ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Vasilis Bornovas Yunanistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na atandı

24.04.2008
Batı Trakya Türk Azınlığı’nın ılımlı tavırları ile tanıdığı Trakya Siyasi İşler Bürosu Müdürü Vasilis Bornovas Yunanistan’ın yeni İstanbul Başkonsolosu olarak atandı. Dışişleri Bakanlığı’nın yeni atamaları kapsamında merkezi İskeçe’de bulunan Dışişleri Bakanlığı’nın Trakya Siyasi İşler Bürosu Müdürü Bornovas’ın Türkçe bilmesi dolayısıyla İstanbul Başkonsolosluğu’na Aleksis Aleksandris’in yerine atandığı belirtilirken Aleksandris’in ise Bornovas’ın yerine getirileceği tahmin ediliyor.

Azınlık “Yabancı” muamelesi görmeye devam ediyor

Batı Trakya Türk Azınlığı Türk etnik kökenine sahip İslam dinine mensup 150 bin Yunan vatandaşından oluşan topluluğun adıdır. Bilindiği gibi Batı Trakya Türk Azınlığı Yunanistan’ın uluslararası antlaşmalar ile “Müslüman Azınlık” olarak tanıdığı tek azınlık statüsündedir. Türk etnik kimliği reddedilen ve yalnızca dini bir azınlık olarak tanımlanan Batı Trakya Türk Azınlığı Yunan devleti tarafından ulusal bir mesele değil uluslararası bir mesele olarak ele alınmaktadır. Bu nedenle Batı Trakya Türk Azınlığı sorunu Yunan devletinin Dışişleri Bakanlığı’nın görev kapsamı niteliğine alınmış, böylelikle Yunan Vatandaşı Azınlık ile ilgili talepler ve sorunlar Dışişleri Bakanlığı’nca ele alınmaktadır. Bu haliyle Azınlık Yunanistan’ın “milli dava” olarak tanımladığı Kıbrıs, Makedonya, Ege ve Kuzey Epir sorunları ile eş görülmek istenmektedir. Azınlık sorununun Yunanistan tarafından “Trakya davası” olarak tanımlanması bu görüşü kanıtlar niteliktedir.

Azınlık politikasının Dışişleri Bakanlığı tarafından belirlenmesi ile Azınlık’ın yönetilmesi ile yetkili mercinin Dışişleri Bakanlığı’nın olması ülkemiz Yunanistan’ın Azınlık’ı “yabancı” olarak görmeye devam ettiğini gösteriyor. Trakya’nın Rodop, İskeçe ve Gümülcine olamak üzere üç vilayetinde Dışişleri Bakanlığı’na bağlı “Kültürel İlişkiler Büro”larının varlığı ve bunların şeffaf olmayan bir anlayışla yönetilmesi Azınlık’ın Yunan devleti tarafından ayrımcı bir politikaya tabi tutulduğunu gösteriyor. Ülkemiz Yunanistan Azınlık’ı “Helen asıllı olmayan” olarak ayırmakla “çeşitlilik içinde birlik” ilkesi ile ters düşüyor. Bu durum Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 14’e aykırıdır. Yunan devleti’ne 8-9 Ekim 1993’te Viyana’da düzenlenen ilk zirvede Avrupa Konseyi üye ülke hükümetleri ve devlet başkanları tarafından kabul edilen Antlaşma’yı ve 10-11 Ekim 1997’de Avrupa Konseyi üye ülkelerinin hükümet ve devlet başkanlarının Strazburg’da düzenlenen ikinci zirvesinde kabul edilen Son Antlaşma’yı ve Eylem Planı’nı hatırlatırız. Yunan devletine Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu’nun 7 Numaralı Irkçılık ve Irksal Ayrımcılıkla Mücadelede Ulusal Yasalarla ilgili Genel Tavsiye Kararı’nın tanımlar kısmında 1.Madde b bendinde “ırk, renk, dil, din, milliyet, milli ya da etnik köken gibi bir temelde, nesnel ve mantıklı bir biçimde haklılaştırılamayan her türlü farklı muamele anlamına gelmelidir. Farklı muamelenin nesnel ve mantıklı olarak meşru olmaması; söz konusu muamelenin meşru bir amacının olmaması veya kullanılan yöntemler ile gerçekleştirilmek istenen amaç arasında ölçülülük anlamında mantıklı bir ilişki olmaması durumunun “doğrudan ırk ayrımcılığı“ olarak tanımlandığını hatırlatmak isteriz.
GALERİ