ABTTF Başkanı ve TAG Sözcüsü: “Asıl mesele iyi niyetli yaklaşım! Ülkemiz bizim varlığımızı, kimliğimizi tanıyıp bizleri gerçek zenginlik olarak gördüğü gün mevcut sorunları çözülmemesi için hiçbir neden yok! İyi niyet olmayınca, sorunlar çözülmüyor, mevcut olanlara her gün yenisi ekleniyor. Bize de her alanda sesimizi duyurmak için mücadele etmek düşüyor. Hep yaptığımız gibi!”
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu’nun (ABTTF) asil üyesi olduğu Avrupa’daki ulusal ve yerli azınlıkların en büyük çatı kuruluşu Avrupa Milletleri Federal Birliği (FUEN) bünyesindeki Türk Azınlıkları/Toplulukları Çalışma Grubu (TAG), 8-12 Mayıs 2024 tarihlerinde Romanya ve Bulgaristan’a çalışma ziyaretinde bulundu.
ABTTF Başkanı ve TAG Sözcüsü Halit Habip Oğlu, çalışma ziyaretinde Romanya ve Bulgaristan’da yaşayan Türk azınlık ve topluluklarının temsilcileri ile bir araya geldi.
Romanya’da Romanya Demokrat Türk Birliği, Romanya Müslüman Tatar Türkleri Demokratik Birliği ve FUEN üyesi Tatar Demokrat Birliği ile görüşen Habip Oğlu, Bulgaristan’ın Şumnu şehrinde de Deliorman bölgesinde faaliyet gösteren BİZ Derneği, Kuzey ve Doğu Bulgaristan Türkçe Öğretmenleri Derneği, Tunahan Derneği, Güneş Derneği ve Cem Derneği ile ortak toplantıda bir araya geldi.
Habip Oğlu, Bulgaristan ziyaretinde Şumnu Bölge Müftüsü Mesut Hasan’la da makamında görüştü.
Romanya ve Bulgaristan’da gerçekleştirdiği çalışma ziyaretini değerlendiren ABTTF Başkanı ve TAG Sözcüsü Halit Habip Oğlu, “Romanya ve Bulgaristan’a çalışma ziyaretinde bulundum ve bu ülkelerde yaşayan Türk soydaşlarımızla bir araya geldim. Romanya’da 20 tanınmış azınlık grubu içerisinde Türkler ve Tatarlar devlet tarafından resmen tanınıyor ve azınlık hakları anayasa ile garanti altına alınmış durumda. Türkler ve Tatarlar ülkedeki diğer tanınmış azınlıklar gibi Romanya ulusal meclisinde milletvekiline sahipler. Keza ülkede resmi olarak tanınan azınlıklardan biri olan ve nüfusu 2.086 olan Yunan azınlık da öyle. Zira ülkedeki tanınmış tüm azınlıklara ulusal mecliste temsil edilmesi için bir milletvekili olmak üzere kontenjan ayrılıyor. Hatta tüm azınlık milletvekillerinin yer aldığı Ulusal Azınlıklar Konseyi de var. Azınlıklar ile ilgili tüm kararlar önce bu konseyden geçiyor. Ülkedeki azınlıklar kamu kurum ve kuruluşlarında görev alıyorlar, bakan yardımcılığı dahi yapıyorlar. Tüm tanınmış azınlık gruplarına nüfuslarına oranla hazineden yıllık bütçe ayrılıyor. Şu anki Cumhurbaşkanı da Alman azınlığına mensup Klaus Iohannis. İlk kez 2014’te Cumhurbaşkanı seçilen Iohannis, iki dönemdir cumhurbaşkanlığı yapıyor. Ülkemiz Yunanistan’da ise azınlıklar tanınmıyor, azınlıkların temsil edilmemesi için ülke genelinde siyasi partilerin yanı sıra bağımsız adaylar için de geçerli olan yüzde 3 seçim barajı uygulanıyor. Toplumumuzun ‘Türk’ kimliği inkar ediliyor. Bulgaristan’da ise Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) 2023 seçim sonuçlarına göre ulusal mecliste 36 milletvekili ile temsil ediliyor ve ülkedeki dördüncü büyük siyasi parti olarak yönetimde söz sahibi. Bulgaristan Başmüftülüğü devlet tarafından tanınmış bir kurum. Beş yılda bir yapılan seçimlerde 1400 kayıtlı cami derneğinin gönderdiği delegelerin oyları ile seçilen Yüksek İslam Şurası Başkanı ve üyeleri, Başmüftü ve bölge müftüleri seçiyor. Başmüftülük, devlet bütçesinden Müslüman nüfus sayısı ile orantılı olarak pay alıyor. Ayrıca vakıflara ait tüm gelirler Başmüftülük tarafından toplanıyor ve cemaate ihtiyaca göre dağıtılıyor. Romanya ve Bulgaristan, 2007 yılında AB’ye üye oldular. Ülkemiz ise 1981’de AB üyesi oldu. Bu iki ülke komünizmden demokrasiye geçerken azınlıkların varlığını kabul etti, topraklarında farklı dil, din, kültür ve kimliklere hoşgörüyle yaklaşarak onları koruyan yasaları kabul etti. Ancak üzülerek söylemek zorundayım ki bunların hiçbiri ülkemde yok. Bu iki ülke ile ülkem arasındaki fark ne? Fark, ülkemde iyi niyet olmaması! Romanya ve Bulgaristan’da yaşayan azınlıklar, azınlık olarak resmen tanınsın ya da tanınmasın ülkelerinin toprak bütünlüğüne karşı gelip ülkeyi ele mi geçirdiler? Geniş haklar tanınınca bunları kötüye kullanıp ülkelerine ihanet mi ettiler? Hayır! Onlar sadece ülkelerinde eşit ve özgür bir yaşam için hak ve özgürlüklerini talep ettiler. Yani asıl mesele iyi niyetli yaklaşım! Ülkemiz bizim varlığımızı, kimliğimizi tanıyıp bizleri gerçek zenginlik olarak gördüğü gün mevcut sorunları çözülmemesi için hiçbir neden yok! İyi niyet olmayınca, sorunlar çözülmüyor, mevcut olanlara her gün yenisi ekleniyor. Bize de her alanda sesimizi duyurmak için mücadele etmek düşüyor. Hep yaptığımız gibi!” dedi.