Değerli okurlar,
Ülkemiz Yunanistan ile anavatanımız Türkiye arasındaki olumlu ilişkiler dolayısıyla esen ılımlı ve sakin ortam nedense bölgemizde bazı çevreleri rahatsız ediyor.
11 Ekim’de İskeçe’de Aşağımahalle Çınar Camii’ndeki Cuma namazı esnasında yaşananları hatırlayalım.
Dini vecibelerini ifa etmek için her Cuma olduğu gibi o Cuma da camiye giden cemaatimiz bir anda camiden cübbe ve sarıkla giren tayinli müftü naiplerini gördüler, bu durum cemaatimiz haliyle tepki yarattı.
Çünkü bu düpedüz bir provokasyon!
Böyle olduğu da ortaya çıktı zaten.
Camideki provokasyonun ardından Rodop İli Yeni Demokrasi Partisi Milletvekili Evripidis Stilyanidis, Foni Tis Rodopis gazetesine “Trakya’daki Türk milliyetçiliğine yönelik teröre kim son verecek?” başlıklı bir yazı yazdı; Çınar Camii’nde yaşananlar ile ilgili olarak Yunan Dışişleri Bakanlığı’na çağrıda bulunarak anavatanımızla ülkemiz arasındaki işbirliği politikasını eleştirdi.
Eğitim Bakanlığı Din İşleri Genel Sekreteri Yorgos Kalancis de konuya müdahil oldu, Ekim sonunda Gümülcine tayinli müftü naibini ziyaret etti, cemaatimizin tepkisini saldırı olarak nitelendirerek bunu kınadığını söyledi.
Kalancis böylece bölgedeki provokasyonu derinleştirdi.
Bu provokasyon olayı Meclis’e de soruyla taşındı.
Soruyu NİKİ Partisi Milletvekili Nikos Papadopulos Vatandaşı Koruma Bakanlığına sordu.
Vatandaşı Koruma Bakan Yardımcısı Andreas Nikolakupulos da cevap verdi.
Nikolakupulos, İskeçe’de Çınar Camii’deki olayla ilgili İskeçe Emniyetinin resen soruşturma başlattığını ve tüm bilgilerin savcılığa sunulduğunu söyledi.
Anlaşılan bölgemizde Çınar Camii’de provokasyon yaratılması için birileri bir senaryo yazdı, ardından bu senaryo hayata geçirildi, şimdi biz de bunu izliyoruz.
Şunu unutmayalım, herkese de hatırlatalım!
Ülkemizde tanınmış din olarak ifade edilen tüm dinlerin liderleri kendi cemaatleri tarafından belirleniyor.
Yani ülkemizde Ermeni, Musevi, Katolik Hristiyan, Ortodoks Hristiyanlar kendi liderlerini kendi cemaatlerinin kurallarına uygun olarak seçiyorlar, devlet de bu seçimleri tanıyor, seçilen liderleri tanıyor.
Ama konu biz olunca orada iş değişiyor!
Devlet Yunan Ortodoks Kilisesi’ne ya da Yunanistan Yahudi Cemaati’ne müdahale etmezken yalnızca bizim cemaatimiz devlet kontrolü ve müdahalesi altında
Batı Trakya Türk toplumu uluslararası antlaşmalar ile özerk kılınmış olmasına rağmen devlet bu hakkımızı gasp etti, müftülerimizi atama yoluna gitti!
Ülkemizde sadece bize müdahale ediliyor, müftülüklerimiz olağan devlet dairelerine dönüştürülüyor, devletin atadığı müftü naipleri de genel müdür seviyesinde devlet memuru sayılıyor!
Cemaatimizin yok saydığı müftü naiplerinin bölgemizde birkaç camii dışında başka camiye resmi ünvanı ile giremediğini hepimiz biliyoruz, çünkü cemaatimiz onları dini lideri olarak görmüyor, tanımıyor, kabul etmiyor.
Bunu bile bile Çınar Camii’ye cübbe ve sarıkla gelen tayinli müftülerin yaptığı bu nedenle provokasyon!
Yoksa hepimizin bildiği gibi Allah’ın evi olan camilerimiz herkese açık!
Ama yine hepimizin bildiği gibi buradaki amaç başkaydı!
Bunu bilen cemaatimiz de provokasyona alet olmadı.
Şimdi bunu bazı çevreler farklı göstermeye çalışıp bu olayı kasıtlı olarak farklı biçimde köpürtüyorlar!
Şimdi kamuoyunu kim nasıl manipüle etmeye çalışıyor, buradaki asıl amaç ne?
Gözümüz açık, olan biteni görüyoruz.
Biz bu oyuna gelmeyiz!
Kimse heves etmesin!
Selam ve saygılarımla
Halit Habip Oğlu
ABTTF Başkanı
