ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

ABTTF, “Azınlıkların Korunmasına Dair Güncel Sorular“ temalı sempozyuma katıldı

18.11.2010
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), 16 Kasım 2010 tarihinde Avusturya’da yerleşik Herbert-Batliner Avrupa Enstitüsü tarafından Puch/Salzburg’da düzenlenen “Avrupa’da Azınlıkların Korunmasına Dair Güncel Sorular“ temalı sempozyuma katıldı. Davet üzerine sempozyuma katılan ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu, 16 Kasım Salı günü „Ulusal Azınlıkların Korunması Sorunları“ başlıklı oturumda bir konuşma gerçekleştirdi.

Innsbruck Üniversitesi Avrupa Hukuku ve Uluslararası Hukuk Enstitüsü’nden Waldemar Hummer’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen ulusal azınlıkların korunması sorunları konulu oturumda ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu ile Bolzano/İtalya’da yerleşik Güney Tirol Etnik Gruplar Enstitüsü (SVI) Başkan Yardımcısı Beate Sibylle Pfeil üyesi oldukları azınlık gruplarının sorunları konusunda bilgilendirmede bulundular.

Konuşmasında Avrupa’nın 45 ülkesinde bugün sayıları 100 milyonu bulan 300’den fazla azınlık olmasına rağmen Avrupa’nın azınlıkları bugün herhangi bir aracı olmaksızın seslerini ve endişelerini duyurma imkanına sahip olmadığını söyleyen Habipoğlu, Yunanistan’da yaşayan Batı Trakya Türk Azınlığı’nın kendini tanımlama hakkı ile bağlantılı olarak vatandaşlık ve dernek kurma alanında yaşanan sorunları dile getirdi.

Başkan Habipoğlu Batı Trakya Türk Azınlığı’nın sorunlarını dile getirdi

1923 yılında imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile Yunanistan’a bırakılan ve dini temelde resmi olarak tanınan Batı Trakya Türk Azınlığı’nın bugün kolektif anlamda kendini tanımlama hakkının gasp edildiğini söyleyen Habipoğlu, önce isminde “Türk” kelimesi geçen okul tabelalarının söküldüğünü, daha sonra ise isminde “Türk” kelimesi geçen derneklerin kapatılarak yenilerinin kurulmasına izin verilmediğini dile getirdi. 1967 Albaylar Cuntası ile birlikte Batı Trakya Türk Azınlığı’nın yoğun bir baskı politikası altında yaşamak zorunda bırakıldığını söyleyen Habipoğlu, 1974 yılında Albaylar Cuntası’nın devrilmesi ile birlikte Yunanistan’da demokrasinin yeniden inşa edilmesine karşılık Batı Trakya Türk Azınlığı’nın sorunlarının çözümsüz bırakıldığını söyledi. Habipoğlu, 1955-1998 arasında Batı Trakya Türk Azınlığı üyesi yaklaşık 60 bin kişinin 3370/1955 sayılı Yunan Vatandaşlık Kanunu’nun eski “19. madde”si hükmüyle “Yunan etnik kökeninden olmadıkları” (yani “soydaş/omogenis” olmadıkları) için, madde hükmündeki ifadesiyle “başka etnik kökenden oldukları” (yani “başka soydan/allogenis” oldukları) için Yunan vatandaşlığından çıkarıldığını belirtti. Konuşmasında dini alanda Batı Trakya Türk Azınlığı’nca seçilen dini liderler, yani müftülerin devlet tarafından tanınmadığını söyleyen Habipoğlu, 1985 yılında Yunanistan’ın Batı Trakya Türk Azınlığı’nca seçilen müftüleri tanımayıp yerine atama yoluyla müftüleri göreve getirdiğini söyledi. Buna tepki olarak ise Batı Trakya Türk Azınlığı’nın kendi müftülerini seçtiğini belirten Habipoğlu, bu tarihten itibaren müftülük konusunda ikili bir yapının devlet eliyle oluşturulduğunu ancak soruna çözüm bulma konusunda herhangi bir çaba gösterilmediğini belirtti.

“Çeşitlilik içinde birlik” sloganı ile Avrupa’da yaşayan farklı dile, dine veya inanca, etnik kökene mensup insanların hoşgörü ve birlik içinde yaşadığı bir Avrupa Birliği’nden bahsedildiği bir dönemde Birlik üyesi Yunanistan’da yaşananların tam tersine işaret ettiğini söyleyen Habipoğlu, “demokrasinin beşiği” olma iddiasındaki Yunanistan’da gerçek anlamda demokrasiden bahsedebilmek için Yunan devleti ve temsilcisi hükümetlerin Batı Trakya Türk Azınlığı ile eşitlikçi ve hoşgörülü bir anlayış temelinde doğrudan ve devamlı bir diyalog mekanizması kurması gerektiğinin altını çizdi.
GALERİ