Uluslararası Irk Ayrımı ile Mücadele Günü’nde “Ayrımcılığa Son”!

21 Mart 2010 tarihinde Birleşmiş Milletler, Uluslararası Irk Ayrımı ile Mücadele Günü’nü kutlayacak. “Irkçılığı Diskalifiye Etmek” teması ile 2010 yılı Uluslararası Irk Ayrımı ile Mücadele Günü, sporda ırkçılık konusunu ele alıyor.

Spor aktivitelerinde ırkçılığın dünyanın farklı bölgelerinde rahatsız edici bir problem olmaya devam ettiği, bu durumun yalnızca bir spor dalı ile sınırlı olmadığı ifade edilen açıklamada, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 64/148 sayılı kararında çeşitli spor etkinliklerinde ırkçı vakalarda gözlemlenen sıklığın artmasından endişe duyulduğunun ifade edildiği belirtiliyor. Kişiliğin tam gelişimi için her bir bireyin fiziksel gelişim ve spora erişim temel hakkına sahip olduğu ifade edilen açıklamada, 2007 yılı Olimpik Şartı’nda sporun insan hakları boyutunun altının çizildiği belirtiliyor.

Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Uluslararası Sözleşmesi’nin neredeyse tüm ülkeler tarafından onaylandığı ifade edilen açıklamada, ayrımcılık ile mücadelenin dünya üzerinde milyonlar için günlük yaşamın bir parçası olduğu not ediliyor. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay, Güney Afrika’daki Dünya Kupası’nın sporda ırkçılık sorununa yeni bir bakış açısı sağlamakla birlikte sporun ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve daha geniş anlamda toplumda benzer hoşgörüsüzlüğün engellenmesi konusunda sahip olduğu önemli potansiyelin güçlendirilmesi için fırsat sunduğunu ifade etti.

Konu ile ilgili olarak Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, “BM Uluslararası Irk Ayrımı ile Mücadele Günü’nde Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesinde yaşayan Türk Azınlık’ın ötekileştirilmediği, tehlike unsuru olarak görülmediği bir anlayışın tüm Yunanistan’da egemen olmasını umut ediyoruz. Ülkesine sadakat ile bağlı, yalnızca ve yalnızca kolektif anlamda demokratik hak ve özgürlükleri için mücadele eden Batı Trakya Türk Azınlığı, hoşgörü ve karşılıklı saygı temelinde sürekli ve kalıcı bir diyalog oluşturulmasını talep etmektedir. Ancak bu şekilde karşılıklı güven kurulabilir, önyargı ve stereotipin önüne geçilerek gerçek anlamda ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve buna bağlı hoşgörüsüzlük ortadan kaldırılabilir” açıklamasında bulundu.