ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

İhsan Ahmet Kahya: Azınlığın doğru temsile ihtiyacı var

30.01.2004
İskeçe'de yayınlanan İ Efimerida gazetesinin 30 Ocak 2004 tarihli nüshasında yer alan bir mülakatın çevirisi.

İhsan Ahmet Kahya: Azınlığın doğru temsile ihtiyacı var

KKE (Yunanistan Komünist Partisi) İskeçe milletvekili adayı Avukat Ahmet İhsan Kahya, PASOK hakkında gazetemize sert açıklamalarda bulundu. İktidar partisine doğrudan ithamlarda bulunan İhsan Kahya, azınlığı temsil edemeyeceğini düşündüğü iki partili sisteme karşı olduğunu belirtti.

İhsan Kahya, ayrıca, azınlığın sahip olması gereken hakları halen elde edemediğini ifadeyle, bu haklar için mücadele edeceğini vurguluyor ve Müslüman seçmenlerden kendisine oy vermelerini istiyor. İhsan Kahya ile yaptığımız mülakatı aşağıda yayınlıyoruz:

Efimerida: PASOK'tan siyasete atılmama kararını nasıl aldınız?

İhsan Kahya: Politika kulvarındaki geçmiş tecrübelerim ışığında, büyük partilerin işleyişlerini yakından görme fırsatı buldum. Bu nedenle, PASOK' tan siyasete atılmaktansa, bir kimsenin siyasete hiç atılmamasının çok daha kolay olduğunu saptadım.

E: KKE'nin teklifini neden kabul ettiniz?

İ.K.: Benim alanımın temsil edilmesi, yani azınlığın temsil edilmesiyle ilgili olarak, birçok şeyin partizanca küçük hesaplar uğruna tekrar tekrar feda edilmekte olduğunu, öte yandan, iktidara gelen partilerin oylarını aldıkları azınlığın aleyhine tavır takındıklarını, güttükleri amaçların ise azınlığa hizmet değil, kendi kişisel çıkarlarıyla parti çıkarları doğrultusunda olduğunu saptadım. Ben, ideolojiyi esas alarak hareket etmiyorum. Zira benim ideolojim siyasi partilerde değildir. KKE'den aldığım samimi teklif üzerine, İskeçe'deki siyasi durumu da gözönünde bulundurarak, KKE'den aday olmamın azınlığa parlamentoda bir temsilcilik kazandırma ihtimalini arttıracağı kanısına vardım. Bu şekilde parlamentoda haklarımız için sürekli bir mücadele vermiş olan ciddi bir siyasi partiyi kendime müttefik edinmiş oldum. Oysa iktidar partileri insanlarımızın oylarını alabilmek için tüm eleştirilerini bize yöneltmekte ve sahip oldukları devlet mekanizmasıyla ekonomik güçlerini de aleyhimize (KKE) kullanmaktadırlar. Aslında bunların amacı, azınlığı Yunan parlamentosunda temsil edilme hakkından mahrum kılmaktır.

E.: Giorgo Papandreou'nun sahneye çıkmasının azınlığın PASOK'a ilişkin görüşlerini değiştireceğine inanıyor musunuz?

İ.K.: Kesin olan bir husus varsa o da, Giorgo Papandreou'nun hiçbirşeyi azınlık lehinde değiştiremeyeceğidir. Eğer Papandreou'nun liderliği azınlıkta PASOK'a karşı birşeyleri değiştirirse, bu, halkımızın masallara inanma ve bunları yutma konusunda ortaya koyacağı davranışa bağlı bir durumdur. Unutmamamız gerekir ki, Giorgo Papandreou, 1981 yılından beri ülkeyi yönetmekte olan ve azınlığın haklarını ayaklar altına almış bir partinin lideridir. Ben, açık görüşlü bir lider profili çizmeye çalışılan Papandreou'nun, bireysel haklar ve özgürlükler ayaklar altına alındığı için özür dilemek ve vatandaşlıklarını kaybedenlere bu haklarının geri verileceğini duyurmak yerine, gelip, yine eşitlikten (isonomia-isopolitia) dem vuran, yeni, ya da, hiç olmazsa umut verici hiçbir şey söyleyemeyen bir lider olduğunu düşünüyorum. Kendisine, demokratik rejimlerde eşitliğin (isonomia-isopolitia) zaten "olmazsa olmaz" prensiplerinden birisi olduğunu hatırlatıyorum. Bu konu da artık seçim öncesi tertiplerden biri olmamalıdır. 15 yıl boyunca sosyalist bir hükümet olarak bizi bariyerlerle ayırmış olmaktan utanacakları yerde, bugün kalkmışlar bir de "bunları biz kaldırdık" diye övünerek, kendilerine oy vermemizi istiyorlar.

E.: Diğer azınlık milletvekilleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Örneğin Birol' un liste dışında bırakılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

İ.K.: Hepsine iyi şanslar diliyorum. Birol konusunda tam olarak ne yaşandığını, yani liste dışında bırakılmanın sözkonusu olup olmadığını bilmiyorum. Ancak, dışlanma-kovulma gibi yöntemlerin uygulanmasını hiçbir zaman onaylamıyorum. Bizden hiçbir siyasetçinin dışlanma gibi bir muameleyle karşı karşıya kalmayı hakettiğine inanmıyorum. Her ne olursa olsun, üzülerek de olsa şunu belirtmek isterim ki, büyük partilerde azınlık adayına söz hakkı verilmiyor. Bu son olay YDP'nin iç sorunudur ve ben bunu eleştiremem.

E.: Bu seçimlerde neyi hedefliyorsunuz?

İ.K.: Bilmelisiniz ki, ben uzun yıllardan beri politikayla meşgulüm ve hiçbir zaman genç aday arkadaşlarımdan birinin bir kahvehanede söylediği gibi "Şansımı denemek istiyorum" düşüncesiyle ortaya çıkmadım. Politika, hizmet gerektiren bir görevdir. Bu göreve gelebilirsem halkıma hizmet edebilmeyi arzu ediyorum.

E: KKE'nin gerek İskeçe, gerekse Yunanistan çapında gücünü koruyabileceğine inanıyor musunuz?

İ.K.:KKE'nin 2000 yılı seçimlerine oranla İskeçe ve Yunanistan çapında tırmanışa geçtiği kesin bir husustur.

E.: Azınlığın sorunlarını sıralayabilir misiniz?

İ.K.: Ben sorunlarımızı şu şekilde sıralıyorum:

-Öncelikle en büyük sorun eğitimdedir.

-Ciddi sorunlardan birisi de eşitlik (İsonomia-isopolitia) sorunudur.

-En temel haklar bile hala ihlal edilmektedir. Örneğin vatandaşlık haklarını kaybedenlerin henüz rehabilite edilmemiş olmaları, %3'lük baraj yüzünden azınlık temsilcilerinin sadece partiler vasıtasıyla parlamentoya girebilmeleri bunlardan sadece birkaçıdır.

-Çoğunluk nüfusunun ekonomik açıdan dev, azınlığın ise cüce olduğu şeklinde bir görünüm mevcut.

-Ayrıca çoğunluk herşeyin düzenleyicisi iken, azınlık ise çoğunluğun kendisi için hazırladıklarının pasif alıcısı görünümünde bulunuyor.

-Dini özgürlüklere ilişkin sorunlar var. Örneğin Müftü seçimi sorunu halledilmiştir.

-Kendi kendini tanımlama.

-Dernekleşme hakkının kullanılması alanında ihlaller var.

-Tabii ki azınlık (vakıf) mülklerinin işletilmesiyle ilgili sorunlar da var. Zira azınlığa ait bu mülkler konusunda halihazırda düzenleyici rolü çoğunluk tarafı oynamaktadır.

-Azınlık çiftçileri Avrupa'nın en fakir insanları konumundadır.

-Tütün üretiminin çoğunluk tarafındaki bazı kurnaz kişilerin denetimi altında tutulabilmesi ve bunlara bağımlı kılınması için kota uygulanmaktadır.

-Çok büyük bir işsizlik sorunu var. Ayrıca Almanya, Danimarka, Hollanda v.s. ülkelerde çalışan işçilerimize ilişkin de çok büyük sorunlar mevcut. Oralarda limanlarda v.s. çalışan bu insanların İKA'ya (Sosyal Sigortalar) ilişkin önemli sorunları var.

-Türkiye'deki akrabalarımıza vize verilmesi de önemli sorunlarımızdan birisidir.

Bu vesileyle değerli soydaş ve din kardeşlerimin Kurban Bayramlarını kutlamak istiyorum".