla görüştüğümüz konu, anaokul, ilkokul, ortaokul ve liselere geçen yıldan itibaren devlet tarafından verilmeye başlanan okul giderleri parasıyla ilgiliydi. Bu aslında uzun bir konu. Düne kadar olmayan bir düzenleme, geçen yıl yürürlüğe girdi ve bir yasayla azınlık okulları da devlet kaynaklarından yararlanmaya başladı. Bu paralar belediyeler üzerinden okullara verilmeye başlandı. Bu parayı almak veya almamakla aslında çok şeyler değişmeyecek. Okullarımızın devlet tarafından finanse edilmesi bir gelişmedir. Azınlığın eğitiminde büyük problemlerin olduğunu biliyor ve kabul ediyoruz. Türkçe eğitimin yapılmadığı bölgemizdeki gimnazyumları zaten azınlık kabul etmemiştir. Biz de kabul etmiyoruz. Fakat bu bir yasadır. Ve biz belediye olarak bir yerde bu paraları bu eğitim kurumlarına vermekle mükellefiz. Tabii buna tepki gösteren arkadaşlar var. Bu paraları almakla bizim bu okulların statülerini kabul ettiğimiz anlaşılmamalı. Türk - Yunan ilişkilerinin çok iyi olduğu bir dönemde biz yapay problemler çıkarmamalıyız diye düşünüyorum. Benim görüşüm bu paralar alınmalıdır. Aynı zamanda anaokuldan liseye kadar okullarda eğitim kalitesinin yükseltilmesi için mücadele de verilmelidir. İnanıyorum ki iyiniyet varsa bu sorun da çözüme kavuşacaktır. Ben belediye başkanı olarak en yakın zamanda Danışma Kurulu'nun toplanması ve konuyu görüşmesi için girişimde bulunacağım".
Mustafa Aga (Mustafçova Belediyesi Anamuhalefet Başkanı): "Devletin okullara gönderdiği bu paraların içinde ilkokullarımıza gönderilen para için bir diyeceğimiz yok. Bu konuda sorun yok. Sorunumuz azınlığın görüşü alınmadan azınlık eğitimi statüsüne aykırı biçimde kurulan anaokulları ve gimnazyumlar. Bunu daha önce yapılan meclis toplantılarında da defalarca dile getirdik. Meclis toplantımıza gelen İskeçe İl Meclis Başkanı Theodoros Kalaycis'e, gönderilen bu paraların kaç adet kod altında gönderildiğini sorduğumda bize bu ödeneklerin üç kod altında geldiğini söylemişti. Bu durumda zaten mesele net bir şekilde ortaya çıkıyor. Azınlık ilkokullarımız için gönderilen paraları kabul eder, diğer okullar için gönderilen parayı de reddederdik ve olay biterdi. Bu aşkama kadar yapılan iki toplantıda paraların kabulüyle alakalı madde kabul edilmedi. Bu akşam üçüncü kez toplandık. Herkes şunu çok iyi bilmelidir ki; olay azınlık eğitimiyle ilgili bir konudur. Yönetimin iyiniyetle hereket etmediği çok açık. İşlerine geldiği zaman bazı şeyleri bize yıkıyorlar, işlerine gelmediği zaman da kendileri üstleniyorlar. Lehimize olacak bir kararı bizim almamız gerekirken, bu kararı kendileri alıyor. Şimdiye kadar bölgemizdeki gimnazyumlara öğrenci taşıyan taksilerin paralarını bir kurum veriyordu. Bu giderleri de aynı kurum versin. Neticede iyi niyetin olmadığı kanısındayım. Çok basit bir olayı büyütüyorlar. Burada eğitimin baltalanması sözkonusu. Üstünü vurgulayarak belirtmek istiyorum ki, bizim sorunumuz azınlık eğitimi statüsüne aykırı biçimde yapılan ve azınlığın görüşü alınmadan açılan anaokulları ve gimnazyumlar. Azınlık okullarının anaokuldan başlayarak 9 yıla çıkarılması gerekiyor. Bu demokratik talebimiz gerçekleşirse azınlık eğitimcilerinin sayısı da artacak, gençlerimize istihdam imkanı da doğacaktır. 'Peki bu paraları kabul edersek ne olur sanki' diye soranlar var. Bu durum bizi dolaylı da olsa bu okulların mevcut statüsünün kabulüne götürür. Ödeneğin kabulü bu alanda verilen mücadelenin bulandırılması anlamına gelir diye inanıyoruz. Tekrar ediyorum sorun azınlık ilkolullarımızla ilgili değildir. Sorun, toplumumuza sorulmadan ve Türkçe eğitimin yapılmadığı ve devlet tarafından açılan anaokulları ve gimnazyumlardır. Bize bu okullar için verilen parayı kabul edin diyorlar. Biz de diyoruz ki; ilkokullar dışındaki okulların da azınlık eğitimi statüsüne getirilerek hem Yunanca hem Türkçe eğitim verir duruma getirilsin o zaman kabul edelim."
Yakup Kurt (Mustafçova Belediye Meclis Başkanı): "Belediye meclis üyelerinin devletten verilen okul giderleriyle ilgili tutumu, azınlık etiğiminin doğasına aykırı bir eğitim modelinin belediye meclisi yoluyla oldu bittilere getirilme çabasına bir tepki olarak görülmelidir. Eğitimdeki sorun bugünün sorunu değildir. 30 yıldır eğitim, azınlığın gündeminde olmuştur. Çünkü devlet iyi niyetli olduğuna dair azınlığı ikna edememiştir. Bu da mevcut durumdan ve uygulamalardan anlaşılıyor. Azınlık eğitimiyle ilgili anlaşmalar bugüne kadar uygulanmamıştır. Azınlığın rizası hiçe sayılarak dayatmacı bir anlayışla bu işi tek taraflı sona erdirme eğitimi sergilenmiştir. Devletin açtığı okullara tabii ki ihtiyaç var. Ancak bunların tek taraflı eğitim yerine, Türkçe ve din dersi gibi derslerin programa alınmasını istiyoruz. Devlet tarafından azınlık eğitimi için elbette güzel, olumlu şeyler de yapıldı. Kitap konusu ve üniversiteye özel kontejan atılan olumlu adımlardandır. Ancak bunlar sorunu çözmüyor. Eğitim bir bütün olarak azınlığın en yaşamsal konusudur ve bunu topyekün bir kurum olarak çocuklarımızı mağdur etmeden ele almak lazım. Ayrıca bu durum nedeniyle de meclis üyeleri çok güç durumda. Yasalara uymama gibi bir durumla karşı karşıyayız. Oysa biz hukuka saygılı kalarak haklarımızı savunan toplumuz. Tabii azınlığın duyarlı olduğu konulara da saygılı olmak durumundayız. Azınlık böyle önemli konuda çözüm ararken kendi sistemi içindeki hukuk boşluğunu da görmek zorundadır. Hukuku bizim dışımızda ararken, onu kendi içimizde benimsemek ve uygulamak ihtiyacı vardır. Azınlıkta eğitim tartışılırken bir zemin oluşturulmalıdır. Eğitim camiası üyelerinin hak ve hukuku yasalarla güvence altına alınmalıdır. Bu süreçte Yunanistan ve Türkiye'nin desteği şart ve kaçınılmazdır. Türk azınlığın eğitimi bir çözülme içindedir. Bunun sorumlusu büyük ölçüde ülke yönetimidir. Ancak azınlık cephesinde de işler o denli iyi değildir. Bunu, zaman geçirmeden görmek bu kuruma yapılacak en büyük katkı olacaktır".
Mustafa Çukal (Mustafçova Belediyesi Başkan Yardımcısı): "20 yıldan beri bu bölgede faaliyet gösteren ortaokul, lise ve anaokulları var. Devlet tarafından gönderilen ve ilkokullara yönelik olan ödenekler için hiçbir problemimiz yok. Bizim problemimiz özellikle anaokul, ortaokul ve liselerle ilgilidir. Madem ki sadece azınlık üyelerinin yaşadığı bir bölgede bulunuyoruz o zaman bu okulların azınlık eğitimi statüsüne uygun olmasını ve bu statüye uygun faaliyet göstermelerini talep ediyoruz. Bu okullara kesinlikle Türkçe eğitimin girmesinden yanayız. Bu okullar bize sorulmadan, danışılmadan kuruldu. Şimdi de bize bu kurumların giderlerini oylayın ve kabul edin diyorlar. Bu okulların yapılması için ve çalıştırılması için milyarlarca para harcandı. Şimdi de küçük bir miktarı bize onaylatmak istiyorlar. Sonra da çıkıp 'işte görüyormusunuz bu halk bu okulları kabul ediyor, demek ki hiç bir mesele yoktur.' diyecekler. Biz buna karşıyız. Verilen paraların kabulü bir anlamda statülerinin de kabulü olacaktır. Bölgedeki anaokulları, ortaokul ve liseler azınlık eğitimi statüsüne getirilsin o zaman hiç kimse merak etmesin bir sorun yaşanmaz."