ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Avrupa Parlamentosu’nda Azınlık’a misilleme

06.06.2008
4 Haziran 2008 tarihinde Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’nda Avrupa Halkları Partisi (Hristiyan Demokratlar) (EPP) ve Avrupa Demokratları (ED) İslam Çalışma Grubu “Yunanistan İskeçe İlindeki Dini Anıtlar ve Kültürlerarası Diyalog Unsuru Olarak Dini Mirasın Korunması“ başlıklı kitap tanıtımı ve konferans düzenledi. Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF)’nun 17 Nisan 2008 tarihinde yine Avrupa Parlamentosu’nda düzenlediği “Yunanistan’da Yok Sayılan Azınlıklar: Batı Trakya Türkleri ve Makedonlar“ başlıklı uluslararası panele cevap niteliğinde olduğu anlaşılan kitap tanıtımı ve konferansa ABTTF adına Başkan Halit Habipoğlu ve Uluslararası İlişkiler Sorumlusu K. Engin Soyyılmaz katıldılar. ABTTF adına katılan iki kişilik heyetin edindiği izlenim, EPP ve ED İslam Çalışma Grubu’nun düzenlemiş olduğu kitap tanıtımı ve konferansın ABTTF’nin AP’de düzenlediği panele misilleme olduğu yönündedir. Toplantının konusunun “Yunanistan İskeçe İlindeki Dini Anıtlar“ adlı kitabın tanıtımı olmasına karşın sözkonusu kitabın katılımcılara dağıtılmaması veya kitabın içeriği hakkında konuşmacılar tarafından bilgi verilmemesi sözkonusu kitabın araç olarak kullanıldığı yönündeki kanaati güçlendirmektedir.

Batı Trakya Türk Azınlığı’nın varlığı ve dini hakları yine yok sayıldı

Kitap tanıtımı ve konferansın açış konuşmalarının AP milletvekili ve EPP-ED Grubu Başkan Yardımcısı Vito Bonsignore ve AP milletvekili ve AP Başkan Yardımcısı Rodi Kratsa-Tsagaropoulou tarafından yapıldığı toplantı, Belçika merkezli bir sivil toplum kuruluşu olan Sürdürülebilir Kalkınma Ajansı (ADD) Direktörü Didier Deroy’un ADD ve Anna Lindt Vakfı tarafından 2008 Kültürlerarası Diyalog Avrupa Yılı kapsamında „Diyalog için 1001 Eylem“ kampanyasının tanıtımı ile devam etti. Kitap tanıtımı ve konferansta dikkat çeken, İskeçe ve Peritheoron Metropoliti Panteleimon’un ardından İskeçe Atanmış Müftüsü Emin Sınıkoğlu’nun açış konuşmaları oldu. Panteleimon, İskeçe’nin Ortodoks, Müslüman ve Yahudiler olmak üzere farklı dini, kültürel ve etnik kökenden insanların barış içerisinde birarada yaşadığı bir il olduğunu, dolayısıyla Avrupa için bir örnek teşkil ettiğini ifade etti. Atanmış Müftü Sınıkoğlu ise sözkonusu kitabın İskeçe’de yaşayan Müslüman ve Hristiyanlar arasında hoşgörüye dayalı ilişkiyi göstermesi ve barış içinde birarada yaşamayı teşvik etmesi açısından önemli bir ürün olduğunu belirtti.

Açış konuşmalarının ardından “Yunanistan İskeçe İlindeki Dini Anıtlar“ adlı kitabın tanıtımın yapıldığı birinci oturum gerçekleştirildi. İlk oturumda Piskopos Archimandrite Fr. Panteleimon Moufatis, İmam Şerif Emin ve kitabın bilimsel editörü Dr.Georgios Tsigaras konuşmalarının ardından İstanbul-Fener Rum Ortodoks Kilisesi Patrik Bartholomeos’un sözkonusu kitap ile ilgili mesajı Brüksel Piskoposu tarafından okundu. İlk oturumda öne çıkan unsur İskeçe’de yer alan kilise ve camiler ile ilgili olarak yapılan sunumların ardından sözkonusu kitabın İskeçe’de yaşayan farklı dine mensup insanlar arasında uyum ve barış içinde birarada yaşamanın teşvik edilmesi açısından önemli olduğu görüşü oldu. Kitabın bilimsel editörü Tsigaras ise Yunanca ve İngilizce dillerinde hazırlanan kitabın İskeçe’deki dini anıtların tanıtılması açısından önemli olduğunu ve İskeçe’nin çokkültürlü yapısının dinlerarası diyalog konusunda güzel bir örnek oluşturduğunu ifade etti. İlk oturumun ardından gerçekleştirilen ikinci oturumda „Kültürlerarası Diyalog Unsuru Olarak Dini Mirasın Korunması“ konusu görüşüldü. Drama-Kavala ve İskeçe Bölgesel Yerel Yönetimi Başkanı ve Bölgeler Komitesi Üyesi Konstantinos Tatsis “Toplulukların Siyasi Birlikteliği“ adlı sunumunda Müslümanlar ve Hristiyanlar arasındaki birliktelikten bahsederken 1955’te yaşanan 6-7 Eylül olayları nedeniyle İstanbul’daki Rum kültürel kimliğinin yok edildiğini ifade etti. Ardından konuşan İskeçe Ermeni Toplumu Başkanı Takvor Karaoglanian „İskeçe’deki Ermeni Toplumu“ başlıklı sunumunda Yunanistan’da yaşayan Ermenilerin ve tüm dini grupların demokrasiden bütünüyle faydalandıklarını ifade etti. Oturumların tamamlanmasının ardından gerçekleştirilen tartışma ve sonuç bölümünde söz alan EPP-ED Grubu üyesi AP milletvekili Erna Hennicot-Schoepges Avrupa’da çokkültürlülük anlamından İskeçe’nin tek olmadığını ifade ederek Avrupa’nın diğer bölgelerinde farklı kültür ve dinden insanların birarada yaşadığını ifade etti. Hennicot-Schoepges İskeçe’de yaşananların kitap tanıtımı ve konferans boyunca bahsedilenlerin tamamı ile örtüşmediğini ve Yunanistan’da adı geçen azınlık gruplarından fazlasının var olduğunu ve Yunanistan’da etnik ve dini sorunların halen devam etmekte olduğunun unutulmaması gerektiğini belirtti. Bu sözlere karşılık olarak ise Tatsis cevap hakkını kullanarak Yunanistan’daki Azınlık’ın 1923 Lozan Barış Anlaşması ile Müslüman azınlık olarak kabul edildiğini, dolayısıyla Yunan devleti ve hukuk sisteminin bu konuyu bu açıdan değerlendirmek mecburiyetinde olduğunu ifade etti.

Gerçekleştirilen kitap tanıtımı ve konferansa katılan ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu, toplantı ile ilgili yaptığı yorumda, gerçekleştirilen toplantının ABTTF’nin 17 Nisan 2008 tarihinde AP’de gerçekleştirdiği uluslararası panele bir cevap niteliği olması amacı ile acele ile düzenlenmiş bir etkinlik olduğunu, aksi takdirde sözkonusu kitabın katılımcılara dağıtılmış olması gerektiğini ifade etti. Habipoğlu, “2008 Kültürlerarası Diyalog Avrupa Yılı kapsamında AB’nin mali yardımı ile hazırlanan bu kitap tanıtımı ve konferans ile Batı Trakya’da yer alan İskeçe’de yaşayan Müslüman, Ermeni ve Hristiyanların barış içinde birarada yaşadığı gösterilmek istenmiştir. Katılımcıların çoğunun Yunan olduğuna dikkat çeken Habipoğlu, çokkültürlülük ve hoşgörülü bir etkinlikte katılımcıların farklı etnik ve dini gruplara mensup insanlardan oluşması gerektiğini ifade etti. Habipoğlu, “Dolayısıyla 4 Haziran’da AP’de gerçekleştirilen etkinliği ABTTF’nin 17 Nisan tarihinde yine AP’de düzenlediği uluslararası panele bir cevap niteliğinde değerlendirmek durumundayım. ABTTF’nin AP’deki çalışmalarından rahatsızlık duyulduğu açıkça görülmektedir. Söz almak isteğimin dikkate alınmamasında başka bir sebep görmek mümkün değildir“ şeklinde görüş bildirdi.
GALERİ