ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Anlayamıyorum!

06.01.2021

Sevgili okurlar, 

Herkese mutlu, en önemlisi sağlıklı yeni bir yıl dilerim. 

Umarım ki 2021 hepimiz için sağlıklı, mutlu ve umut dolu bir yıl olur. 

Aşının bulunması ve uygulanmaya başlaması dolayısıyla dünyaca yeni yıla umutla girdik. 

Bu umut hepimiz için ışık oldu. 

Zira pandemiyle mücadele kapsamında alınan önlemler gereğince Noel ve yılbaşı tatillerini evlerimizde geçirmek zorunda kaldık. 

Herkes gibi ben de ailemle, evimdeydim. 

Ailemle keyifli anlar yaşadık. 

Birlikte yemek yaptık, aynı masanın etrafında yemeklerimizi yiyip uzun uzun sohbet ettik.

Akşamları film izledik, kimi zaman oyunlar oynadık. 

Birlikte geçirdiğimiz bu keyifli zamanların yanı sıra kendi köşelerimize çekildiğimiz zamanlarımız da oldu. 

Bu anlardan birinde sanal ortamda gezinirken Türk müziği dinleyeyim dedim, bir şarkıya tıkladım, aşina olduğum bir melodi kulağıma çalındı. 

Zülfü Livaneli’nin Leylim Ley Türküsü’nü dinlerken birden Ege’nin öteki yakasından, memleketimizden Maria Farandouri’nin sesiyle şarkıyı Yunanca dinlemeye başladım. 

Sabahattin Ali’nin Ses öyküsünden hayat bulan Leylim Ley Türküsü Yunanca ve Türkçe kulağa o kadar güzel tınladı ki, büyüleyiciydi.

Türkçe ve Yunanca seslendirilmiş diğer şarkıları da dinledim. 

Sonraki sabah yılbaşı akşamı yemeği için tariflere bakarken de aynı şeyi yaşadık. Türk ve Yunan mutfaklarında o kadar çok aynı tarif vardı ki!  

Müziğimiz, yemeğimiz aynı!

Yüz yıllardır birlikte yaşıyoruz! 

Tüm bunları düşünürken öyle dalmışım ki eşimin bana seslendiğini duymamışım. 

Eşimin “Çok derinlere daldın galiba!” sözüyle irkildim. 

Şaşkınlıkla eşime şöyle dedim: “Ülkemiz ve anavatanımızın insanlarının yemekleri aynı, müzikleri aynı! Hatta halk oyunları bile birbirinin neredeyse aynısı! Aynı coğrafyayı paylaşmanın ötesinde bizler Batı Trakya, Rodos ve İstanköy’deki Türkler olarak bu ülkenin vatandaşlarıyız! Yüz yıllardır Maria ile Kosta ile aynı topraklarda yan yana yaşıyoruz. Ülkemizi seviyoruz, ülkemiz için savaştık, can verdik. Ne oldu da biz bu topraklarda düşman olarak görülür olduk? Evet, siyaset diyebilirsiniz. Ama bunun da ötesinde ne zaman bizler bu toplumda öteki olduk? Neden ülkemizin birliğine, bütünlüğüne tehdit olarak algılandık? Oysa ülkemize hiçbir zaman ihanet etmedik, bir dakika bile ülkemizin kötülüğü için çalışmadık.” 

Evet, tam böyle dedim.

Anlayamıyorum! 

Birini ötekileştirmenin, yok saymanın ne getirisi var? 

Bu topraklardaki Türkleriz! Tarihin getirdiği koşullar sonucunda yüzyıllardır yaşadığımız topraklarda azınlık olduk! 

Türk Azınlık olarak yaşarken gün geldi, ülkede Türk yok dediler. 

Derneklerimizin ismindeki “Türk” kelimesini kaldırdılar, derneklerimizi kapattılar. 

Şimdi de medreselerimizde “Azınlık” kelimesini kaldırıp yerine “Müslüman” koydular. 

Amaç ne?

Kimliğimizi, Türklüğümüzü mü elimizden almak istiyorlar?

Oysa Türk’üyle Yunan’ıyla ve diğer tüm milletlerle birlikte bir arada yaşamak değil mi bizi, bu dünyayı güzelleştiren?

Çeşitlilik değil midir bizi zengin kılan?

Olağanüstü bir yıla veda edip 2021’in ilk günlerini yaşadığımız şu günlerde yeni yılda aklın, mantığın, sağ duyunun egemen olmasını diliyor, ülkemizin bizi biz olarak gördüğü, kabul ettiği, kucakladığı günlerin yakın olmasını umut ediyorum! 

Sağlıcakla kalın. 


Halit Habip Oğlu
ABTTF Başkanı

GALERİ