Atina’da ırkçılık ve İslamofobi karşıtı protesto
29 Mayıs 2009 tarihinde Yunanistan’ın başkenti Atina’da büyük bir protesto gösterisi düzenlendi. “Irkçı saldırıları durdurun, İslamofobiye hayır” başlıklı pankart taşıyan göçmen kökenli Müslümanlar barışçıl bir gösteri ile miting düzenlediler. Atina şehir merkezindeki Omonia Meydanı’nda gerçekleştirilen protesto gösterisine 2000’den fazla göçmen Müslüman ile solcu Yunanların yanı sıra ırkçılık karşıtı gruplar ile insan hakları örgütleri de katıldılar.
20 Mayıs 2009 tarihinde Atina’da polis memurunun Suriye kökenli bir göçmene ait Kur’an-ı Kerim’i yırtması üzerine ciddi bir isyan patlak vermişti. Daha önce de yaklaşık 2000 Müslüman kökenli göçmenin olayı protesto etmek amacı ile toplanmış ancak polis ile protestocular arasında çatışmaya yaşanmıştı. Çevredeki arabaları deviren ve dükkan camlarını kıran göstericiler ile polis arasında yaşanan çatışmada 40 kişi tutuklanırken dört kişi ağır şekilde yaralanmıştı. Kimliği belirsiz kişilerden oluşan bir grup St. Panteleimonas’da Müslümanlar tarafından ibadet amacı ile kullanılan bir yere saldırıda bulunmuşlardı.
29 Mayıs’ta düzenlenen protesto gösterisine katılmayan Yunanistan Müslüman Birliği Başkanı El-Ghandour, “Kur’an-ı Kerim’in yırtılması son damlaydı. Daha derinde yatan sebepler sosyaldir. Bu gençler çalışamıyorlar ya da başka bir yere seyahat edemiyorlar. Buraya sıkışıp kaldılar ve sosyal olarak dışlandılar” açıklamasında bulundu. Reuters’a konuşan El- Ghandour, kimliği tespit edilmeyen polis memuruna karşı dava açtıklarını söyledi.
Yunanistan’ın göçmen Müslümanları
Bugün Yunanistan’da farklı etnik kökene sahip 830.000 Müslüman yaşadığı tahmin ediliyor. Yalnızca Atina’da 700.000 Müslüman yaşıyor. Bu rakam içerisinde Batı Trakya’da 120.000 kişi yaşadığı ifade ediliyor. Ancak bu yüksek rakama rağmen Yunanistan, resmi bir cami ya da Müslüman mezarlığı olmayan tek Avrupa ülkesidir. Bu nedenle Yunanistan dini azınlıklara saygı duymaması nedeni ile ciddi eleştirilere maruz kalıyor. Yunanistan’da Camii inşa edilmesi için ilk talep 1976 yılında yapıldı. Ancak 2006’da Meclis, Atina’daki Yunan ve Avrupa fonları ile bir camii yapılmasını onayladı. Fakat proje, askıya alındı.
Benzer şekilde mezarlık için Yunan kilisesi toprak bağışında bulundu, ancak proje ilerlemedi. Bugün, Batı Trakya Türk Azınlığı üyesi olmayıp Yunanistan’da yaşayan Müslümanlar usulüne uygun bir cenaze törenini Batı Trakya’ya ya da yurtdışında gerçekleştirmek zorundalar.
7 Haziran’da gerçekleştirilecek Avrupa Parlamentosu seçimlerinin hemen öncesinde meydana gelen olaylar ile ilgili olarak LAOS- Halkçı Ortodoks Cephe Partisi Başkanı Yorgo Karacaferis, “Onlara saygı duyuyoruz, ancak buraya davet edilmeksizin geldiklerini hatırlamak zorundalar. Burası Ortodoks bir ülkedir, eğer beğenmiyorlar ise kapı açık” açıklamasında bulunmuştu.
Buna karşılık Yunanistan Komünist Partisi(KKE), göçmenlerin durumu ile ilgili olarak İçişleri Bakanı Propokis Pavlopoulos’u protesto ederek göçmenlerin cami ve mezarlık talepleri ile ilgili çalışmaların hızlandırılmasının yanı sıra ikamet izni verilerek ülkede yasa dışı olarak yaşayan göçmenlerin yasallaştırılmasını talep etti.
Habipoğlu: Yunanistan “öteki”leştirdiği gruplar ile barışmak zorundadır
Konu ile ilgili olarak Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, “Yunanistan’da patlak veren olaylar, insan haklarının önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Bireyin din ve ibadet özgürlüğüne yapılan saldırının ardından gerçekleştirilen protesto gösterileri sorunun sosyal ve ekonomik nedenlerine dikkat çekmek ile birlikte insan hakları alanında Yunanistan’ın iyi bir sicile sahip olmadığını bir kez daha teyit etmektedir. Bu nedenle Yunanistan, harekete geçerek ülkesinde yaşayan “öteki” gruplar ile uzlaşmanın yollarını aramalıdır. Yunanistan’da doğup, Yunanistan’da büyüdükleri ve Yunanistan’da yaşadıkları halde “öteki”leştirilerek görmezden gelinen azınlıklar unutulmamalıdır. Batı Trakya Türk Azınlığı’nın statüsü ve hakları Lozan Anlaşması ile belirlenmiş olmasına rağmen Yunan vatandaşı olan Türk Azınlık üyeleri kendi ülkelerinde ekonomik, sosyal ve kültürel alanda ırkçılık, ırka dayalı ayrımcılık ile birlikte yaşamaya mecbur bırakılmışlardır. Yunanistan’ın insan hakları alanında kaydetmesi gereken yol epey uzundur” açıklamasında bulundu.