Avrupa Parlamentosu (AP) Milletvekilleri Loránt Vincze (Romanya, EPP), François Alfonsi (Fransa, Yeşiller/EFA), Herbert Dorfmann (İtalya, EPP) ve Yana Toom’un (Estonya, Renew) 6 Temmuz 2023 tarihinde sunduğu “Batı Trakya’daki (Yunanistan) yerli topluma mensup çocukların kaliteli okul öncesi eğitime erişimi” başlıklı yazılı soru önergesine Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’ndan yanıt geldi.
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu’nun (ABTTF) inisiyatifiyle AP üyesi dört milletvekilinin ortak imzasıyla sunulan soru önergesinde, Yunanistan’da yaşayan Batı Trakya Türk toplumunun sahip olduğu eğitim özerkliği kapsamında kendi okullarını kurma ve yönetme hakkına sahip olduğu ancak devletin yaklaşımı nedeniyle iki dilli Türk ilkokullarının sayısının azaldığı kaydedilmişti.
Batı Trakya’da bir tane bile iki dilli azınlık anaokulunun bulunmadığı ve Türk toplumunun özel anaokulu taleplerini Yunan makamlarının yanıtsız bıraktığına dikkat çekilen soru önergesinde, Türk toplumuna mensup çocukların ana dillerinde okul öncesi eğitimden mahrum bırakılmalarının eğitimde eşitsizlik yarattığı ifade edilmişti.
AP Milletvekilleri Vincze, Alfonsi, Dorfmann ve Toom, AB Komisyonu’nun Türk toplumuna mensup çocukların eğitim haklarının Temel Haklar Şartı ve AB mevzuatı uyarınca teminat altına alınmasını sağlamak için hangi adımları atmayı planladığını sormuştu.
AB Komisyonu adına İnovasyon, Araştırma, Kültür, Eğitim ve Gençlikten Sorumlu Komisyon Üyesi Iliana Ivanova tarafından 24 Ekim 2023 tarihinde iletilen yanıtta, AB’nin İşleyişi Hakkında Antlaşma’nın 165. maddesi uyarınca Üye Devletlerin kendi eğitim sistemlerinin organizasyonundan tamamen sorumlu olduğu ve belirli bir bölgedeki eğitim dilinin seçiminin Üye Devletlerin yetki alanında kaldığı ifade ediliyor.
Ivanova, AB Komisyonu’nun AB’nin sınırlı yetkileri dahilinde dil öğrenimi ve çok dilli çeşitliliğe desteği teşvik etmek için Üye Devletlerle birlikte çalıştığını not ederek, Yüksek Kaliteli Erken Çocukluk Eğitim ve Bakım Sistemlerine (ECEC) ilişkin 2019 Konsey Tavsiyesi’nin özellikle çok dilli ülke ve bölgelerde erken dil öğrenimini ve iki dilli okulları teşvik ettiğini ancak yasal olarak bağlayıcılığının bulunmadığını kaydediyor.
AB Temel Haklar Şartı’nın her türlü ayrımcılığı yasakladığını ve AB’nin kültürel, dinsel ve dilsel çeşitliliğe saygı gösterme yükümlülüğüne işaret ettiğini belirten Ivanova, bu hükümlerin Üye Devletler için yalnızca AB hukukunu uygularken geçerli olduğunu ifade ediyor.
*Fotoğraf: www.anadoluimages.com