ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Hükümet, Batı Trakya Türk Azınlığı meselesinde resmi devlet tezini tekrar ediyor

26.11.2009
22 Kasım 2009 tarihinde Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Dimitris Droutsas, günlük “Gerçek Haberler” isimli gazeteye verdiği röportajında* Yunanistan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu ile Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı R. Tayyip Erdoğan arasında gerçekleşmesi beklenen görüşme ile ilişkili olarak Yunanistan’ın Erdoğan’ın sorduğu üzere Trakya’daki azınlık sorunlarını tartışıp tartışmadığı sorusuna Yunanistan’ın vatandaşları ile ilgili konuları hiçbir yabancı hükümet ile tartışmayacağı yanıtını verdi.

Droutsas şöyle cevap verdi: “Kategorik olacağım. Hükümet, Yunan vatandaşları ile ilgili konuları hiçbir hükümet ile tartışmaz. Herkes ne istiyorsa onu söyleyebilir. Derin bir demokratik geçmişe sahip, insani değerlere ve insan haklarına saygılı bir ülkeyiz. Dolayısı ile böyle bir tartışma yok, aslında var olmayan yanlış bir karşılıklılık kavramı çerçevesinde bir tartışma yok.”

Papandreu’nun cevap mektubu merakla bekleniyor, Türk Azınlık için umut görünmüyor

25 Kasım 2009 tarihinde Ta Nea gazetesi internet sitesinde yayımlanan habere göre Atina, Türkiye ile her konuda diyalog gerçekleştirmeye karşı çıkıyor. Haberde Meclis Dış İlişkiler ve Savunma Komitesi’nde konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı Dimitris Droutsas, Erdoğan’ın her konuda diyalog başlatılması yönündeki önerisi ile ilgili olarak “Direkt iletişimden çekinmiyoruz, aksine bunu istiyoruz” dedi. Habere göre Droutsas, Yunan pozisyonunun güçlü argümanlara ve uluslararası hukuka dayalı olduğunu söyleyerek Karamanlis hükümetinin Trakya’daki Müslüman azınlık konusunu Ankara ile görüştüğünün ipucunu verdi. Ancak habere göre Dışişleri Bakanlığı yetkilileri açıklamayı yalandılar.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı R. Tayyip Erdoğan, 30 Ekim 2009 tarihinde Yunanistan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu’ya üç sayfalık bir mektup iletmiş, mektubunda Erdoğan, Yunanistan ile ilişkilerin tüm alanlarda geliştirilmesi konusunda hükümetin gerekli iradeye sahip ve mevcut tüm meseleleri ele almaya hazır olduğunu ifade ederek bu çerçevede iki ülke arasında yeni işbirliği imkanları yaratılmasına yönelik bir dizi öneri sunmuştu. Papandreu’nun Erdoğan’a vereceği cevap ile ilgili beklentiler olumlu olmakla birlikte Yunanistan’ın Batı Trakya Türk Azınlığı ile ilgili olarak Droutsas’ın ifadesinde olduğu üzere resmi devlet tezini tekrar etmesi bekleniyor.

Habipoğlu: Batı Trakya Türk Azınlığı meselesi Hükümet için samimiyet testidir

Konu ile ilgili olarak Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, “Yunanistan, vatandaşları ile ilgili konuları başka hiçbir yabancı hükümet ile tartışmama hakkına sahip olmakla birlikte Batı Trakya Türk Azınlığı’nın Türkiye ve Yunanistan arasında imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile ülkesi topraklarında bırakıldığını unutmuş görünmektedir. İkili bir antlaşma ile statüsü ve hakları belirlenen ve garanti altına alınan Batı Trakya Türk Azınlığı ile ilgili olarak Türkiye’nin diyalog süreci başlatarak sorunları görüşmek istemesi antlaşmadan kaynaklanan bir hak ve yükümlülüktür. Ancak 4 Ekim 2009 seçimleri öncesinde Papandreu’nun açıklamasında olduğu gibi Yunanistan, Batı Trakya Türk Azınlığı ile ilgili talebi egemenlik yetkisi dahilinde yorumlayarak Türkiye’yi konunun dışına itmeye çalışmaktadır. Karşılıklılık temelinde getirilen yorumlar da buna hizmet etmektedir. İnsan ve azınlık haklarında karşılıklılık ilkesinin var olamayacağı yorumunun altında karşılıklılık prensibine dayanarak azınlıkların devlet ve hükümetler tarafından politik bir malzeme olarak kullanılmasının önüne geçilmesi isteği yatmaktadır. Buna katılmamak elde değildir. Ancak tarih, Türkiye ile Yunanistan arasında ilişkilerden Türk Azınlık’ın doğrudan olarak kötü bir biçimde etkilendiğini göstermiştir. Buna karşılık Yunanistan, Avrupa Birliği aday ülkesi olması dolayısı ile Patrikhane sorununu Türkiye’nin egemenlik alanı dahilinde bir sorun yerine Avrupa Birliği ile Türkiye arasında bir sorun olarak görmektedir. Aday ülke olması dolayısı ile Kopenhag kriterlerini tatmin edici bir şekilde yerine getirmekle yükümlü olan Türkiye karşısında Yunanistan, Avrupa Birliği üyesi olarak demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti norm ve değerlerine ait hak ve yükümlülükleri halihazırda uyguluyor olmalıdır. Burada retorikten değil gerçek anlamda uygulamadan bahsediyoruz. Yunanistan ile ilgili uluslararası raporlar insan ve azınlık hakları alanında Yunanistan’ın temiz bir sicile sahip olmadığına işaret etmektedir. Eğer Yunanistan, Türkiye ile vatandaşları ile ilgili konuları görüşmek istemiyor ise o zaman vatandaşı olan Batı Trakya Türk Azınlığı üyesi kişilere kolektif anlamda azınlık haklarını tam ve tatmin edici olarak vermeli, bu durumu uygulamaları ile teşvik etmelidir. Yunanistan’da iktidarın sahibi PASOK Hükümeti için Batı Trakya Türk Azınlığı samimiyet testidir. Eğer Hükümet tutumunda gerçekten samimi ise gerekli adımları atmak için hemen harekete geçmelidir” açıklamasında bulundu.

* Röportajın tam metnine http://www.mfa.gr/www.mfa.gr/Articles/en-US/23112009_KL2100.htm linkinden ulaşılabilir.
GALERİ