ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

ABTTF BM İnsan Hakları Konseyi’nde

16.06.2009
2-18 Haziran 2009 tarihlerinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi 11. Oturumu’na Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) yazılı bir bildiri sundu. “Etnik Temelde Ayrımcılık: Batı Trakya Türk Azınlığı ve Medyada Nefret Konuşması” başlıklı bildiride Yunanistan’da ayrımcılık ve nefret suçlarının önlenmesi konusunda yürürlükte bulunan yasal mevzuat ile yazılı basında yer alan nefret konuşmaları konuları inceleniyor.

Irkçılık, ırka dayalı ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve ilgili hoşgörüsüzlük, Durban Deklarasyonu ve Eylem Programı’nın Takibi ve Uygulanması gündem maddesi ile ilgili olarak hazırlanan bildiride Türk Azınlık’ın “demokrasinin beşiği” olarak adlandırılan Yunanistan’da kimliğini ifade etme ve devam ettirme konusunda çeşitli problemler ve ayrımcılık ile karşılaştığı ifade ediliyor.

Ceza Yasası ve nefret suçları

Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı’nın sağladığı bilgiye göre nefret suçları ya da önyargı temelli suçlar konusunda Yunanistan’ın veri sağlamadığının ifade edildiği yazılı bildiride Batı Trakya Türk Azınlığı’na yönelik olarak düşmanlığı kışkırtma olaylarının artış gösterdiği bildiriliyor. ABTTF, Türk Azınlık ile üyesi kişilerin yazılı, görsel-işitsel ya da elektronik medya veya diğer yollar ile Türk Azınlık’ın artan oranda hedef gösterildiğini ifade ediyor. Yunanistan Ceza Yasası’nın özel olarak suçlunun ırkçı ya da önyargı temelli eylemlerinin cezanın belirlenmesinde ağırlaştırılmış koşul olarak dikkate almadığı ifade edilerek 927/1979 sayı ve tarihli yasanın düşmanlığı kışkırtma ve ırkçı düşüncelerin yayılması ile ilgili olarak ırka dayalı ayrımcılık amacını taşıyan eylem ve olayları cezalandırdığı ancak 2003 yılına kadar yasa kapsamında herhangi bir mahkûmiyet kararı verilmediği ifade ediliyor.

Bildiride 2005 yılında “Irk ya da etnik aidiyet, dini ya da diğer inançlar, engel, yaş ya da cinsel yönelim ayrımı yapılmaksızın eşit muamele prensibinin uygulanması” yasasının kabul edilmesinin olumlu bir gelişme olduğu not ediliyor. Ancak yazılı bildiride 3304/2005 sayı ve tarihli yasada izlenen amaç meşru ve şart orantılı ise ırksal ya da etnik aidiyet temelinde farklı bir muamelenin “ayrımcı” olmadığı yönündeki hükmün yasanın uygulanması konusunda sınırlı bir etkiye neden olduğu belirtiliyor.

Türk Azınlık ve medyada nefret konuşması

Bildiride cezai hükümlerin yanı sıra Yunanistan’da medyada nefret konuşmasının yasaklandığı not ediliyor. Atina Günlük Gazeteleri Gazeteciler Birliği Profesyonel Etik ve Sosyal Sorumluluk Yasası’nın gazetecilerin vatandaşlar arasında köken, toplumsal cinsiyet, ırk, siyasi üyelik, ekonomik durum ya da sosyal statü temelinde ayrımcılık yapmaması gerektiği yönündeki hükmüne karşın ABTTF İnsan Hakları Ulusal Konseyi’nin farklı etnik ve sosyal gruplar konusunda haberlerde artan oranda klişe ve önyargı üretildiğini not ettiği hatırlatmasında bulunuyor. Ceza Yasası kapsamında çok az kovuşturma ve mahkûmiyetin olması konusunda ABTTF, asıl problemin belirli yargı makamlarının ırkçılık kavramını yorumlamasında yattığını ortaya koyuyor.

Türk Azınlık’a yönelik olarak medyada belirli önyargı ve olumsuz klişelerin yaratıldığının not edildiği bildiride ABTTF, artan oranda hedef gösterme ve şiddet olaylarına örnek gösteriyor. 4 Mart 2009 tarihinde Hronos gazetesinde yer alan haberde Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg’in raporu ile ilgili olarak “Raportör’e bilgi verenler var olmayan azınlıkları var etmeye çalışan ve ülkedeki istikrarı bozmaya çalışan odak noktalarından çıkarı olanlardır” yorumu yapılarak Türk Azınlık hedef gösterilmiştir.

Türk Azınlık üyesi kişilere yönelik saldırılar ile ilgili olarak ise ABTTF, 19 Şubat 2009 tarihinde Antenna TV’nin Gümülcine şehir meydanında gerçekleştirilen yayını sırasında Trakyanın Sesi ve IŞIK FM sahibi Abdülhalim Dede’ye yönelik fiziki saldırıya yazılı bildirisinde ayrıca yer vermiştir. Batı Trakya’da azınlık üyesi gazetecilere yönelik saldırılarda gözlemlenen artış eğiliminin endişe edici olduğunu ifade eden ABTTF, Yunan makamlarından tüm suçları kapsayacak şekilde ırk temelli eylemlerin cezayı ağırlaştırıcı sebep olduğu yönünde kesin bir hükmün ceza yasasına konulmasını talep etmiştir. Bununla birlikte ABTTF, ırkçılık, ırka dayalı ayrımcılık ile ilgili olarak ulusal mevzuat Hoşgörüsüzlük Karşıtı Avrupa Komisyonu Genel Politika 7 Numaralı belgeye özellikle dikkat çekiyor. ABTTF, ırkçı makalenin yayımlanması durumlarında sanıkların kovuşturulması ve cezalandırılması için Yunan makamlarının her adımı atmasını talep ederek Ulusal Azınlıkların Korunması Çerçeve Sözleşmesi’ni ivedilik ile onaylamasını istiyor.

Habipoğlu: Yunanistan’da toplumsal barış tehdit altındadır

Konu ile ilgili olarak ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu, “Batı Trakya Türk Azınlığı’nın sorunlarının dile getirildiği önemli platformlardan biri olan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin 11. Oturumu’na yönelik olarak hazırlanan bildiride ABTTF olarak etnik temelde ayrımcılık ve nefret konusunu gündeme taşıdık. Ülkemiz Yunanistan’da etnik, dil ya da din temelinde farklı özelliklere sahip gruplar sözlü ve fiziksel saldırıların hedefi haline getirilmektedir. Bu durumun son örneği polis güçlerinin Suriye kökenli bir göçmene ait Kur’an-ı Kerim’i yırtmasının ardından Atina’da bir mescidin kundaklanması olaylarıdır. Bu olayı şiddet ile kınamakla birlikte Yunanistan’da “ötekileştirme”nin tehlikeli boyutlarına işaret etmektedir. Bu nedenle nefret ya da önyargı temelli konuşmaların yasaklanması konusunda Yunan makamları ivedilikle harekete geçmelidir. Aksi takdirde toplumu oluşturan bireyler arasında barışçıl ortamın sürdürülmesi tehlikeye girecektir” açıklamasında bulundu.

ABTTF’nin BM İnsan Hakları Konseyi 11. Oturumu’na sunmuş olduğu yazılı bildirinin tam metnine buradan ulaşılabilir.

ABTTF’nin BM İnsan Hakları Konseyi 11. Oturumu’na sunmuş olduğu yazılı bildiriyi indirmek için buraya tıklayınız.
GALERİ